Eteğimi indirmeye çalıştıkça havalanması moralimin iyice içine edince sinirle kendimi yandaki kayalığa bıraktım. Gözlerim sinirle öndeki jungkook'a dikilince beni umursamadan ilerlediğini fark ettim.
"Bekle biraz!" sesle irkilip arkasını dönünce benim oturduğumu gördü. Kaşlarını çatıp uçuşan tişörtüne aldanmadan elini ceplerine sokmuştu.
"Hadi acele et. Halledip gidelim zaten olduğum kadar rezil oldum çocuğa." onu takmayıp biraz dinlenmek istermiş gibi kafamı eğdim. O da sesini çıkarmayıp yanıma oturdu bir süre sonra.
"Lalisa bir şey diyeceğim beni iyi dinle ve sinirlenme. Çünkü hiç kaldıramam bana bağırmanı falan."
"Söyle."
"Taehyung'a bir şans ver bari. Ne bileyim çık işte çocukla hem ondan yakışıklısını mı bulacaksın? Söylemiyeceğim dedim ama dün beni arayıp ağladı amına koyayım. Demek ki seni çok seviyor." sinirle nefes verip durdum ve yüzümü ekşittim.
"Başıma neyi açtığının farkında mısın? Resmen bana çocukla oyna diyorsun. Terbiyesizin tekisin."
"Of lalisa.. ne diye yerim'i dinlemişsem. Onu dinleyen kafamı seveyim ben." şimşek sonunda kafama çarptığında ona döndüm iyice. Saçlarım uçup durduğunda ben hala eteğimle ilgilenmek zorundaydım.
"Yerim hangi götüm oluyor da sana bunu söylüyor? O kızla bir kelime etmişmişliğim yok benim jung." jung dalgın bir şekilde önüne bakınırken lafım bitince kaşlarını kaldırıp ilgiyle suratıma döndü.
"Nasıl yani? Siz arkadaş falan değil misiniz?" kafamı olumsuz anlamda salladığımda tekrar önüne döndü.
"Of of.. neyse şimdi ne yapacaksın, lütfen ikimizin yararına davranarak ilerle. Tamam mı güzelim?"