Gelecek bölüm yarın yayında olacak inşallah arkadaşlar. Çok ara verdim gerçekten üzgünüm ama bu hikayeyi yarım bırakmak inanın hiç içine sinmiyor. Bırakmayacağım da.
🥀🥀🥀
Soğuk, yağmurlu bir sonbahar günüydü. Yıldızlar, küçük oldukça naif bir kahveci dükkanında oturuyorlar, sohbet ediyorlardı. Aslında küçük bir problemleri vardı ve bu problemi çözebilmek için uğraşıyorlardı. Paris'e gitmeye hak kazanmışlardı fakat Paris'e gidip konaklamak için paraya ihtiyaçları vardı. Edis için belki bu problem değildi fakat diğerleri için, özellikle Abay için biraz problem gibi gözüküyordu. Yarışmayı düzenleyen şirket yarışmacıların yol ve barınma parasını karşılamıyordu.
"Oraya gitmek ayrı bir dert, kalmak ayrı. Çok para gidecektir." dedi Abay. Onu destekler nitelikte bir cevap Ada'dan geldi.
"Haklısın, belki de erken sevindik. İşin bu kısmını hiç düşünmemiştik."
Edis, "Ya aslında benim aklıma bir şey geliyor. Ben bir şeyler yapabilirim." dedi.
Edis'in durumu iyiydi fakat 4 kişinin yurt dışı giderlerini karşılayabilecek kadar değildi. O kadar parası yoktu. Üstelik annesinden para istemekten de nefret eden bir karaktere sahipti. Kendi parasını kazanıp dilediği gibi harcamak her zaman Edis'e cazip geliyordu.
"Ya saçmalama Edis," diye araya giren Dilara oldu. "Ailenin durumu iyi olabilir ama uçak biletleri bile çok masraflı. Ayrıca hiçbirimiz böyle bir şeyi kabul etmeyiz." dedi. İlk defa Abay, Dilara'nın mantıklı bir cümle kurduğunu düşündü.
"Bozuk saat misali," dedi kısık bir sesle.
Dilara, "Bir şey mi dedin?"
Abay, "Hayır, kendi kendime söyleniyordum. Dilara haklı Edis, böyle bir şeyi kabul etmeyiz zaten."
Çok düşünceli bir hali vardı Edis'in. Sanki bir şeyin kararını vermek ile mücadele ediyor gibiydi. Düşünceli ve elinden bir şey gelmediği için üzgün... Hepsi üzgündü. Belki de hayatların fırsatıydı bu Paris yolculuğu. Çok yetenekliydiler ve her şeyden önemlisi binlerce insanın yapamadığını yapmışlar, böyle prestijli bir yarışmaya katılma fırsatı bulmuşlardı. Gerçekten de dans ile ilgilenen herkesin hayaliydi bu yarışmada boy göstermek, kazanmak. Bir dansçının da ulaşabileceği en üst nokta Uluslararası Dans Yarışmasını kazanmaktı. Bu yarışmanın getirisi oldukça fazlaydı. Üstelik kazandıysanız kesinlikle çok parlak, altın bir gelecek sizi bekliyor olacaktı.
"Ben eve gidiyorum arkadaşlar, akşam yine buluşur konuşuruz." dedi Edis.
Diğerleri de Edis gittikten sonra dağıldı. Evlerine gittiler. Fakat Edis eve gitmemişti. Ada ile Abay, evlerine gitmeden önce son kez birbirleri ile baş başa konuştular.
"Bu yarışa gitmeyi çok istediğini biliyorum," dedi Abay. "Ama gerçekten çok masraflı olmaz mı Ada? Yani... Sanırım ben bunu yapamam. Durumlarımı biliyorsun. Daha doğru düzgün bir ev bile tutamadım. Yani buna da şükür ama bildiğin harabe Ada, harabe."
Ada da çok üzgün ve çaresizdi.
"Biliyorum kuzum, biliyorum. Amannnn, gitmesek ne olacak? Yani tamam, keşke gitsek ama gitmesek de olur ne yapalım. Nasip."
"Neyse, akşam Edis'in dediği gibi tekrar buluşur konuşuruz." dedikten sonra yollarını ayırdılar ve evlerine yöneldiler.
...
Abay, çatlaklarla dolu eski bodur kapıyı açıp içeri girdi. Ayakkabılarını çıkarıp salona yöneldi. Yüzünden düşen bin parçaydı fakat bunu ailesine belli etmemeye çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZLAR
Teen FictionDepsesif sorunlarla boğuşmakta olan insanların bir araya gelip kurdukları dans gurubun yükselişini ve düşüşünü anlatıyor. Tanıtımı okuyarak zihnimdeki ücretsiz sinemadaki yerinizi ayırtabilirsiniz.