Yalanlar🌙

149 14 0
                                    




..Bugün nerden bilebilirdim ki hayatımın tepe taklak olup her şeyin bir anda değişeceğini..

Ve ömrümün nasıl şekilleneceğini?
Ömür neydi bir ömür yaşıyacaksın ama neye göre ve kime göre?
Kendi isteklerinle mi yoksa başkalarının seni yönlendirmesiyle mi tamamlıyorsun hiç sordun mu bunu kendine?

Güçlü kadın olmak için illa kendini kanıtlayıp çok büyük yerlere mi gelmelisin?

Kendine hiç saygı duyup ben buyum dedin mi?
Yoksa sürekli kendine ben neden yaşıyorum ben neden buradayım benim buram neden böyle mi dedin?

Sorsana kendine bir kere benim için.

Kendini Başkalarına beğendirtmeye çalışmak yerine ilk önce kendinden başla mesela kendini beğenmeye çalış..
ben öyle yaptım.

Kendimi sorgulamayı bıraklı çok oldu.

İnce düşünmeye ve etrafındaki meseleleri büyütmemeye başladığında insanlardan uzaklaşıp köşene çekiliyorsun. Bir süre böyle devam ettiğinde ise yalnızlıktan zevk alıp hayatına kimseyi katamıyorsun.
Hele bir de hayatınızı sürekli savaşarak yaşıyorsanız uzaklaştığınız insanların farkında bile olmuyorsunuz.

******

Güneş bir gün daha doğmuştu

Bugün burayı terk etme vaktim de gelmişti.

Annem dünkü meseleyi unutup sabah neşeli bir şekilde kahvaltı hazırladığında ben olanları çok çabuk kabullenemediğimden suratsız bir şekilde kahvaltı ediyordum.

Bana açıklama yapmaması olayların kapanması demek değildi ya da benim onca yıl susmam şimdi bu işi karıştırmayacağım anlamına gelmiyordu.

Sofrada tartışan Mert ve Oğuza kulak astığımda bir maç hakkında hararetli bir şekilde tartıştıklarını duydum.

O sırada tabağıma gelen kahvaltılıklarla kafamı yanımda ki Burak'a çevirdiğimde Burak'ın Selin'in yaz gelince yaptığı tatil planlarını dinlerken bulduğu kahvaltılıkları tabağıma yığışını izledim.  Selin'in planlarından zevk aldığı nasıl dinlediğinden belliydi.. ikisi birbirine cuk oturmuştu

Ona baktığımı hissedince kafasını kaldırıp onların hepsi bitecek der gibi bakıp Selin'le konuşmaya devam etmişti.

Karşımda oturan Yiğit ve Ateş'in bugün çok önemli işleri olduğunu duyduğumda oflayarak tabağıma kafamı çevirip düşüncelere devam ettim.

Onlardan biri gibi olmuştum annemide kabullenmişlerdi hatta Selin annemi evinden göndermemeye de kararlıydı. Gitmemiz gerektiğini nasıl söyleyecektim bilememiştim

Bu masada oturanlardan Sadece Oğuz'un doktor olduğunu biliyordum. Diğerlerinin ne iş yaptığı hakkında bir fikrim yoktu bu da beni rahatsız etmişti.
...

Sofra toplanıp herkes gittiğinde çalışma odasına giren ateşin arkasından gidip kapıyı çalmadan içeri girdim.

Kafasını kaldırıp beni gördüğünde kaşlarını çatıp beni takmayarak arkasını dönmesi bir oldu

"Konuşmalıyız Ateş"

Bana dönmeden "sonra" dedi.
ilerleyerek önüne geçip elindeki dosyaları aldım.
Bana bakmak zorunda kalınca kaşları daha çok çatılıp dudakları düz bir hale geldiğinde umrumda olmadığını belirterek konuştum

" biz birazdan gideceğiz"

"Gidin"

Söylediği şeyle şaşırsamda belli etmedim

KARANLIĞIN ZAAFIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin