İnsan gidecek bir yeri olmasada gitmek ister..
hiç tanımadığı birine güvenip ona bütün kırmızı çizgilerini açmak, onunla gülüp onunla ağlamak ister.. sanar ki o zaman her şey bitecek bütün acılar geçecek..
hayatına yeni biri girecek ve belki de onun da hayatını da sen mahvedeceksin bilemiyorsun..
korkak mıyım? Evet çok korkuyorum. Bu hayatın içinden hiç çıkamayacağım için çok korkuyorum.sürekli içimde bir sıkıntı bir ses BİTMEYECEK diyor.
Evden herkes ayrıldığında sadece Duvar adamla ben kalmıştık.
Mutafağa gidip kahve aldıktan sonra Siyah kapılı bir odaya girip kapısını açık bırakmıştı. bende sadece izliyordum.
Hiçbir şey dememiş dememede izin vermemişti..Ne yapacaktım ben gidip bir suçluyu içerden çıkarmak için yardım mı edecektim?
Sırf kardeşini içerden çıkarmak için ben suç mu işleyecektim?
Ne demiştim sahi benim gözümde kötü insan yok! Öylemiydi.
Adam öldürmüştü. Suçluydu!!
Ve ben avukatlık kariyerimi daha başlamadan gözümde bitirmiştim.
Yapamazdım bir suçluyu ben asla savunamazdım!!
Onlarada asla yardım etmeyecektim. Suçu neyse çekecekti. Hiçkimse durduk yere ölmeyi haketmiyordu. Karşımda kim olursa olsun hiçbir güç bana bunu yaptıramazdı!1 saattir açık kapıyı izliyordum. Geldiğimden beri oturduğum yerden hiç kalkmaya bile yeltenmemiş olayların şokunu üzerimden atmaya çalışmıştım.
Saat 3 olmuştu Bu saate kadar düşünmüştüm. burada daha fazla durmak istemeyerek sessizce kalkıp dış kapıya doğru yürümeye başladım.- Nereye gidiyorsun?
Arkamdan gelen sesle boşluğuma gelince hoplayarak arkama döndüm.
Üzerinde ki tişörtü çıkarmış, belinden düşecekmiş gibi duran pantolonuyla çıkmıştı. Evet ev çok fazla sıcaktı ama bu?
Gözüm kolunun üst kısmında ki dövmeye gittiğinde hiçbir şey anlamamıştım, fazla kaslı duran vücuduna hayretle baktım çok iriydi gerçekten Bütün gün vücut çalışıyormuş gibi bir hali vardı, aşırı derecede geniş ve büyük omuzlarına bakarken bakışlarım köprücük kemiğine kaydı.
Aşırı derecede belliydi ve benim köprücük kemiğine zaafımın olması da bir tesadüftü şimdi neden karşımda yarı çıplak duruyordu bu adam?
Elini önünde sallayarak
- Salyalarını sil bence dediğinde yaptığımın farkındalığıyla hızlıca gözümü kapatıp arkamı döndüm
-pardon bakmadım şey senin ne işin var burda?
- sen benim sorduğum soruya cevap ver nereye?
Nerden çıkmıştı şimdi ?
Biraz durup kendimi toparlayıp Beni görmesede çatık kaşlarla konuştum
- eve gidiyordum
- hiçbir yere gitmiyorsun! Beni sinirlendirme.
sana bir şans verdim iyi değerlendir diyerek yanımdan geçip mutfak diye düşündüğüm yer doğru ilerledi
Ne bu rahatlık Duvar bey ?hızlıca acele ederek dış kapının kolunu hareket ettirdiğimde kilitlemeyi unuttuğunu biliyordum.
Arkadaşları giderken arkalarından kalkmamıştı direk odaya girmişti!
Mutfağa giderken de bundan haberi yoktu emindim.
rahatlığına içimden gülüp yavaşça kapıyı açtığımda Ben kurnzalık yaptığım için sırıtırken karşıma iki tane iri yarı bir adam durdu.
pis herif tabiki de bu yüzden bu kadar rahattı.şirin olmaya çalışarak karşımdaki adamlara tatlı tatlı gülümsedim
- çekilir misiniz bende tam gidiyordum.
İzlanbut gibi olan adamlardan biri eliyle içeriyi gösterdi
- kusura bakmayın hanımefendi Ateş beyin emri olmadan sizi dışarı çıkaramayız. lütfen içeri girin zorluk çıkarmayınAteş.. tam ona uygun bir isimdi. Çirkin olduğu için kimse kullanmıyor sanıyordum.
ilk defa duyduğumu karşımdaki adamlara çaktırmayarak Sanki Duvar adamı yıllardır tanıyormuş gibi konuştum;
-ah tabi biliyorum Ateş'in gideceğimden haberi var o söyledi zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN ZAAFI
ChickLitAteş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında sevdalanmış onun deli dalgalarına... Hırçın hırçın kayalara vuruşuna, yüreğindeki duruluğa Demiş ki suya: Gel sevdalım ol, hayatıma anlam veren mucizem ol... Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcakl...