KARANLIĞIN ZAAFI

Alışılmış🌙

Ateş'den

Hangimizin hayatı daha karanlıktı?

Benim mi yoksa tam karşımda hiçbir şeyden haberi olmadan oturan ufaklığın mı?

Bütün bir ömrünün yalanlarla geçtiğini öğrenmişti bunu biliyorduk bunun yüzünden kaçmıştı çünkü Melda hanımla kavga ettiğimiz an duyduklarıyla apar topar evden gitmişti

Korumalarım gelip bana haber verdiği an Melda hanımı onların eline bırakarak ufaklığı aramaya başladım.

Melda hanıma dokunmamam o an sadece ufaklığı bulmak için acele etmemdendi.

Çok düşmanım vardı bunların başında ise Celal geliyordu onunla kapanmamış olan hesabımız sadece birimiz öldüğünde son bulurdu.

O kaçmadan önce gelen bilgiye göre Celal yanımda tuttuğum kızı öğrenmiş niye tuttuğumu merak edip kızı araştırmıştı ve onun peşindeydi.

Nerede olduğunu öğrenip yanına gitmem çok zor olmasa da Can'ın evinde kaldığını öğrenmem beni daha çok çileden çıkarmıştı ufaklığı bir an önce o evden alıp kendi evime getirmek istemiştim.

Neden böyle düşünmüştüm bilmiyordum ama şimdi karşı odamda oturan kızı evin her yeri cam olduğundan çok net bir şekilde çalışma odamdan izleyebiliyordum.

Her hareketini, çoğu zaman utanınca boynuna giden parmaklarını...

şuan bitkin düşmüş hali iki dizinin üstünde kıvrılmış parmakları ne olduğunu öğrenmek için can atan bedeni ama öğrenmeyi istemeyen haliyle kararsızlığını... çok güzel bir şekilde anlayabiliyordum

Her şeyiyle o kadar kolaydı ki onu anlamak..
sadece vücut dilini izleyerek bile onun ne demek istediğini epeyce anlardınız.

Kaşlarımı çattım bunları düşünmemem gerekiyordu o kızı düşünmemeliydim artık .

düşüncelerimin içinden beni çıkartan melodiyle elimi pantolonumun cebine attım.

Ne  kadarını öğrenmişti Afra bilmiyordum ama bunu da kendi çözümlerimle öğrenecektim. O bir şey demeden konuşmayacaktım

Burak arıyordu.. neden aradığını bildiğim için hızlıca telefonu açıp kulağıma götürdüm

"Efendim koçum "

"Abi haklıymışsın Celal her yere adamlarını yerleştirmiş"

"beni takip ettiriyor demek it !"
kızarak konuştuğumda Celal'in yanına koyduğum adamların ne bok yediğini düşündüm. Ne demek istediğimi anlayan Burak 'da benimle aynı fikirdeydi zaten

"Abi nasıl takip ettirdiğinden haberimiz olmaz.. bana niye böyle bir şeyi söylemediler bilmiyorum ama icaplarına bakıyorum onlarında hemen"

Daha çok sinirlenen bedenimle Burak'a bağırdım
"Ne demek haberin yok lan süs diye mi koyduk o pezevenkleri oraya!! Afra ya bir şey yaptıklarında mı haberimiz olacaktı Burak!!
ya anlamasaydım resepsiyonda ki adamın o ite çalıştığını Lan!"

"Abi sakin ol haklısın merak etme kimseye bir şey olmayacak ben halledeceğim Mert'i arayım o bilir ne olduğunu. Bu arada resepsiyondaki adamı aldım ama Celal denen it arayıp duruyor bunu daha fazla tutarsak adamın elimizde olduğunu anlar hemen gelmen lazım."

Elimi karşımdaki cama vurdum.
" buraya benim haberim olmadan nasıl birilerini katabilirler aklım almıyor! " diyerek kükrediğimde sadece tek düşündüğüm Arya'nın başına bir şey gelebilecek olmasıydı..