Elimdeki bavulu yavaşça bagaja bıraktığımda geri çekildim. Havanın verdiği sıcaklık resmen insanı strese sokuyordu. Yavaş yavaş yaz kendini gösteriyordu.
"Tamamiyle hazır olduğumuza eminsin değil mi hayatım?" babam annemi kontrol eder gibi bakındığında rae teyze heyecanla atıldı.
"Fazlasıyla hazırız." annemde onu desteklermişçesine mırıldandığında araya giren sessizlik artık vedalaşmamızı işaret ediyordu.
Bir adım geri basıp babama üzüntüyle bakıp ağlamamak için kendimi zor tuttum. Nedense onlar veya ben onlardan uzak bir yere gitsem illa ağlamam gerekiyordu.
Babam bu halimi etrafı kol açan ederken görünce kahkaha atıp yanıma yürüdü. İki kolunu açıp beni kendine bastırdığında gözyaşlarımı gülümseyerek silmeye çalıştım.
"Küçük bebek yine ağlıyor." annemin uzaktan gelen sesi şimdi yanımızda bitmiş ve bize sarılmış halde duruyordu. Birkaç saniyenin ardından gülümseyerek çekildiğimde ikisininde gözlerinin dolduğunu fark ettim.
"Hadi, tatile gidiyorsunuz diye kıskanıyorum sadece." burnumu çekip fazla samimiyeti ortadan kaldırdığımda rahatlamış gibi koca bir nefes aldım.
Jungkook ve aileside vedalaştıktan sonra beraber gidecekleri arabaya doğru yürüdüler.
"Lalisa'nın bu koca aslana emanet olduğunu biliyorum. O yüzden bu kadar rahatım ya." babam ve jeon'un babasının kısa süreli sohbetini gözümü devirerek dinleyip arkalarından yürüdüm.
"Ben kendi başımın çaresine bakabilirim." babamın kolunu dürttüğümde jungkook o daha bana bakmadan lafa daldı.
"Aklınız kalmasın, güzelce tatilinizi yapın lütfen." saygıyla eğilince babam mutlulukla belini ovdu.
"Çok güzel bir çocuksun, jungkook. Aferin!" arabaya bindikleri sırada annem arkamdan beni çektiğinde neye uğradığımı şaşırdım.
"Aramalarıma cevap vereceksin, her gün ne yediğini bana not edip yollayacaksın. Ve eğer oldu da korkarsan direkt rae teyzenin evine yol alıyorsun. Lütfen birtanem, aklımın sende kalmasını istemiyorum." iç çekip kaşlarımı ona çattım.
"Tamam anne, tamam." yüz ifademi takmayıp bana gülümseyerek arabaya bindi. Araba yavaş yavaş hareket ederken eller çıkmış son derece mutlulukla havada bize sallanıyorlardı.
Son derece komik olmalarına rağmen yanımdaki varlık sayesinde tüm mutluluğum sönüyordu.
"Manyak bunlar." arkama doğru ilerlerken kıkırdama seslerini duyabiliyordum. Onun uzaklaşmasını beklemek için iki dakika boyunca yerimden kıpırdamamış arkama bile bakmamıştım.
Tam arkamı dönüp binaya gireceğim anda bir şey unutmuş gibi hemen apartman kapısını aralayıp girdiği yerden kafasını çıkarttı.
"Yarın zile basarım." gözlerimi üzerinden çekip açtığım kapıya gittim. Ayağımdaki terlik yere sürtünürken çıkardığı ses tekrar bir engelle sustu.
"Bu daha ne kadar böyle ilerleyecek?"
"İlerlemeyecek. Sorun tam da bu." girdiğim kapıyı iyice aralayıp içeri girdiğinde karşıma geçti.
"Benden çok mu nefret ediyorsun? Hiç mi özlemedin beni?" sarf ettiği sözler kalbime sancı girmesini sağlarken gözlerine dikkatle baktım. Hiçbir şekilde dengesini bozmadan gözlerime bakıyordu.
"Senden, özlemeyecek kadar nefret ettim. Benim sana olan öfkem asla dile alınacak kadar küçük değil. Sana onca verdiğim değer.. neyse boşver. Seninle konuşmaktan nefret ediyorum." ondan çektiğim bakışlarım ellerine kaydığında elleri yumruk biçimini almışlardı. Bembeyaz kesilmiş ve oldukça sert gözüküyordu.
Yine bir tarafım ona kıyamadığı için elini sessizce avucumun içine aldım. Bunları yapmak istemesem bile vicdanım hiçbir şekilde izin vermiyordu.
Sıktığı elini avucumda açıp sakinleşmesi için bekledim. Bir diğerini de avucuma alıp aynı işlemi uyguladıktan sonra geri çekildim. Ses etmeyip beni izledikten sonra elini cebine soktu.
Fazla beklemeyip yanından geçerken o da benim gibi durmayıp bulunduğum binayı terk etti.
-
taslağı da atiyim dedim dayanamadım :dmedyadaki tam hikaye kapağı yapmalık :/ efsane shop değil mi?? hikaye kurgusuna uysaydı direkt kapak yapardım kslsksks
vee diğer hikayeme göz atmak ister misinizz;)) valla sad bir kitap ama ben yazarken acayip eğlenmiştim..
