Jungkook gece evine geri döndüğünde odasına kapanıp yatağında uzanmıştı. Boş bakışlarını tavanda gezdirirken suratını astı tekrar.
Jimin'i toz parçası hâlinde görebilmişti o mesafeden. Her zamanki gibi sadece ekranlarda görmüştü onu. Ve bu Jungkook'u mutlu etmek yerine daha fazla üzmüştü.
Tamam, aynı ortamda bulunmuşlardı. Bu da büyük bir şeydi ama Jungkook hiç aynı ortamda olduklarını hissetmemişti bile.
Sesini duymuş, ekranlardan gülümseyen suratını seyretmişti. Jungkook'un hayattaki şansı bu kadardı işte. İstediği hiçbir bok olmuyordu.
"Keşke hiç gitmeseydim."
Jungkook kısık bir sesle mırıldandığında odasının kapısı açılmış ve içeriye ablası girmişti. Chaeyoung Jungkook'un yatağındaki boş kalan kısma oturduğunda Jungkook yine de bakışlarını tavandan çekmemişti.
"Özür dilerim. Sanırım berbat bir sürpriz oldu bu."
Chaeyoung gerçekten Jungkook'un bu hâline çok üzülmüştü. Sadece Jungkook'un mutlu olmasını istemişti ama onu da becerememişti.
Jungkook yatağında doğrularak ablasının omzunu dürttü.
"Bu da ne böyle? Yoksa beni mutlu etmeye falan mı çalışıyorsun?"
Jungkook alayla gülüp elini havada sallamıştı. Chaeyoung burnunu kırıştırıp oturduğu yerden kalktı.
"Sanırım öyle yapmaya çalıştım ama olmadı. Yarın doğum günün ve hediyem bu olsun istemiştim ama gerçekten çok berbattı."
"Jimin'in kız kardeşinin sesi de gerçekten güzel. Birlikte çalışmaları çok hoş."
Jungkook kafasında tekrara aldığı müzikleri düşünerek gülümsedi. Jimin'i yakından göremeyeceğine dair inancı tamdı artık.
"Kızın adı Jennie miydi? Öyle sesleniyorlardı sanki."
Jungkook Chaeyoung'un sorusunu kafasını hafifçe sallayarak cevapladı. Chaeyoung birkaç mırıltı eşliğinde odadan çıkmıştı ama Jungkook onu duymamıştı bile. Hâlâ Jimin'i düşünmekle meşguldü.
Telefonunun yüksek zil sesi odasını doldurduğunda kaşlarını çatarak telefonunu eline aldı. Ekranda gördüğü Hoseok yazısıyla gözlerini devirdi. Bu çocuk sürekli peşinde dolanıp Jungkook ile arkadaş olma çabalarına giriyordu ama Jungkook pek ılımlı yaklaşmıyordu olaya.
Jungkook derin bir nefes vererek susmayan telefonundaki yeşil butonu kaydırıp telefonu kulağına dayadı.
"Alo? Jungkook?"
"Efendim."
Jungkook kibar olmayı tercih ediyordu genel olarak. Telefonundan gelen mırıltılara dikkatini vermeye çalışmıştı.
"Bugün konsere gitmişsin. Bak, bir adım daha yaklaştın ona!"
Jungkook sırıtarak yastığına kafasını koyup tekrar bakışlarını tavana dikmişti.
"Ne yaklaşmaydı ama, anlatamam sana."
"Kötü düşünmesene, eminim yakında onunla yüz yüze buluşmayı başaracaksın. Senin sesinin güzel olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir gün elbet seni fark edecektir. Hatta ondan daha iyi-"
"Ondan daha iyi olabileceğimi söyleyen herkesi dövüyorum, haberin var mıydı?"
Hoseok kıkırdayıp sustu. Jungkook'un Jimin'i üstün bir varlık olarak gördüğünü ve kendisiyle kıyaslanmasından hoşlanmadığını biliyordu. Jungkook kendini Jimin'in yanında bir hiç olarak görüyordu.
"Her neyse, kapatıyorum ben. Uykum var. İyi geceler."
Jungkook cevap almayı beklemeden telefonu kapatıp yerinden kalktı. Yüzündeki makyajı temizlemesi ve uyuması gerekiyordu. Sonuçta hâlâ lanet olası bir okulu vardı.
*

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wish | Jikook
FantasyJeon Jungkook, gerçekleşeceğine dair küçücük bir ümitle dilediği dileğin gerçekleşmesiyle hayatındaki en büyük dönümü yaşar. Başlangıç: 26/02/2020 Bitiş: 21/03/2020 @minkiseki 'ye ithafen🌸