ep.4

388 27 0
                                    

Yemekten sonra yukarı jung'un odasına girmeye çalışırken kapının açılmadığını fark ettim.
"Kapıyı açsana! Ne duruyorsun hadi!" ses gelmeyince uyuduğunu sanıp aşağı geri indim.

Rae teyzeyle zoraki bir sohbet yaparken telefonuma bakıyordum göz ucuyla. Sosyal medyada gezinirken sayfayı yenileyince jung'un yarım saat önce attığı postu gördüm. Az kalsın kanıp bu soğuk salonda yatmaya katlanacaktım. Şimdi boku yedin jung o yatağı sana asla bırakmam! Rae teyze anlasın diye ikide bir esneyip duruyordum ki son anda çaktı.

"Sende artık yatmalısın lalisa. Geç oldu değil mi?" gülümseyerek başımı salladım. Yukarı jung'un odasına ilerlerken bir anda söze girdi,
"Heh unutmadan az önce annene ulaşabildim. Sabah sen uyurken başının ucuna not bırakmış endişelenme diye ama göremedin galiba." Not mu? Endişelenmiştim biran da. Ona daha dikkatli bakınca gülümseyip,
"Endişelenmeni gerektirecek bir olay değil lalisa. Yine deden K-" rahatlamıştım dedemi duyunca. Kesin yine olay çıkarıp durmuştu. Ve dedem berlinde yaşıyordu. Berlindeyseler buraya 1 haftadan önce gelemezlerdi.
Ne yani bir haber onu geçtim bir para bırakmadan gitmiş miydiler aniden? Doğru ya söz konusu dedem. Akıl bırakır mı?

jung'un kapısına geldiğimizde postuna o lanet olasıca kapısını açması gerektiğini yazdım. Ki götüne takar mıydı bilemem.

Annesi kapıyı çaldı ve ona seslendi. Kapı anında açılınca jung annesine ve bana kapıya yaslanmış gülerek bakıyordu. İyi gözüküyordu, dikkat çekiciydi. Ama zekası yoktu işte.

Sinirle içeri girdiğimde o hala annesine dönük duruyordu. Rae Teyze jung'a birkaç tembih buyurup geri gitmişti. İki kişi bir odada bağımsız şekilde kalmıştık.

not tae, it's u  - lizkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin