(4) DENİZİN HUZURU

141 33 183
                                    







Hayaller öldürmez aksine yaşatır...
Düşünün. Hayaller olmasaydı kitaplar olmazdı. Hayaller olmasaydı filmler diziler olmazdı. Hayaller olmasaydı dünya renkli olmazdı. Hayaller olmasaydı insan birer robota döner ve canlı olmaktan çıkardı. Peki hiç sordunuz mu? Ya hayaller bir gün biterse... İşte bu soru benim de bittiğimi anlatan soru olurdu. Çünkü hayalsiz sığınacak kitaplar olmadan ikiyüzlü insanların arasında ölürdüm zaten ben.

Başımı camdan ayırdım. Yolun yarısı bitmişti. İleride bir benzin istasyonunda durduğumuz zaman şoför koltuğuna ben oturacaktım. Her geçtiğimiz şehirde durmuştuk. Bu da daha fazla zaman kaybına yol açmıştı. Güneş batmak üzereydi. Ve ben tüm günü uyuyarak geçirmiştim. Durduğumuz yerlerde bile uyumuş , Kuzey ve Işıl'ı bensiz gezmeye göndermiştim. Nedendir bilmem pek keyfim yoktu. Belki de güneş çarpmıştı. Uzun zamandır böyle bir yolculuk yapmamıştım. En son üniversite için gittiğim gezide uzun yol çekmiştim.

Araba benzin istasyonuna girince arkaya yaydığım eşyalarımı toparlamaya başladım. Arabanın benzini dolmaya başlarken ben de tuvaleti kullanmak için marketin içine girdim. Kasiyere yerini sorup işimi bitirdikten sonra dolaptan su ve birkaç paket cips aldım. Yolda falan canım çekerdi. Yan reyondan birkaç tane de çikolata aldıktan sonra kasada ücreti ödedim. Poşet elimde dışarı çıktığımda arabanın benzininin de dolduğunu gördüm.

"Hadi devam edelim" Işıl ve Kuzey 'e yaklaşınca ikisinin de ayakta duracak halinin kalmadığını gördüm. E o kadar gezerlerse olacağı buydu.

"Ben arkaya geçip uyuyacağım "

"Ben de" beni takmayan ikili arka koltuğa geçince kapanan kapılara baktım. Keşke ikiniz de arkaya geçeceğinize biriniz önde kalsaydı. Amaaaan neyse. Ne yaparsanız yapın.

Koltuğuma geçip elimdeki poşeti ön koltuğa bıraktım. Arabayı çalıştırıp yola odaklandım. Arkadaki ikili nasıl yorulmuşsa hemen uykuya geçivermişti. Tuhaf şekile giren ikiliye bakıp tebessüm ettim. Ama tebessümüm Maymun Suratın hayvan gibi böğürmesi ile anında soldu. Bu sesle de iyi yol gidilir!!

________

Müziğin sesini arttırdıkça horlamanın sesi de artıyordu. Bu maymun surat bilerek yapıyorsa elimden çekeceği var. 1 saatlik yolumuz kalmıştı. Ve eğer navigasyon aleti denen şey icat edilememiş olsaydı şu an bilmediğim bir yerde bilmediğim bir yere doğru gidiyor olurduk. Cümlenin karmaşası bile karmaşık olunca düşünmekten vazgeçip yola odaklandım. Bir an önce varsak da ayaklarımı uzatıp dinlensem. Mümkünse horultusuz ve sessiz bir yerde!!

On dakika daha kuzeyin horlamasını dinledikten sonra ister istemez benim de uykum gelmişti. Kim kulağının dibinde horlayan biri ile yolculuğa çıkar anlamıyorum. Salaklık ettiğimin şimdi farkına varmam çok acı verici. Benim anlamadığım tek bir tıkırtıya uyanan Işıl bu sese nasıl uyanmıyordu. Acaba kapıyı açıp yolun bir köşesine bıraksam olur muydu? Eğer bir şekilde bize ulaşırsa kapı açıldı arabadan düştün frenler tutmadığı için arabayı durduramadım ve sen orada kaldın derdim. Yok eşeğin toynağı!! Adam niye yaralı değilim diye sorgulamaz mı? Nedense bu tatilde tatilden daha çok eziyet çekecekmişim gibi geliyordu.

Derinden gelen yabancı müzik melodisi kulağıma dolunca radyoyu kapatıp sesin kaynağını bulmaya çalıştım. Ama kuzeyin sesi sesin kaynağını bulmamız engelliyordu. Aaaa yeter artık. Bu sese daha fazla tahammül edemiyorum. Arabayı yavaşlatıp kenarda durdurdum.

"Kuzey uyan artık!" Tepki vermeden horlama devam edince kemerini çıkarıp kolumu arkaya uzattım ve parmağımla dürttüm .

"Maymun surat uyan diyorum artık!" Horultu kesilip hafif kıpırdadı. Ben uyanmasını beklerken daha fazla yayılıp kaldığı yerden daha yüksek volümle horlamaya başlaması arabadan inmeme sebebiyet verdi. Sen kaşındın Kuzey efendi!!

SİYAHIN ÖLÜ BEDENLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin