Şu an tüm bedenim tir tir titriyordu. Aynı zamanda da tüm duyuları yaşıyordum. Mutluluk,hüzün,endişe,şaşkınlık, korku hepsi hepsini aynı anda yaşıyordum.
Ellerim titremeye devam ederken yavaşça telefonu yanıtladım.
"Alo"
"Alo iyi günler Vera hanımla mı görüşüyorum?"
"Evet ama kimsiniz?"
"Biz Norveç Oslo Dıakonhjemmet Sykehus Ad hastanesinden arıyoruz. Ben doktor Faruk. Babanız koronavirüsüne yakalandı ve şu ana hastanemizde yoğun bakımda yatıyor."
"Ben babamla yıllardır görüşmüyorum. Neden şimdi beni aradınız?"
"Babanızın durumu çok kritik yani yakın bir zamanda kötü bir haber alabilirsiniz. Babanızla konuştuk ve sizinle konuşmak istediğini söyledi. Bizde onu kırmayarak sizin telefon numaranızı bulduk."
"Bunca yıl sonra mı aklına gelmişim?"
"Eminim babanız size iyi bir açıklama yapacaktır. Şimdi telefonu babanıza veriyorum. İyi günler Vera hanım."
"İyi günler" diyerek beklemeye başladım. Ellerim hala titriyor ve terliyordu.
"Kızım Vera?" sesi oldukça boğuk ve yorgundu.
"Efendim?"
"Yavrum iyi misin?"
"İdare ediyorum."
"Bak bana kızgın olduğunu biliyorum. Belki beni hiç affetmeyeceksinde tamam haklısın ama ilk önce beni bir dinle olur mu?"
"Pekala dinliyorum."
"Teşekkür ederim." dedi ve derin bir nefes aldı.
"Anneni ne kadar sevdiğimi bilirdin. Hastalığında en çok ben yanındaydım ona en çok ben destek vermiştim. Ama o kansere yenilince kendimi suçladım. Daha çok yanında olmam lazımdı daha çok yardım etmeliydim dedim. O zamanlar tecrübesizdim küçük bir kız çocuğu ile ne yapacağımı bilemedim. Korktum Norveç' e gittim. Seni de Bahar teyzenlere emanet ettim."
Bir kez daha derin bir nefes alıp konuşmaya devam etti.
"Norveç'e gitme sebebim orada kendime güzel bir yaşam kurup, para kazanmaktı. Sonrasında ise seni yanıma alacaktım ve beraber Norveç' te yaşayacaktık. Ama çok sonra öğrendim ki ben seni Bahar teyzenlere emanet ettiğimi sanırken onlar seni yanlarına almamışlar. Sebebini sorduğumda ise oğulları Ahmet' i trafik kazasında kaybettiklerini ve o acıyla seni yanlarına almak istemediklerini söylediler. Bu haberle benim dünyam başıma yıkıldı. Nerede kalıyordun? Nasıl para kazanıyordun? Karnını nasıl doyuruyordun? Hiçbirini bilmiyordum. Sana yıllarca ulaşmaya çalıştım ama ulaşamadım. Eğer senden en ufak bir bilgiye sahip olsam bir saniye beklemez ilk uçağa atlar oraya gelirdim. Ama sana ulaşamadım, artık kesinlikle öldüğünü düşünüyordum ve vicdan azabı çekiyordum. Sonra bu virüse yakalandım hastaneye yatırıldım uzun ve zorlu tedaviler gördüm ve hala da görüyorum. Virüsü atlatma şansımın çok düşük olduğunu söyledi doktorlar. Bende onlardan son bir rica olarak seni bulmalarını istedim ve seni buldular.Şimdi ise yıllar sonra senin senini duydum. Nasıl mutlu olduğumu anlatamam. Artık şimdi rahatlıkla ölebilirim. "
Uzun sayılabilecek bir zamandan sonra göz yaşlarımı sildim ve iç çekerek konuşmaya başladım.
"Keşke gitmeden önce bunu bana söyleseydin. Benim için gittiğini bilseydim. Beni terk ettin sandım ve yıllarca senden nefret ettim ben. Aylarca ne yapacağımı bilemedim. Annesiz, babasız, parasız nasıl yaşadım biliyor musun sen? Ne zorluklar yaşadım, günlerce aç kaldığım oldu benim. Ama senin dediğin gibi hep güçlü kaldım. Yapamam diyip kestirip atmadım hiçbir zaman. Sonra liseye geçtim. Harika arkadaşlar edindim onlarla büyüdüm bana aile oldu her biri. Seni çok severdim bilirsin. Sen gittikten sonra bile ben senden hiçbir zaman tam anlamıyla nefret etmedim. Edemedim. Çünkü sana olan sevgim o kadar büyüktü ki nefret duygusu bile yanına yaklaşamadı. O yüzden ne olursa olsun seni af ediyorum. Ölüm eşinde bile olsan beni aradın ya o bana yetti."
Ağlayarak konuşmaya devam ettim.
"Seni her zaman sevdim baba hala da seviyorum. Belki şu an söyleyeceğim şey bencilce ama umurumda değil. Beni bırakmanı istemiyorum. Bunca yıl sonra sesini duymuşken devamını istiyorum. Sana sarılmak, kokunu içime çekmek istiyorum, eski zamanlardaki gibi kucağına oturup film izlemek istiyorum, mutfağa girip seninle yemek yapmak istiyorum. Yalnızlık o kadar zor ki bazen dayanamıyorum. Sanırım benim tüm sevgilerin yanında baba sevgisine de ihtiyacım var. Lütfen şimdi sana daha yeni kavuşmuşken beni bırakma."
"Sana söz veriyorum son nefesime kadar savaşacağım ve bu pis virüsten kurtulup yanına geleceğim."
"Beşiktaş sözü mü?"
"Beşiktaş sözü."
Beşiktaş sözü benim küçükken babamla kendi aramızda sadece tutabileceğimiz sözlere dediğimiz bir kelimeydi. Tutamayacağımız sözlere asla Beşiktaş sözü demezdik.
"Seni seviyorum kızım ne olursa olsun beni sevdiğin için, inandığın için teşekkür ederim."
"Bende seni seviyorum baba en kısa zamanda görüşmek üzere."
"İnşallah güzel kızım inşallah."
Telefonu kapattıktan sonra mutlulukla gülümsedim. Yıllar sonra babamla konuşmuş ve geri döneceğine dair söz vermişti. Bu sözü tutar mıydı bilmiyorum ama son nefesine kadar savaşacağına emindim.
-863 beğenme 1 yorum
@veralgün: Forever wiht you is just a minute...
@berkinsiyim: Always <3
Yorumlar sınırlandırılmıştır...
.........................................................................................................
Kısa ama çok duygusal bir bölüm oldu.
Finale son 2-3 bölüm kaldı haberiniz ola :(
Sizce Vera'nın onca zaman sonra bile hala ilk gün ki gibi babasını sevmesine ne diyorsunuz?
Bence Vera oldukça haklı. Baba sevgisi cidden çoğu şeyin önüne geçer.
Neyse OY VERMEYİ UNUTMAYALIM çok çok mucuksss <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanka? /Yarı tex
Teen FictionHer şey çok güzel giderken ya bi anda arkadaş grubundan birine aşık olursan ne olur? Her gün aman sakın benim onu sevdiğimi duymasın korkusunu taşımak nedir bilir misin? Biliyosan gel bi de Vera' nın azından oku, bilmiyosan Vera' nın dolambaçlı hay...