(12) SON VADİ

84 17 184
                                    

 
Medya: Kuzey







    Hayat tuhaftı. Bazıları ölürken bazıları doğardı .  Bazıları kahkahalara boğulurken bazıları hıçkırıklarını dindiremezdi. Bazıları heyecanlıyken bazıları üzüntülüydü. Bazıları herşeyi hatırladığı için dua ederken bazıları da hafızasını kaybetmek için yalvarıyordu. Belki yaşadığı kötü bir anı yüzünden belki de kendi hayatının olmasını istemediği odak noktası yüzünden. Şimdi benim durumum hangi kategoriye örnekti?  Yalnızlık? Kimsesizlik? Belirsizlik?

   Ah tabi arkamda nefes alıp veren şeyi de unutmamak lazım.  Korkumdan arkamı dönüp bakamıyorum bile.!

"Sakın kıpırdama!" Erenin sesi önden bir yerden geliyordu fakat kaskatı kesilen bedenim yüzünden boynumu çevirip de nerede olduğunu göremiyordum.

"Burada etkilenmeyen sadece sen ve ben varız. O yüzden arkandaki yaratıkları atlatmamız gerekiyor. " Ne yani birden çok mu vardı?

"Ne yapacağım? " sesim her an ağlayacakmışım gibi çıktı. Neden bende onlar gibi kafası güzel olamıyorum ki? En azından kafam rahat olurdu. 

"Sakince bana doğru yürü." Nerede olduğunu bir görebilsem yürüyeceğim ama!

"Neredesin göremiyorum ki!" Bir homurdanma sesi duydum. Arkamdaki yaratıklardan mı Erenden  mi geldi anlayamadım.

"Başını biraz çevirsen göreceksin. Hadi şimdi tam zamanı!" Kısık sesini zar zor duyabilmiştim. Başımı sola çevirdim yoktu. Sağa çevirince iki kızın arasındaki kafasını gördüm. Kızların beyni uçmuş salak salak etrafa bakıyorlardı. Erenin kafası  ikisinin ortasında durmuş gövdesi görünmüyordu. Adımımı sakince o yöne doğru attım. Sol ayağım sağ ayağımı takip etti ve bir adım daha.. Sırayla sağ sol diye sayarken kızların yanına ulaşmıştım bile. Arkamdaki yaratık nasıl izin verdi yürümeme anlamış değilim. Normalde tek lokmada yutulmam gerekiyordu.

"Eren!" Adımlarımı saymaktan önüme bakmıyordum.   Şimdi ise Eren olduğu yerde değildi. Kızların arasından geçip sağa ve sola baktım. Fakat yoktu.  Nereye gitti bu adam!

"Pişt!" Kaşlarımı çatıp etrafa baktım.  Çalıların arkasında bir kıpırtı farkedince oraya doğru adımlarım yöneldi. Fakat sadece iki adım atabildim. Sonra ne olduğunu anlamadan birden ayaklarım yerden kesiliverdi. Kendimi havada ve koca bir haykırışın içinde buluverdim. Bir anda herkes paniklemiş ve birbirini ezerek oradan oraya kaçıyorlardı. Fakat benim daha büyük bir sorunum olabilir!!

  Korkarak başımı arkaya çevirdim. Ve gözlerim yuvalarından fırlayacak derecede açıldı. Şu an bir yaratığın elinde olabilirim.

   Canavar öyle bir kükredi ki bağladığım saçlarım açılıp her yöne savruldu. Kulağım sağır oldu ve galiba kusacağım! Bu hayvan kuzu mu yedi , keçi mi kemirdi ama emin olduğum bir şey var ki bu yediği her neyse leşini yemiş olacağı. Ağzının kokusu her an bayılmama sebep olabilir. 

  Çirkin yüzlü ve beyaz uzun sakallı yeşil yaratığın kulakları  televizyonda izlediğim ve şu an adını hatırlayamadığım  bir filmdeki elflere benziyordu.  Bir elinde ben diğer elinde göz ucuyla görebildiğim kadarıyla benim boyum uzunluğunda bir kılıç duruyordu. Karın kısmına kadar demir benzeri bir ip şekiller çizerek kollarına ve boynuna doğru ilerliyordu. Tam o sırada sağ kulağının arkasında yanıp sönen bir kırmızı ışık gördüm.

Aniden kükreyip beni tutan elini ağzına doğru yaklaştırmaya başladı. Beynim acil durum sinyali verip bedenimi harekete geçirince bende ne yaptığımı anlamadan büyük bir tekmeyi yaratığın ağzına geçirdim . Bir diş düşüp kan ile beraber kıyafetime ve yüzüme  fışkırınca gözlerimi sonuna kadar açtım. Ben az önce ne yaptım?

SİYAHIN ÖLÜ BEDENLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin