24. Bölüm

7.1K 320 28
                                    

Aaaa bölüm yazdım. Biliyorum çok geciktim bi 2 aycık kadar ama bahanem var. Diyormuşum kitap oluyor falan ama nerde. Her neyse ben bilgisayar aldığım için oyun oynamaktan vaktim olmadı ama tekrar buradayım birazda dinlenmiş oldum. Doğaçlama bir bölümle karşınızdayım. Bu bölüm ne yazsam diye hiç düşünmedim bakalım ne çıkacak.

ELVAN:

"Demek evleniyorsun he Eylül" dedim ve yeşil çayımdan bir yudum aldım. "Kaveyi özledim ya"

"Kaç aylık oldu benim yeğenim?"

"6 olacak"

"3 ay kalmış heyecanlı mısın?"

"Ah heyecanlı olmaz mıyım? Hele şeyi çok merak ediyorum kime çekecek" dediğimde güldü ve çayından bir yudum aldı.

Eylülle evde oturmuş sohbet ederken kapıdan Emre'yi gördüm. "Hoşgeldin!" Dedim mutlulukla ve kollarımı açtım "Hoşbuldum" dedi ve bana sarıldı. "Nasılsın?" Dediğinde gülümsedim "iyiyim sen?" Dedim ve ondan ayrıldım "sizi gördüm daha iyi oldum. Oğullarım nasıl?"

"Sorayım bakayım? Oğluşlar nasılsınız?" Dedim ve bir süre onları dinledim "babalarının ilgilerini özlemişler"

"E ben gideyim" dedi Eylül ve fincanı sehpaya bıraktı. "Kalsaydın." Dediğimde gülümsedi ve beni yanaklarımdan öptü "siz biraz hasret giderin" dedi ve benden ayrılıp kapıya doğru yol aldı.

"Oğullarım ve onların güzel annesi siz beni özlediniz mi?"

"Hem de çok" dedim ve dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım. "Emre ben acıktım" dedim gülümseyerek.

"Ne yemek istersin?"

"Hamburger" dedim çocuksu bir ses tonuyla. Bana kaşlarını çatıp baktı. "Düzgün bir şey iste"

"Ama..."

"Sen hamilesin düzgün beslenmen gerek. Bunu sana kaç defa söyledim ama sen benden sağlıksız şeyler isteyip duruyorsun."

"Ama babası canımız çekti." Dedim dudaklarımı büzerek. "Dayanamıyorum yapma böyle" dedi ve koltukta arkasına yaslandı.

"Emre çok canım çekti. lütfen!" Dedim ve Emre'ye sarıldım.

"Hayır." Dedi. Ağzından net bir şekilde çıkmıştı bu kelime. Sinirle ondan ayrıldım ve kollarımı göğsümde bağlayıp dudaklarımı büzdüm.

"Yapma böyle güzelim. Ben senin iyiliğini istiyorum."

"1 kerecik lütfen." Aslında Emre'yi anlıyordum. 2 çocuğumuzu kaybetmiştik ve Emre de çocuklarına zarar gelmesin diye her önlemi alıyordu.

"Emre, canım kocam, aşkım bak anlıyorum seni ama hiçbir şey olmayacak emin ol sadece bir tanecik hamburger." Dediğimde bana baktı. "Tamam" dediğinde mutluluk içinde ona baktım. Bana bakıp gülümsedi. "Sen bana böyle bak ben dünyaları sana veririm ama çocuklar doğduktan sonra verebilirim" dediğinde güldüm.

Telefonunu çıkarttı ve istediğim hamburgeri sipariş etti.

"Sen gelince alırsın ben bi duşa giriyorum" dedi ve dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı. 10 dakika geçti kapının çalmasıyla kapıyı açmaya gittim. Evde çalışan vardı ama bugün izinliydi.

Kapıyı açtığımda saçlarına hafif aklar düşmüş, yaşlı ama yinede fit bir adam karşıma çıktı.

"Buyrun, nasıl yardımcı olabilirim?"

"Merhaba kızım ben Volkan, Volkan Argıç." Dediğinde kaşlarımı çattım. "Kusura bakmayın sizi tanımıyorum."

"Sevgilim, geldi mi?" Emre'nin sesini duymamla merdivenlere baktım. "Yok başka birisi geldi" dediğimde yanımda belirdi. Emre adamı görünce yüzündeki şok ifadesi beni meraklandırmıştı.

Evlilik Oyunu (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin