(16) HUZUR VEREN KOKU

68 16 95
                                    

 

   

İyi okumalar...






  Korku nedir?  Bir belirsizlik karşısında tehdit algısı ile tetiklenen,  rahatsiz edici ve olumsuz bir his.. Hepimiz tehdit altındaydık. Herkes her ne kadar eğlenmeye çalışıp kısa bir süre de olsa bazı şeyleri unutmaya çalışmıştı. Fakat içimizdeki korku yok olmuş değildi. Hala tutunduğu bir dal vardı ve asla bırakmıyordu. Kısa süren mutluluk hissi de yerini büyük bir korku ve endişeye bırakmıştı. Eren neredeydi? Neden kimse onu bulamıyordu?

 
Hepimiz ayakta dikilip bir sağa bir sola volta atan Ateş'e bakıyorduk. Bilmem kaçıncı sola gidişinden sonra durdu. Herkes dikkatle söyleyeceği şeyi beklerken bir anda yüzü kızardı , burun delikleri büyüdü. Ve tekrar sinirle olduğumuz yerde bir sağa bir sola gitmeye devam etti. Şimdi düşüp bayılacağım!!

"Abi bir sakin ol. Eren bu çıkar bir yerden." Kuzey'in sorusu üzerine daha da çok sinirlenen Ateş

"Ne demek çıkar bir yerden? Fare mi bu? Adamın buraya ilk gelişi. Hiçbir yeri bildiği yok.!! İksiri de odasında unutmuş. Eğer hemen ortaya çıkmazsa geberip gidecek!!!" Elini saçlarından geçirip tekrar yürümeye başladı. İki adım atıp yolunu  kestim. Yüzüme bakınca tek kaşımı havaya kaldırdım. 

"Ne? " dedi bana bakarak. Kollarımı göğsümün üzerinde birleştirdim.

"Eren ablamın eşi. Onu bulmaya gitmiş olamaz mı?" Ağzını açıp cevap verecekti ki kolumdan tutulup geri çekildim. Dengemi sağlayamadığım için iki adım geri gidince beni çeken kişi önüme geçti.

"Sen herşeye karışma!" Afra tüm sinirini benden çıkarmak istercesine yüzüme bağırınca kaşlarımı çattım. Ellerimi belime bırakıp tam önünde durdum.

"Hayırdır? !!" Buram buram  tehdit kokan sesim ile yutkunduğunu gördüm. Fakat hemen kendini topladı ve başını dik tuttu.

" Burada sana ihtiyacın olması seni yükseltmesin.  ."  Korktuğu o kadar belli oluyordu ki? Ama gizlemeye çalışıyordu. Bunun kurduğu cümlelerden birşey anladıysam neyim.   Salak bu kız.

"Bence şansını çok zorlama Afra. Bin türlü dert var bir de seninle uğraşamayacağım!" Arkamı dönüp merdivenlere yöneleceğim sırada kolumdan sertçe çekildim. Hızlanan nefesimi düzene sokmaya çalışırken gözlerimi kapattım. Sakin ol Meyra , sakin ol!!  Şimdi kavga etmenin hiç sırası değil!!

"Ne oldu korktun mu?" Gidişim ona cesaret vermişti anlaşılan. Sesi şimdi daha gür ve kendinden emin çıkıyordu.  Gözlerimi açıp yüzümü ona döndüm.

"Afra!! Uzatma" Ateş arkadan seslenince içimde bir kıvılcım hissettim.

"Bırak kolumu!" Dişlerimi sıkarak söylediğim sözler onu daha da çok keyiflendirmişti. Ateş artık Afranın hemen arasındaydı.  Diğer kolu tutmuş hafif sıkarak uyarıyordu.  "Bırakmıyorum . Hadi kurtarsana kendini"  birinden kendine cesaret aşılamış , hindi gibi kabarıyordu. Diğer elimi elinin üzerine bırakıp tırnaklarımı eline geçirdim. Değişen yüz ifadesi görülmeye değerken,  kulağına fısıldadım.

"Çok tehlikeli sularda yüzüyorsun. Yumuşak göründüğüme bakma. Bu sana son uyarım!" Elini sertçe ittim ve iki adım geriledim. Ellerimi iki yana açıp gürültüden buraya toplanan herkese hitaben konuştum.

"Damarıma basanın damarını ezerim. Buraya sizin kaprislerinizi veya saçma hareketlerinizi çekmeye gelmedim." Son cümlemi Afraya bakarken söyledim.

"Umarım dediğimi anlamışsınızdır" merdivenlere yönelip iki basamak çıktım.  Fakat Afranın sesi ile tüm bedenim titredi.

"Çok kıymetli kuşumuz da konuştu. Aklı sıra baş muhafız yardımcısına posta koyuyor. " Yüksek sesi evde yankılanırken başımı çevirdim.  Gözlerim koluna koala gibi yapışıp Ateşe otuz iki diş sırıtan Afrayı görünce içimde bir öfke patlaması hissettim.

SİYAHIN ÖLÜ BEDENLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin