"Bir gün bana en fazla nereye kadar gidebilirsin diye sorsalardı şayet 'Uluslararası Dans Yarışmasına kadar gidebilirim' derdim. Bu gerçekten benim için tam anlamıyla bir zirve noktasıydı. Hayatımda hiç bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum, sevgili günlük. Fakat şu anda, dur bir saniye: Burayı böyle küçük bir detayla değil, nitelendirerek geçmek istiyorum. Bugünün tarihi 29 Temmuz 2020 ve saat 13.08, yerden bilmem kaç bin metre yükseklikte THY'ına ait uçakta yanımda arkadaşlarımla (onlar şu an uyuyor ama olsun) hayallerime, belki de ileride çocuklarıma anlatabileceğim yüzlerce detayı yaşamak üzere Paris'e uçuyordum.
Dans etmeyi aşırı sevdiğim doğru olsa bile aslında bu işten para da kazanmayı çok istiyordum. Hayır sevgili günlük, öyle para göz birisi tabii ki değilim ama anneme güzel bir ev alabilmeyi çok istiyordum. Ailemi biraz olsun sefaletten kurtarabilsem yeterdi, fazlasında gözüm yok. Her neyse, madem arkadaşlarım uyuyor ben de sana anlatayım içimden geçenleri. Hoş, bunları onlara anlatamazdım zaten de neyse. Bak, heme sol çaprazımda uyuyan şu kız var ya, heh o işte Dilara. Tam anlamıyla gıcık birisi. Yani seviyorum, sevmiyorum değil. Başına kötü bir şeyin gelmesini elbette istemem ama sevgili günlük, ah bir tanısan onu var ya! İşte o zaman sen de bana hak verirsin. Bu gruba girme amacının Edis olduğuna yemin edebilirim ama bunu kanıtlayamam. Madem Edis'in konusu açıldı, biraz da Edis'i anlatayım sana. Uzun boylu, geniş omuzlu, temiz bir yüz, düzgün burun ve düzgün kaşlar. Allah'ım özene bezene mi yarattın sen bu çocuğu, tamam kabul ediyorum çok yakışıklı. Ama yakışıklı olduğu kadar da saf benim kuzum. Bak sevgili günlük, bunlar aramızda kalacak, ona göre! Ben onun yüzüne bakarak asla kuzum diyemem, aşırı utanırım. Sen de deme. Her kısacası kalbi iyilik dolu birisi Edis, başka bir şey demeye gerek yok. Şu, hemen yanımdaki uyuyan, benim ciğerim, canım. Ada'm.
O kadar güzel, tatlı bir yüzü var ki bazen yanaklarını ısırasım geliyor. Okulda ilk tanıştığım kişiydi Ada. Tanır tanımaz da zaten hiç ayrılmadık. Çok ama çooook seviyorum kendisi...." Abay, günlüğüne yazdığı yazıyı tamamlamak üzereydi ki yanında duyduğu ses irkilmesine neden oldu,
"Ben de seni seviyorum, şapşal şey." dedi Ada, uyumuyor, en başından beri Abay'ın yazdıklarını okuyordu. Gizlice.
"S-sen uyumuyor muydun?"
"Hayır canım, sadece gözlerimi dinlendiriyordum." dedi Ada sırıtarak. "Hem kuzucuk meselesi de aramızda kalacak, tabii 'Allah'ım sen neler yaratıyorsun' filan da aramızda kalacak." diye gülmesini daha da arttırdı.
"Şşşt! Sessiz ol." diyerek Edis'i kontrol eden Abay, "Bana bak aramızda kalacak bu! Hem, hem sen utanmıyor musun başkasının günlüğünü okumaya!"
"Ne bileyim be günlük yazdığını, öylesine bakıyordum."
"Hıı, bilirim ben o öylesineleri."
"Ayrıca yanaklarımı istediğin zaman ısırabilirsin," diyerek kendisini tutamadı ve küçük bir kahkaha attı.
"Şşşttt! Ya sessiz olsana!"
"Tamam ya vallahi tamam, gülmeyeceğim." dedi kendisini zor tutarak.
Bu sırada genç, oldukça güzel bir hostes önündeki üzeri sıcak içecekler ve sandviç, bisküvi tarzı şeylerle dolu arabasından bir sandviç ve bir bardak çay uzatarak,
"Buyurun efendim, afiyet olsun." diyerek Abay'a ardından da Ada'ya ikramda bulundu.
Çok geçmeden uçak Paris'e iniş yaptı. Yıldızlar, hala bir rüyanın içerisinde olduklarını düşünüyorlardı, havaalanında çıkışa doğru yürürken gülücükler saçarak etrafa saçmalarından bu bir hayli belli oluyordu.
"Allah'ım be şaka gibi ya! Hala inanamıyorum." diye söylendi Edis, bir yandan da el bavulunu çekiştiriyordu peşinden.
"Bundan birkaç ay önce Paris'e, böyle bir yarışmaya katılacaksınız deseler inanmazdım." diyen Dilara oldu.
"Arkadaşlar, Paris'in büyüsüne kapılıp hedefimizden sapmayalım. Bütün bunlar yarışmayı kazandığımızda tamamlanmış olacak." bu sözler, muhtemelen tahmin edebileceğiniz üzere Abay'a aitti. Her yönüyle güçlü, akıllı bir kaptandı Abay. Her ne kadar eşit rollerde de olsalar, dansın kurgusunu yapan biri vardı ve o kişi de Abay'dı. Fazlasıyla bu takıma kaptanlık yapmayı hak ediyordu.
"Kesinlikle öyle, " diye en yakın arkadaşına destek çıktı Ada. "Abay haklı, bu yarışmayı kazanmadıktan sonra buralarda olmanın hiçbir önemi yok."
"Umarım öyle bir şey olmaz. Eğer kazanamazsak arabayı boşa satmış olacağım, he hiç pişman değilim orası ayrı ama bu yarışmayı kazanalım be, lütfen."
"Merak etme, kazanacağız."
Hep birlikte bir taksi tutup daha önceden rezervasyon yaptıkları otele gittiler. Yanlarında bavul olduğu için zor sıkmışlardı taksiye, fakat halletmişlerdi. Hepsi İngilizce biliyordu, bu yüzden taksici adamla iletişim kurmaları güç olmamıştı, neyse ki taksici de İngilizce biliyordu. Yol kenarına yapılmış, gösterişli bir otelin önünde durduklarında Edis parayı ödedi. Araçtan inip yoldan geçen insanlara, arabalara ve otel binasına baktılar. Her şey mükemmel geliyordu kendilerine. Fakat her şey göründüğü gibi değildir, bir tılsımın büyüsüne kapılmadan ayaklarını yere sağlam basmak her zaman en başından beri doğru bir karar olurdu. Bazen bizi büyüleyen, aklımızı çelen güzellikler hayatımızı zehir eden bir zakkum ağacına dönüşebilir.
Otelden içeri girdikleri anda güzel bir hava ve güler yüzlü çalışanlarla karşılaştılar. Resepsiyonda kayıtlarını yaptıktan sonra görevliler bavullarını odalarına kadar taşımalarında yardımcı oldular. Odaları yan yana olduğu için odalarına girmeden önce kısa bir ayaküstü sohbette bulundular.
"Arkadaşlar," dedi Edis, "çok yorgunum ben bir duş alıp yatacağım, herkes biraz dinlensin akşam yemeğine ineriz."
"Katılıyorum. Ve herkes iyi dinlenmeler," diyerek doğruca odasına daldı Abay. Diğerleri de kendilerine odaya kapattılar. Oda, geniş ve lüks eşyalar ile donatılmıştı. Tam odanın ortasında yumuşacık, büyük bir yatak ve yatağın tam karşısında bir televizyon vardı. Yatağın üstünde temiz havlu katlanmış bir şekilde duruyordu. Abay, kendisini sır üstü yatağa bırakıp gülümseyerek tepesindeki tavana baktı.
"Bakalım Magic, sandığınız kadar büyük müsünüz yoksa hiç bizim kadar büyük bir grupla karşılaşmadığınız için mi bu kadar başarılı görülüyorsunuz?! Yarın görüşürüz..."
Yarın, U. Dans Yarışmasının ilk etabı gerçekleştirelecek, Magic ve Yıldızlar bir kez daha karşı karşıya geleceklerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILDIZLAR
Novela JuvenilDepsesif sorunlarla boğuşmakta olan insanların bir araya gelip kurdukları dans gurubun yükselişini ve düşüşünü anlatıyor. Tanıtımı okuyarak zihnimdeki ücretsiz sinemadaki yerinizi ayırtabilirsiniz.