Dizim bitmişti ve birlikte havuz kenarında ki masada oturuyorduk.
"Hava çok güzel değil mi?" Dedi ve arkasına yaslandı. "Evet gerçekten çok güzel" Dedim ve gökyüzüne baktım "bir sürü yıldız var."
"Üniversiteye gitmek istiyor musun?" Diye bir soru yöneltti. "Evet, tabi ki istiyorum"
"Yarın sınava kaydını yaptıralım olur mu?" Diye sorduğunda başımı olur anlamında sallamıştım. Allahım sonunda hayallerime daha yakınım.
Telefonum'un çalmasıyla arayana baktım. Eylül arıyordu.
"Bok yiyenin Kankası neden gelmedin bugün?" Dedi sahte bir kızgınlıkla.
"İşim vardı."
"Patron dedi ki "söyle ona bir daha gelmesin" Bende dedim ki "söylerim patron" İyi demişim değil mi?" Dediğinde güldüm.
"Çok iyi demişsin. Seni haftaya olan düğünüme bekliyorum" Dediğimde bir süre sustu sonra devam etti
"Gız bok yiyenin Kankası evleniyon mu sen?" Dedi şaşkınca.
"Yok kanka sünnet oluyorum o yüzden düğünüm var" Dediğimde Emre'nin gülmemek için kendini zor tuttuğunu farkettim.
"E sen de yok nasıl sünnet oluyon?" Dediğinde sanırım Emre duymuş olacak ki kahkaha atmaya başladı. "Ne o erkek sesi miydi? Abin mi? Yok dur abin bu saatte yanında olmaz. Kim o?" Dedi heyecanlı bir sesle.
"Ay dur düğünüm var dedin, Evleniyon mu sen? Eniştem mi o gülen? Ayh, Allahım rezil olduk." Dedi nefessiz bir şekilde.
"Ayh, dur kız, motorun soğusun." Dediğimde telefonu yüzüme kapattı. Emreye baktığımda hala güldüğünü gördüm. "Ya sus ya" Dedim gülerek.
"Tamam sustum" Dedi ve ağzına hayali bir fermuar çekti ve elinde sanki fermuarın sapını tutuyormuş gibi yapıp onu kalbine götürdü. "Buraya giren bir daha çıkamaz yani buna gülmeyeceğim." Dedi ve sandalyeden kalktı ve önümde diz çöktü. "Madem evleneceğiz evlilik teklifimiz de olsun değil mi?" Dedi ve cebinden küçük bir kutu çıkardı. "Elvan Genç, Elvan Argıç olur musun?" Dediğinde güldüm.
"Ayh dur düşünmem gerek." Dedim ve düşünüyormuş gibi yaptım. "Ayol evet" Dediğimde gülmeye başladık. Tek taşı görünce şok geçirdim. Hey bunun taşı kocaman yüzümü falan çizerim yanlışlıkla ben.
"Şimdi ne eksik?" Diye düşündü ve sanırım cevabı bulmuş olacak ki gözleri parladı "hadi sarıl ve yanağımı kocaman öp" dediğimde tek kaşımı kaldırdım.
"Rüyanda görürsün" Dediğimde yüzünü buruşturdu. "Tamam o zaman sadece sarıl" dediğinde sarıldım.
"Bu sarılma bana yaptığın her şey için." Dediğimde bana sarıldı ama fazla baskı uygulamadı sırtıma.
"Beni koca olarak görmesende arkadaşın gibi olabilirim değil mi?" Dediğinde başımı onaylarca salladım.
"Sen benim arkadaşımsın" Dediğimde sanki bir şeye ihanet etmiş gibi hissettim. Ben neye ihanet etmiştim? Ya da kime? Neye ya da kime ihanet ettiğimi bilmesem de o benim arkadaşımdı ve aramıza aşk gelmemeliydi.
"Aşık olsan ne olur ki? Öldürür mü? Okumana mı izin vermez? Bu arada okumana izin verir baksana sınava girmene yardımcı olmaya çalışıyor." Dedi iç sesim. Ben neden aşık olmak istemiyordum.
Üzmekten mi korkuyordum, yarı yolda bırakıp gitmekten, belki de aldatılmaktan. Kendime mi güvenemiyordum yoksa ona mı? Neden içimde ki bu lanet his gitmiyordu?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evlilik Oyunu (Tamamlandı)
ChickLitBaşlangıç Tarihi: 28.03.2020 Elvan ve Emre'nin hikayesi, Elvan babası tarafından şiddet gören bir kız ve ona platonik aşık olan Emre'nin onu istemeye gelmesi ile hikayemiz başlar