(1)SİYAH SIR

359 48 200
                                    

NotReded kapak için çok teşekkür ederim🤗🤗

Hepinize iyi okumalar dilerim...

     Gerçek dünyaya dönmekten nefret ediyorum. Benim olmam gereken yer romanların dünyası. Orada bir yer bulup tünemek ve mümkünse hiç çıkmamak istiyorum. Buradan yazarlara sesleniyorum. Karakterlere hiç karışmam. Gıcık olmadığı, tozpembe dünyada yaşayıp herşeyin sahibi kendisiymiş gibi davranan karakterler dışında tabi. Onlara acayip uyuz oluyorum. Yani bunlar dışında inanın gıkım çıkmaz. Yeter ki alın beni bu vicdansız kadının elinden.

"Meyraaa! Kız gel daha öbürüne bakmadın. Bak o daha yakışıklı. Meyra!!" Annemin o cırtlak sesi apartmanda yankılanırken ben dış kapıdan elimde aceleden giyemediğim siyah spor ayakkabılarım ile maraton koşucusu gibi son hız uzaklaşmaya başladım. Bu kadının sağı solu belli olmaz. Bir de bakmışsın balkonda belirivermiş. Hayır yani mesleğim elimde olmuş olabilir ama ben evlenmek istemiyorum. Daha nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Başka bir dille mi anlatmalı?

Caddeden çıktıktan sonra ellerimi dizlerime koyup derin nefes almaya başladım. Sağ cebimden telefonu çıkarıp Işıl'ın numarasını buldum. Arama butonuna basıp kulağıma yaklaştırdım. Telefonu açmasını beklerken kaldırımın köşesine ilişiverdim. Ne çok yorulmuşum!!

Telefondan Işıl'ın uykulu mırıldanmasını duyar duymaz
"Işıl lütfen gel beni al buradan. Caddenin başındaki bakkalın önündeyim" dedim ve telefonu suratına kapattım. Gelince sorularını yanıtlardım.

Elimdeki ayakkabıları önüme bırakıp ayaklarıma geçirdim. Bağcılarını da bağladıktan sonra doğruldum. Şükrettiğim tek nokta geçen seferki gibi sokağa pijamalarım ile atlamamak olmuştu. İyiki odamdan çıkmadan önce kıyafetlerimi giymiştim. En iyisi artık böyle yapmalı. Bu kadının nerden çıkacağı belli olmuyordu ki. Sabah sabah kahvaltı bile yapmadan ne işim var benim burada ya!!

"Ne oldu kızım? Yine Efsun hanım evlilik meselesini mi açtı? " karşı bakkalın sahibi Selim amcanın sesini duyunca başımı kaldırdım. Ak saçları ve hafif kambur beli ile yolun karşısında bana bakıyordu. Milletin ağzına sakız olmuştum. Ah anne ahh!

"Yok Selim amca. Işıl'ı bekliyorum." diye salladım. Halbuki kızı zorla yatağından kaldırmış buraya gelmesini söylemiştim. Gelene kadar sövmediği sülalem kalmayacaktı.

Dedikodu lafı çıkmayınca Selim amca gerisin geri dönüp içeri geçti. Bu da iyice mahallenin Melahat hanımı oldu. Bu ne meraktır?

Millet hafta sonu tatilini evinde geçirir ama benim hafta sonum hep Işıl'da geçiyor. Sözde bugün annem ile vakit geçirecektim. Cadı kadın yine yaptı yapacağını. Bu meseleye acil çözüm bulmalıyım. Yoksa Işıl'ın makarnalarını yemekten içim dışım makarna olacaktı. Acaba sahte damat adayı mı bulsam? Yok artık daha neler!! Sonra da annemin evlenin de evlenin sözlerini çekemem. Adımımı sağlam atmam gerek ama ne yapacağımı bilmiyorum.

Daldığım düşünceleri korna sesi bölünce kaldırmla vedalaşıp seke seke arabanın ön koltuğuna oturdum. Başımı çevirip ona bakınca bezmiş bir halde bana bakarken buldum. Yataktan kalktığı gibi gelmişti anlaşılan. Zira bu pembe ayıcıklı pijamanın , çalı süpürgesi gibi saçların ve saçlarının arasındaki öylesine konulmuş uyku bandajının bir açıklaması olamazdı. Bu kızın da benden çektiği vardı.

"Ee ne oldu yine?" Direksiyonu kırıp yolda ilerlerken benden bir cevap bekliyordu.

"Yine aynı mesele. Annem başladı yine. "

"Sende bul artık birini de hepimiz rahatlayalım."

Başımı çevirip Işıl'a ters ters baktım.

"Ev-len-mek is-te-mi-yor-um. " yeni okuma öğrenen öğrencilerim gibi tek tek hecelemek de çok eğlenceliymiş. Bunu arada sırada yapacağım.

SİYAHIN ÖLÜ BEDENLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin