Tam şuan belki de bütün hayatımın ayaklarımın altından kayıp alt üst olduğu andı.Ateş'in bir anlık dalgınlığı geçip ayaklarına komut verdiği an zifiri karanlık koridorda ne yaptığından emin bir şekilde yürümesinden dakikalar sonra,önceden bildiğim mistik kokulu odaya giriş yaptık.
Beni dikkatlice hiç bir yerim açılmadan yatağa yavaş ve temnkinlice koyduğunda çok kötü bir haberin geleceğinden emin bir şekilde dikkatlice önümde diz çöken adama diktim bakışlarımı.
Bana acır gibi bakmıyordu bana sanki kendiside bir şeyi söylemekten korkar gibi bakıyordu.."Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum" dedi. Yüzünde daha önce hiç görmediğim bir kırgınlıkla, söylediği sözcükler ağzından döküldüğünde kendisiyle savaş verircesine ellerini diz kapaklarıma koydu.
Soğuk elleri sıcak dizimle buluştuğunda ürperti içime işlerken belli etmemek adına kendimi sıktım.
Etrafın sessizliğini bozmama adına kıpırdamazken saniyeler sonra ellerini çekip ayağa kalktı.
Kimsenin önünde diz çökmeyen Vuralkan benim önümde diz çökmüştü.. benim gözlerime duygulu bir şekilde bakmıştı..Karşımdaki adamın cebinde duran telefonu çalmaya başlayınca sakince eline aldığı telefonunu açtı.
"Söyle Burak"
.. karşıdan ne denildiğini duymasam da Ateş'in bakışları değişip üzerimde durduğunda kötü bir şey olduğunu sezmiştim."Tamam geliyoruz" diyen adamın gözünün içine anlamadım der gibi baktığımda telefonunu kapatıp yüzüme sinirlice baktı.
"Ne oldu nereye gidiyoruz" deyip ayağa kalktığımda benim kolumdan tutup banyoya doğru sürükleyen adamın arkasından gittim.
Beni banyoya katıp üzerimdeki ceketin düğmelerine eli gittiğinde ellerini durdurdum
"Ne yapıyorsun ben yaparım" Deyip ellerini çekmiştimEllerini itmeme daha çok sinirlenmiş olacak ki hızlıca beni kendine çekti..
düğmeleri tek tek dikkatlice çözen adama baktım
"Bir yaptığın bir yaptığını hiç tutmuyor farkında mısın" derken ceketini üzerimden nazikçe sıyırıp kenara fırlattı.
Evet sonuna kadar her şeyi kibarca yaptıktan sonra yere fırlattı" Kes sesini! Bununla giyindiğini mi sanıyosun sen" dediğinde olayı anlamıştım
Normalde evet benim içinde çok açıktı fakat Ateş böyle dediği için omuzlarımı dikleştirdim.
"sanane sen ne karışıyosun benim giyinmeme"
Yüzünü buruşturup kendini işaret etti "ben mi karışıyorum sana hayal dünyasında yaşama "
Gözlerimi dikip evet sen der gibi baktığımda hıhlayarak güldü. Kendine sanki bir şey kanıtlamak istiyordu.
"Tamam gidiyoruz " dediğinde itiraz edercesine konuştum." o masayı kastediyorsan hayır Ateş oraya gelmeyeceğim "
"Evet geleceksin" dediğinde elbisedeki ıslak olan yerlere dolaptan aldığı bir şeyi sıkıp elimden tuttu.
Odaya geçtiğimiz de kendine dolaptan takımına uygun yeni bir ceket alıp düğmelerini kapattı.
Ayaklarımı yere sabitledim "Ateş o adamların yanına gidemem"
"Özellikle çağırmışlar seni büyüklerin sözüne itaat etmek zorundayız. Yürü.."
sinirle elimden tuttuğunda ne kadar kötü olabilir ki deyip sorun çıkarmadan yanında ilerledim. kalabalığın arasına girdiğimiz de beni kendine çekip belimden tuttu. Bu hareketi bütün hücrelerimi harekete geçirdiğinde daha çok dikleşirken beni yönlendiren adama baktım.
O harika ötesi çenesi daha çok çatılan kaşları ve düz bakan bakışlarıyla daha yeni odadayken ki yaptıklarıyla hiç benzemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN ZAAFI
أدب نسائيAteş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında sevdalanmış onun deli dalgalarına... Hırçın hırçın kayalara vuruşuna, yüreğindeki duruluğa Demiş ki suya: Gel sevdalım ol, hayatıma anlam veren mucizem ol... Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcakl...