Jungkook'u kovalamaya devam ederken odasına girip kapıyı üzerime kapadı. İttirmeme rağmen kapı açılmayınca tekmeyi hiç korkmadan bastım kapıya. O içeride hala kıkırdarken bir erkek sesi daha kulağıma ilişti.
"Açsana kapıyı, gelsin işte." aynen buydu duyduğum ses, tüm kalabalığa rağmen duymuştum. Ve bu sesin kime ait olduğu aklıma gelince neler yaptığımı düşündüm aniden. Kapıyı yumruklamayı bırakınca aradan saniyeler geçmedi ki kapı üzerime tekrar açıldı. Kapıyı açan ise tae'ydi. Koskoca taehyung bana kokuşmuş jungkookun odasının kapısını açıyordu. Bana açıyordu, bana.
Oha. Şimdide gülümsüyordu. Bu çocuğun tipi gerçek miydi? Çünkü her santimi o kadar iyi gözüküyordu ki insanın isteksiz bir şekilde olsa da salyası akıyordu..
Hemen kendimi düzeltip gülümsedim ve yalandan elimle ağzımı kapatıp şaşırmış numaraları yaptım.
"Aa sende mi buradaydın tae. Yani taehyung, evet taehyung. Imm sana tae desem sorun olur mu?" o kadar saçmalamıştım ki oradan kaçıp gitmek istiyordum. Ama o bu özürlülüğüme rağmen bunu anlayışla karşılamıştı -özürlülüğümü-
"Evet, buradaydım. Zaten senin için gelmiştim lalisa. Diyeceklerin varmış. Duymak için sabırsızlanıyorum." dediğinde o kadar ciddi duruyordu ki altıma sıçtığımı hissettim. Ve biraz piçlik yapıyordu, o yarım sırıtışından belliydi.
Ben dilimi yuttuğumda sadece taehyungun arkasındaki jungkook'un şerefsizce gülüşüne baktım. Adi pezevenk..
Oy sınırı koymak istiyorum. Oy gelmeyince valla yazasım gelmiyorr.
Sınır
5 oy :(