-8-

5.8K 627 197
                                    

Jungkook dudaklarındaki dudakların hareketsizce durmasından dolayı nefesini tutmuştu. Sanki nefesini verdiği an bu yumuşak dudaklar kendisinden ayrılacak gibi hissediyordu.

Jimin gülümseyerek dudaklarını geri çekip Jungkook'un gözlerine bakmıştı.

"Gülüşüme dokunmak istediğini duymuştum."

Jungkook titrek bir nefes verip sakin olmaya çalışmıştı. Göğsü hızla inip kalkıyordu. Kalbi yerinden fırlayacak gibiydi.

Salonda bardağın kırılma sesi yüksekçe yankılandığında Jimin arkasına dönüp şokla odada olan diğer insanlara baktı. Burada birilerinin olduğunu yeni fark ediyordu.

"H-hoseok, silk beni."

Taehyung Hoseok'a dokunarak bir şeyler söylemeye çalışıyordu ama Hoseok dümdüz bir ifadeyle Jungkook'un kucağında oturan şeye bakıyordu.

Jungkook yine inanamamıştı buna. Bunu nasıl yapıyordu Jimin? Nasıl bir anda telefonun içinden süzülerek gelip Jungkook'un kucağına kurulabiliyordu? Kucağına kurulmayı bırakın, gelip nasıl öpebiliyordu!?

"Jungkook, b-bu şey ne?"

Hoseok sonunda konuşmayı başarabildiğinde Jungkook kucağında oturmaya devam eden Jimin'in yüzüne bakmaya başladı. Jungkook da Jimin'in ne olduğunu bilmiyordu.

Jimin üstündeki bakışlardan korkuyordu. Gözlerini kapatıp şarkısının sözlerini mırıldanmaya başladı.

I can be your Genie
(Cinin olabilirim)

How ’bout Aladdin?
(Peki Alaaddin’e ne dersin?)

Mwodeun dwae julge
(Ne istersen olabilirim)

Jimin'in sesi titremişti. Jungkook ise büyülenmiş bir şekilde Jimin'e bakmaya devam ediyordu.

Jimin kucağında bacaklarını iki yana açmış bir şekilde oturuyor, Jungkook'un yüzü de Jimin'in göğsüne dönük kalıyordu.

Jungkook inanamıyordu böyle bir şeye. Kafasını Jimin'in göğsüne yaslayıp derin nefesler almaya çalışmıştı. Burnuna doluşan kokuyla mest olmuşçasına gülümseyip kafasını orada tutmaya devam etti.

"BU NE SİKİM BÖYLE? EVİ CİN BASMIŞ!"

Taehyung çığıra çığıra yerinden kalktığında Jungkook kafasını kaldırıp Taehyung'a bakmıştı.

"Kapa çeneni ve otur şuraya."

Jungkook sanki gayet normal bir andalarmış gibi konuşmuştu. Kendisi de korkuyordu ve ne olduğunu bilmiyordu. Ama korktuklarını belli ettikçe Jimin de korkuyordu. Ve Jungkook Jimin'in korkmasından hoşlanmamıştı.

"B-ben,"

Jimin titreyen sesiyle konuşmaya çalışmış ve Jungkook'un kucağından kalkmak için bacaklarını hareket ettirmişti. Jungkook başta kalkmasına izin vermeyecekti ama bunun saçma bir hareket olacağını düşünüp Jimin'in ayağa kalkmasına izin vermişti.

"B-ben..."

Jimin dudaklarını birbirine bastırıp sakin kalmaya çalışmıştı. Ağlamak istemiyordu. Jimin'i daha önce bu şekilde gören insanlar hep ondan korkup kaçmışlardı. Kendisinden kaçmayan bir tek Jungkook vardı. Ve onu da korkutmak istemiyordu.

"B-benden korkmayın."

Jungkook Jimin'in yerde dolaşan bakışlarından bile dolu gözlerini fark edebiliyordu. Kıyamamıştı. Jimin'in üzülmesine hiçbir zaman dayanamıyordu ki.

Yerinden kalkıp Jimin'in omzuna dokundu sakince. Jimin ise dolu gözlerini Jungkook'a çıkarmıştı. Jungkook Jimin'in gözlerine bakarken dudaklarını araladı.

"Senden korkmuyorum."

*

Wish | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin