-10-

5.6K 593 252
                                    

Jungkook evde eksiklerin olduğunu söyleyip kısaca alışverişe gidip gelmişti ama eve geri döndüğünde ellerinde poşet poşet abur cubur vardı.

Jungkook ellerindeki poşetleri mutfağa bırakıp Jimin'in kendisini izleyen surat ifadesine baktı.

"Abur cuburu çok sevdiğini ama kilo almamak için yemediğini biliyorum. Seninle karşılaşma şansım olursa sana abur cubur yedirmek en büyük hayallerimden biriydi."

Jungkook gülümseyerek konuştuğunda Jimin de gülmüştü. Jungkook abur cuburları toplayıp salona götürdüğünde Jimin de peşinden gelmişti.

"Odandaki posterlere baktım biraz, gerçekten odanın her yeri benimle dolu."

Jungkook hafif utangaç bir tavırla gülümseyip başını sallamıştı.

"Evet, seni gerçekten seviyorum."

Jungkook dudaklarının arasından çıkan kelimeleri sonradan fark etmişti. Aniden kızarmaya başlarken durumu toparlamak için saçmalamaya başlamıştı.

"Yani, seviyorum derken, hayranınım demek istemiştim yoksa-"

"Yani beni sevmiyor musun?"

Jimin tek kaşını kaldırarak Jungkook'a yaklaşıp sorusunu sorduğunda Jungkook tekrar panik yapmıştı.

"Hayır hayır, elbette seviyorum."

Jimin aldığı cevaptan tatmin bir şekilde abur cubur poşetlerinin içinden bir tane çikolata çıkarıp yemeye başlamıştı.

Jungkook da kafasını iki yana sallayarak sakin olmaya çalışmış ve bir çikolata da kendisi alıp yemeye başlamıştı.

"Nasıl başladı bana hayranlığın?"

Jungkook çikolatasından bir ısırık daha alıp dudaklarını araladı.

"Kız kardeşini televizyonda görüp sesini beğenmiştim. Senin kız kardeşini araştırırken seni keşfettim ve inanılmazdın. Büyülenmiştim."

Jungkook bakışlarını karşısındaki duvara dikmiş konuşurken Jimin Jungkook'a yaklaşmıştı.

"Çocuk gibi yiyorsun. Ağzın burnun çikolata olmuş."

Jimin baş parmağıyla Jungkook'un dudağının kenarındaki çikolatayı almaya çalışırken bu işlemi başarısızlıkla sonuçlanmış ve Jungkook'un dudağını temizleyemediği gibi kendi parmağını da çikolata yapmıştı. Parmağını temizleme amaçlı yaladığında aniden ne yaptığının farkına varıp parmağını dudaklarının arasından çekmeden Jungkook'un yüzüne bakmıştı.

Jungkook sertçe yutkunmuş ve bakışlarını Jimin'in dudaklarının arasındaki parmağında sabitlemişti.

Dolaylı yoldan beni öptü.

Jimin bu duyduğuyla gülümseyerek Jungkooka iyice yaklaşmıştı. Jungkook'a her bir adım atışında Jungkook bir adım daha geriliyordu.

En sonunda Jungkook arkasındaki koltuğa çarpıp oturduğunda Jimin de çekinmeden bacaklarını iki yana açarak Jungkook'un kucağına kurulmuştu.

"Çikolatam bitti,"

Jimin dudaklarını Jungkook'un dudaklarına yaklaştırırken tekrar oynattı dolgun dudaklarını.

"Sende azıcık var gibi, yesem mi?"

Jungkook'un kalbinin sesi boş salonda yankılanırken Jimin elini Jungkook'un kalbinin üstüne koyup gülmüştü.

Jimin daha fazla beklemeden dudaklarını Jungkook'un dudaklarına bastırdığında Jungkook'un gözünden bir damla süzülmüştü. Jimin dudaklarındaki tuzlu sıvıyı hissedince geri çekilmeye çalışmıştı ama Jungkook elini Jimin'in ensesine atmış ve buna izin vermemişti.

Jungkook Jimin'in dudaklarını öpmeye kıyamıyordu. O kadar yavaş ve narince öpüyordu ki Jimin bile inanamamıştı. Jungkook'un daha sert davranmasını beklemişti ama çok daha farklıydı. Jimin şu an dudaklarının arasında gerçekten sevgiyi tadıyordu.

Jungkook yavaşça dilini Jimin'in dudaklarında gezdirip Jimin'in alt dudağını emmişti. Yavaşlığından ödün vermeden Jimin'den dudaklarını ayırdığında alnını Jimin'in alnına yaslamış, gözyaşlarının dökülmesine izin vermişti.

Yılların sonunda bu şekilde bir şey yaşayacağı asla aklının ucundan bile geçmezdi.

*

Wish | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin