"Ne demek istiyorsun?" duymadığımı sandığı lafı halbuki çokda sesli çıkmıştı. Bu kızla hiç konuşmama rağmen ne kadar iğrenç olduğunu ve bana neden böyle davrandığını anlamasam da öğrenmiştim. Kendi çıkarımlarımla tabii.
Yerim yavaşça jungkook'dan kurtulurken arkasına bir adım geriledi. Ben ona doğru yürümeyi sürdürürken böyle yapması beni durdurmuştu. Jungkook'un arkasına saklanmıştı resmen.
"Bir şey demeye çalışmıyor lalisa, sen ilerden git." karşımda olanlar tuhafıma kaçsa da gözlerim yerim'in korkak bakışlarından ayrılmıyordu. Bu kız ne yapmaya çalışıyordu?
Ondan çektiğim bakışlarımı bu sefer sevgilisine uzattığımda kafasını salladı.
"Hadi." hadi lalisa yollan dedim içimden kendime. Resmen beni kovuyordu ki zaten bu yaptıkları arasında hafif olanlardandı.
"Peki jung." dedim dudaklarımı birbirine bastırdıktan sonra. Hiçbir şey anlamıyordum ne halt oluyordu bu çocuğa. On sekiz yıllık arkadaşlığımızda hiç görmemiştim onu böyle. Tuhaf davranıyordu çok tuhaf. İyice beni kötü belliyordu ve bana ezikçe davranıyordu. Ben ne yapmıştım halbuki ona? Hiçbir şey, ona sevgimi vermekten başka hiçbir şey yapmamıştım.
Çantamı kendime iyice çekip hızla yol aldım okula doğru. Ağlamam gerekmiyordu. Sadece birine sarılmaya ihtiyacım vardı. O sarılmam gereken kişiyi arkamda bırakmama rağmen..
ya çok fena kızları kavga ettiresim var şunları şaçlarını başlarını yolsunlar skslsjslsksl salağım ben :)
bi dee bölümler fazla mı kısa? Uzun yazmamı ister misiniz kardaşlar?