"Odama bir daha dalmaya kalkarsan seni sikerim Taehyung. Yaparım bunu."
Jungkook mutfakta sessizce dişlerinin arasından konuşarak Taehyung'u azarlıyordu ama Taehyung bunu umursuyor gibi görünmüyordu.
"Kim kimi sikiyor acaba? Ayağını denk al geri zekalı. Biz gelmesek sikilecektin. Bu kadar kolay lokma olmasana aptal."
"Bunu bana sen mi diyorsun?"
Jungkook alay edercesine gülüp Taehyung'a yaklaşmaya başlamıştı.
"Biz çok uzattık sanki?"
Jungkook Hoseok'un sesini taklit ederek Taehyung'a doğru bir öpücük atmıştı. Taehyung ise sinirle Jungkook'un karnına bir dirsek atıp yemeği yapmaya devam etmişti.
"O başka bu başka. Biz Hoseok ile yıllardır tanışıyoruz."
"Ben de Jimin'i yıllardır tanıyorum."
"Ama sadece sen tanıyorsun. Jimin seni şunun şurasında kaç gündür tanıyor sence? Seni gerçekten sevdiğini düşünüyor musun?"
Jungkook sinirlenmeye başlamıştı. Ellerini yumruk yapıp sonuna kadar sıktığında tırnakları avuç içlerine batıyordu ama o kadar sinirlenmişti ki bu umrunda bile değildi.
"Bunu sorgulamak, senin haddin değil. Yerini bil Taehyung. Sınırları aşma."
Jungkook sinirle mutfaktan çıkıp odasına doğru ilerlemişti. Odasına girdiğinde Jimin hâlâ Jungkook'un odasındaki lavabodaydı.
Jungkook banyonun kapısını tıklayacağı sırada içeriden kısık bir inleme sesi gelmişti. Jungkook'un aklına doluşan şeyler hiç iyi değildi.
Jungkook öylece kapının önünde gelen sesleri dinlemeye devam etmişti. Jimin inledikçe Jungkook daha kötü hissediyordu. Birkaç dakikanın sonunda Jimin kapıyı açtığında Jungkook kapının ani açılışının üstüne sıçarayarak geri çekilmişti.
Jimin'in baygın bakışları Jungkook'un üzerinde dolanınca Jungkook gözlerini kaçırmıştı. Jimin kendi zevkleri için Jungkook'u kullanmıştı. Jungkook Taehyung'un sözleri üzerine böyle düşünmeden edemiyordu.
Jimin ise Jungkook'un bu düşüncelerini duyduğu anda ciddiyetle Jungkook'a yaklaşmaya başlamıştı.
"O zaman,"
Jimin kaşlarını havalandırarak Jungkook'un dibine girdiğinde Jungkook nefesini tutmuştu.
"Sen de porno izlerken beni düşünerek kendini tatmin ettiğine göre,"
Jimin Jungkook'un yanağına elini çıkartıp okşadığında Jungkook gözlerini kapatmıştı.
"İkimizin de tek derdi zevk mi?"
"Asla."
Jungkook hızla inkâr ettiğinde Jimin başını sallamıştı. Jungkook Jimin'in o olayı nereden bildiğini pek anlamamıştı ama Jimin'in bunu biliyor olması, Jungkook'a oracıkta ölmeyi dilettiriyordu.
"O zaman, sen ne hissediyorsan onu hissettiğimi bil."
Jungkook gözlerini Jimin'in gözleriyle buluşturup dolu gözleriyle Jimin'e bakmaya başlamıştı.
"Seninle aynı hisleri paylaşıyorum Jungkook."
Jungkook yutkunup gözlerini kapatmıştı tekrar. Jimin'den bu sözleri duymak ona hayatı sorgulatıyordu. Bazen yaşadığından şüpheleniyordu.
Ama Jimin'de bir duygu hissedemiyordu. Gerek öpüşürken, gerek birbirlerine bakarken Jimin hep dümdüzdü. Bu Jungkook'u istemsizce üzüyor ve olumsuz düşünmesine sebep oluyordu.
"Senden bir şey istesem?"
Jimin Jungkook'un yanağındaki elinin baş parmağıyla Jungkook'un yüzünü okşayıp başını sallamıştı onaylarcasına.
"Ben sana duygularımı hissettirerek öptüm hep seni. Bir kez de benim hissetmeme izin versen?"
Jungkook'un sesi kısıktı. Jimin'in gözlerine bakamıyor, gözlerini sürekli kaçırıp duruyordu.
Jimin Jungkook'un bu masumluğuna tahammül edemiyordu. Bir insan nasıl bu kadar güzel olabilirdi aklı almıyordu Jimin'in.
Jimin diğer elini Jungkook'un beline atarak Jungkook'u kendine çekmiş, dudaklarını önce Jungkook'un çenesine bastırmıştı. Yavaşça dudaklarını birleştirdiğinde başta hareket etmemişti Jimin. Ağlayacak gibi hissediyordu. İlk defa bu kadar yoğun duygular yaşıyordu.
Jungkook'un dudaklarını dudaklarının arasına alırken bile, Jungkook'un dudakları acır diye tedirgin oluyor, yavaş yavaş emiyordu.
Jimin dudaklarını ayırıp ne zaman kapattığını bilmediği gözlerini kapalı tutmaya devam etmişti. Alınları birbirine yaslı, ikisinin saçları birbirlerine karışmıştı şimdi. Jimin Jungkook'un belindeki elini Jungkook'un yüzüne çıkardığında artık iki eliyle Jungkook'un yüzünü kavramıştı.
"Bana ne yapıyorsun böyle..?"
Jimin en kısık sesiyle mırıldandığında Jungkook gözlerini açmıştı. Alınları birbirlerine yaslı olduğu için Jimin'in yüzünü tam olarak göremiyordu. Jungkook gülümseyerek tekrar dudaklarını aralamıştı.
"Umarım hayatım boyunca yüzünü göremememin tek sebebi, çok yakın olmamızdan olur."
Jimin bu sözlerin üzerine gözlerini açmıştı. Kendisi de Jungkook'u net göremiyordu.
"Bu dileğini doğru kişinin yanında diledin."
Jimin Jungkook'un yanaklarındaki ellerini indirip aniden aynaya bakmaya gitmişti. Jimin odanın içindeki aynada yüzünü gördüğünde şokla aynayla bakışıyordu.
"Aman tanrım. İlk defa şeffaf gözyaşım var. Her zaman gri olurdu. Bu ne şimdi?"
Jungkook önce anlamamış, sonrasında ise göz devirip yatağına oturmuştu.
"Bu saçma şey için mi benden ayrılıp aynanın karşısına geçtin Jimin?"
"Sanırım evet."
"Geri zekalı mısın?"
"Ne?"
Jimin Jungkook'tan böyle bir çıkış beklememişti. Jungkook da kendinden beklememişti bunu. Ama bu tür laflara Jimin'in alışması gerektiğini düşünüyordu.
"Hiç bana öyle bakma. Benimle ciddi düşünüyorsan, bu küçük hakaretlerime alışmak zorundasın."
Jungkook ciddiyetle Jimin'e bakıyordu. Jimin ise sadece şaşkınlıkla gülmüştü.
Odanın kapısı yine kırılırcasına açıldığında bu sefer içeri giren Chaeyoung'tu.
"Jungkook, annemler yola çıkmış, geliyorlar!"
*

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wish | Jikook
FantasiJeon Jungkook, gerçekleşeceğine dair küçücük bir ümitle dilediği dileğin gerçekleşmesiyle hayatındaki en büyük dönümü yaşar. Başlangıç: 26/02/2020 Bitiş: 21/03/2020 @minkiseki 'ye ithafen🌸