Jungkook Jimin'in dakikalarca kucağından kalkmasına izin vermemiş ve dakikalar boyunca hiçbir şey yapmadan Jimin'e sarılmıştı. Jimin ise Jungkook'un düşüncelerini dinliyordu.
Şu an resmen yanımda. Ona sarılabiliyorum. Öptü beni.
Jungkook'un kafasının içinde yankılanan sesten dakikalardır bu kelimeler dökülüyordu. Jimin çok şaşırıyordu. Jungkook Jimin'i gerçekten çok seviyor gibi görünüyordu.
Jimin Jungkook'u daha önce neden fark etmediğini bilmiyordu. Her insanı duymazdı zaten Jimin, ilgisini çekenlere kulak asardı. Ama Jungkook bu güne kadar nasıl ilgisini çekmemişti aklı almıyordu.
Jungkook'un kollarını belinden çekmeden kafasını Jungkook'a çevirmeyi denemişti ama Jungkook yüzünü Jimin'in boynuna gizliyor, kendini göstermiyordu.
Jungkook ağladığı için gözlerinin şiştiğini ve çirkin göründüğünü düşünmüştü. Bu yüzden Jimin'in onun yüzüne bakmasını istememişti.
Jimin zorla ellerini Jungkook'un omuzlarına koymuş ve Jungkook'u kendine çevirmişti. Jungkook'un ağladığı için ucu kızaran burnu ve büzüşmüş dudakları aşırı tatlı gelmişti Jimin'e.
Jimin ellerini Jungkook'un yanaklarına yaslayıp nazikçe okşamıştı Jungkook'un yanaklarını. Jungkook ise gözlerini kapatmamak için zor tutuyordu kendini. Ağladıktan sonra uykusu gelirdi hep. Ve Jungkook uyumak istiyordu.
"Uyumak istiyorsan uyusana."
Jimin Jungkook'u azarlar gibi konuştuğunda Jungkook kaşlarını çatmış, sonra tekrar düzeltmişti kaşlarını. Jimin'in kendi iç sesini duyduğunu bazen unutuyordu.
Jungkook uyumak istiyordu elbette ama Jimin'den de ayrılmak istemiyordu. Aniden kucağındaki Jimin'in kalçalarından tutarak ayağa kalktığında Jimin de düşmemek için refleksle kollarını Jungkook'un boynuna dolamıştı.
"Ne yapıyorsun?"
Jimin'in sakince sorduğu soruya karşın Jungkook odasına girmişti. Jimin'i yatağına bırakıp yanına da kendisi uzanmış, Jimin'e sımsıkı sarılmıştı.
Jimin de sesini çıkarmayıp Jungkook'a uyum sağlamıştı. Jungkook'un kendisiyle uyumak istemesi hoşuna gitmişti.
"Sen,"
Jungkook dudaklarını aralamıştı ama soracağı soruyu sormaya korkuyordu. İstediği gibi bir cevap alamazsa çok üzülürdü.
"Ben ne?
"Beni niye öptün ki?"
Jimin Jungkook'un içinden geçen her şeyi duyabildiği için Jungkook'un tüm hislerini biliyordu. Jungkook ona bu yüzden güvenilir gelmişti. Ve Jimin, Jungkook'u öperken ne düşündüğünü bilmiyordu. Sadece, öpmüştü işte.
"Öpmemi dilememiş miydin?"
Haklıydı. Jungkook o anda Jimin'in onu öpmesini istemişti.
"Sadece aptal bir dileği yerine getirme çaban için mi öptün yani?"
Jungkook aniden doğrulup Jimin'e bakmaya başladığında Jimin diyecek söz bulamamıştı. Neden öptüğünü bilmiyordu. Canı istemişti ve öpmüştü. Bunu açıklayacak cümle bulamamıştı.
Jungkook dudaklarını kemirirken tekrar Jimin'in göğsüne başını koymuştu.
"Bu seferki dilek içindiyse bile bundan sonra öyle olmayacak."
Jimin şaşırmıştı. Jungkook'un tekrar kendisine sarılmasını beklememişti.
"Kovmayacak mısın beni? Sinirlendin sanmıştım."
"Sinirlendim, evet. Ama bu seni kovmam gerektiği anlamına gelmez. Şimdi sus ve uyu. Uykum var."
Jungkook ağlamaktan acıyan gözlerini ovuşturup Jimin'e daha sıkı sarılarak kapatmıştı gözlerini. Jimin ise biraz şaşkınlık ve biraz da mutlulukla kapattı gözlerini.
Mutluluğunun sebebini tam olarak bilmiyordu ama mutlu olma sebebinin başında Jungkook olduğunun farkındaydı.
*
Bu bölümü hiç ama hiç beğenmedim

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wish | Jikook
FantasyJeon Jungkook, gerçekleşeceğine dair küçücük bir ümitle dilediği dileğin gerçekleşmesiyle hayatındaki en büyük dönümü yaşar. Başlangıç: 26/02/2020 Bitiş: 21/03/2020 @minkiseki 'ye ithafen🌸