-25-

3K 304 173
                                    

Jimin arabayı sürerken ara ara Jungkook'a bakıyordu. Jungkook Jimin'i izlediği için Jimin yola odaklanamıyordu.

"Eğer biraz daha beni izlemeye devam edersen suratına yumruğumu geçireceğim."

"Yuh yavaş ya, biraz romantik olur insan."

Jungkook kollarını birbirine bağlayarak bakışlarını yola çevirmişti.

"Ben insan değilim."

"Melekler bu kadar kaba olmamalı."

Jungkook Jimin'e bakmadan konuşuyordu. Kendine göre trip atıyordu işte. Jimin tek eliyle Jungkook'un elini tutup diğer elini direksiyonda bırakmıştı.

"Kaba falan değilim. Sen kabalık görmemişsin."

Jimin biraz daha sürdüğünde ışıklar saçan bir yerde durdurmuştu arabasını.

"Biraz eğlenelim."

"Çüş bar mı burası? Annem duysa beni gebertir."

Jungkook şaşkınlıkla açtığı ağzını kapatıp aniden gülmeye başlamıştı.

"Ama gebermeye değer sanki?"

Jungkook daha önce arkadaş çevresi olmadığı için asla böyle mekanlarda eğlenmemişti. Ve nasıl eğlenileceğini de bilmiyordu ama Jimin ile güzel geçeceğini düşünmüştü.

"Gel bakalım."

Jimin kolunu Jungkook'un omzuna atmış ve bar kapısının önündeki korumalara kimliğini göstermişti.

"Yanındaki kim?"

Jimin gülerek Jungkook'u kendine daha fazla çekmişti.

"Sevgilim."

Jungkook'un tek kelimeyle kalbinin hareketleri uçuşa geçerken Jimin Jungkook'u içeriye çekiştirmişti. İçeride kendi kafasına göre eğlenen ve köşelerde yiyişen tonla insan vardı. Jungkook onları zerrece umursamıyordu çünkü tüm odağı Jimin'deydi.

"Bir şeyler içmeyelim fazla, annen anlarsa dediğin gibi, bizi gebertebilir."

Jimin gülerek küçük kadehlerde birer viski almıştı sadece. Jungkook kadehi tek seferde kafasına diktiğinde aynı şekilde Jimin de bir dikişte bitirmişti.

"İyi içici gibi duruyorsun Jungkook."

"Yaşıma bakma. Ablamla dertleşirken çok içeriz. Alışkınım."

Jimin hafifçe kafasını sallayıp bar taburesinden kalkmış ve Jungkook'un elini tutarak onu da kaldırmıştı.

"Oturmaya mı geldik Jungkook?"

*

İkili güzel bir eğlencenin sonunda eve vardıklarında Jungkook'un ailesi hâlâ oradaydı. Bahçedeki çardakta oturmuş muhabbet edip eğleniyorlardı.

"Aileni sevdim."

Jimin adımlarını durdurup gülüşen topluluğa baktı. Jennie de onların arasında gülümsüyordu. Görünüşe göre o da eğleniyordu.

"Sadece benim ailem değiller ki, artık senin de ailen onlar."

"Bizim alfa çift gelmiş!"

Taehyung bağırmaya başladığında tüm bakışlar kısa süreliğine Jimin ve Jungkook'a dönmüş, sonrasındaysa umursamadan sohbete devam etmişlerdi.

Jungkook avucundaki eli sıkarak çekiştirmiş ve çardağın yanındaki büyük salıncağa oturtmuştu Jimin'i. Yanına da kendisi kurulmuş ayağıyla salıncağı sallamaya başlamıştı.

"Jungkook sallama şunu."

"Neden?"

"Jung-"

Jungkook Jimin'in dudaklarına dudaklarını bastırmış ve Jimin'i susturmuştu. Jimin'in dudaklarını öpmüyordu, sadece kendi dudaklarıyla baskı uygulamış ve öylece durmuştu. Jimin kendini geri çekmeye çalıştığında Jungkook kaşlarını çatıp Jimin'i kendine daha fazla yapıştırmıştı. Jungkook hafif çakırkeyif olduğu için daha inatçı davranıp Jimin'den ayırmıyordu dudaklarını.

Jungkook öylece durmaya devam ederken Jimin ayrılmak için çırpınıyordu. Jungkook Jimin'in neden böyle yaptığını anlamamıştı. Jimin'i bir anlık bırakmış, ve bıraktığı gibi de Jimin Jungkook'un suratına gri toz pullarını kusmuştu.

Jungkook dudaklarını araladığı gibi bütün toz pullar diliyle buluşmuştu ama Jungkook bu tattan hiç rahatsız değildi. Gerçekten bir kusmuğun nasıl böyle güzel olduğunu algılayamıyordu. Jimin en sonunda gri gözyaşını Jungkook'un suratıyla buluşturduğunda Jungkook'un suratındaki pullar ufalanarak havaya karışmış ve yok olmuşlardı.

"Ü-üzgünüm, b-ben istemeden-"

"Lütfen tekrar kus."

Jimin şaşkınlıkla gözlerini büyütmüştü.

"Yemin ederim tadı çok güzel."

Jungkook'un sözleri üzerine aniden gök gürlemiş ve hızlı bir yağmur başlamıştı. Diğer herkes içeriye koşuştururken Jimin gülmüştü.

"Salaksın sen."

Jungkook kaşlarını çatmış ve Jimin'i salıncakta kucağına çekmişti.

"Neden salakmışım?"

Jimin gülüp Jungkook'un omuzlarına tutunmuştu hemen. Jungkook Jimin'in gülüşünde kaybolurken yağmur daha da hızlanıyordu ama ikisinin de umrunda değildi bu.

"Jimin, ben bir şarkı yazdım sanırım."

Jungkook gözlerini Jimin'in yüzünde gezdiriyordu.

"Gerçekten mi? Bu kadar kısa sürede mi?"

"Aslında ben eskiden yazmıştım bir şeyler telefonumda. Tek yaptığım onları düzenlemek oldu. Seni düşünerek yazmıştım birazcık."

Jimin'in bakışları son cümleyle anında değişmişti.

"Ama bu haksızlık değil mi? Sen beni yıllardır tanıyorsun ve ben seni sadece birkaç haftadır tanıyorum."

Jungkook kafasını hızla iki yana sallamıştı. Jimin yanındayken böyle detayları düşünmek gereksiz ve saçma geliyordu.

"Gerçekten ben ona takılmıyorum. Benim tek hayalim seni sadece bir kez olsun görebilmekken sen bana kalbini açtın. Ben daha ne isteyebilirim ki?"

Jimin derince bir nefes alıp Jungkook'un kucağına kurulmuştu iyice.

"Sen bana kalbini gerçekten açmasaydın ben de açamazdım. Her şey senin sayende oluyor Jungkook. İyi ki sevmişsin beni."

Jimin alnını Jungkook'un alnına yaslayarak yağmurdan ıslanmış yanaklarına dokundu Jungkook'un.

"Ve iyi ki sevmişim seni."

Jungkook daha fazla dayanamamış ve dudaklarına uzanmıştı karşısındaki sevdiği adamın. Yağmur yavaşlıyordu ama ıslak dudakları ayrılmıyordu, ayrılmaya da niyetleri yok gibiydi.

Jungkook kollarını Jimin'in belinde daha fazla sıkılaştırmış ve hiç bırakmayacak gibi kendine daha fazla çekmişti Jimin'i.

Jungkook nefes almak için birkaç saniye dudaklarını ayırmış, tekrar kapanmıştı Jimin'in dudaklarına. Jimin de Jungkook'a daha fazla sarılıyordu gittikçe.

İkili birbirlerini tadarken, evin içinde üç ayrı odada, üç ayrı çiftin birbirlerini tattıklarından habersizlerdi. Jimin'in yıllardır bomboş olan evi, tek günde aşkla dolup taşmıştı.

*

Wish | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin