"Beni yoruyorsun." dedim elimi tuttuğu bedeninden çekip. "Güzel bir şekilde konuşmak yerine üstüme yürüdün.. üstüne üstlük o kıza inanıp karşıma çıkıp bunları söyledin."
"Tek istediğim doğruları öğrenmek.." sesi benimkinin aksine daha bitkin çıkarken gözlerini devirdi.
"Çıkışta bana geçelim ve konuşalım. En mantıklısı bu." bir kaşını kaldırıp onay almayı ister gibi bakınınca durdum. "Tamam mı?" kendime gelmiş gibi geriye bir adım attım ve başımı olumlu yönde salladım.
Ondan tamamiyle ayrılıp hızla bir üst kata çıktım ve yerim'i aramaya koyuldum. Onun benden kesinlikle istediği bir halt olmalıydı. Yoksa bana neden durup dururken iftira üstüne iftira atıp dursun ki..
Sınıf listelerine bakınıp yerim'in adını bulana kadar durmadım. Sonunda bulduğumda olduğu sınıfın şubesini kontrol ettim. burası taehyung'un sınıfıydı.
içeri girdiğimde o sınıfta yoktu fakat bana lazım olan kişi o değildi. sınıfa göz gezdirdiğimde sarı saçlarıyla arkada oturmuş dudağına ruj süren yerim'i gördüm.
"Kim yerim." dedim kollarımı iyice kendime çekip. Adını duyan o ilgiyle kafasını kaldırdı ve bana şaşırmış bir şekilde baktı.
"Seninle konuşmam gerekiyor. Öğlede eski bodrumun kenarında seni bekleyeceğim. Gelmemeyi aklından bile geçirme." son sürat konuşup sınıftan çıkmak için can atıyordum.
Ondan bir cevap beklediğim halde cevap vermedi ve arkadaşlarına bakındı bir süre. Ondan gelecek bir cevabın olmadığını anlayınca kapıya doğru yürüdüm. Tam çıkacakken taehyung kapının eşiğinde göründü. Ah zamanlamana tüküreyim tae..
"İstersen sende öğle arası sırasında gel tae. Ne de olsa bana inanmazsın falan canlı kanıtımız olsun." o bana yukarıdan bakarken kaşlarını çattı ve geçmem için yol verdi.
"Benim evimden başka bir yerde buluşmayı istemiyorum." dedi kulağıma fısıldayıp. Arkamı ona dönüp gözünün içine dik dik baktıktan sonra üzgün bir şekilde önüme dönüp huzursuzluk içinde sınıfıma geçtim.
Hayatım iyice boka sarıyor..