Saat akşam 7'ye gelirken; Emre, Ben, Eylül ve Emre'nin arkadaşı Semih Nikah masasında oturmuş nikah memurunu bekliyorduk.
Üstümde Beyaz dizlerimin 4 parmak kadar üstünde olan dantelli bir elbise vardı. Saçlarımı açık bırakmış öndeki iki tutamını arkadan tutturmuştum.
Kötü kötü bakışlarımı Semih'e gönderiyordum. Neden mi? O pislik yüzünden öleceğimi sandım!
"Emre, Müstakbel karına bir şey der misin? Çok korkunç bakıyor." Dedi semih oturduğu sandalyeye sinmiş bir biçimde.
"Baksın. Az bile yapıyor. Devam et hayatım korkut onu" Dediğinde gülerek Emreye baktım. Bu sabah evliliğimizin gerçek olması konusunda kararımı vermiştim ve ne kadar mutlu olduğunu anlatamam size. Beni kucakladı, öptü, sarıldı falan.
Nikah memuru geldi ve Nikahımızı kıydı. Fazla uzatmaya gerek yoktu. Gösterişten uzak bir evlilik işte ne güzel.
Birlikte arabaya bindik ve eve gittik. Kendi aramızda küçük bir parti verecek ve yemek yiyecektik.
Eve geldiğimizde hazırlanmış büyük masaya oturduk ve sohbet ederek yemek yemeye başladık.
Sofrada; Emrenin ablası, eniştesi, yeğeni, annesi ve dedesi ve semih vardı benimse, Eylül'üm ve Abim vardı.
Abim kulağıma yaklaştı, "Anlaşmalı mı?" Diye sordu.
"Hayır, anlaşma yapmaktan vazgeçtik. Gerçekten evli olmak istediğimize karar verdik." Dediğimde Abim içten bir biçimde gülümsedi. "Umarım mutlu olursunuz" Dedi ve yemeğine döndü sonra Eylül bana yaklaştı. "Kanka gece için heyecanlı mısın?" Dedi sessiz bir şekilde. Ben ve Emreden başkası duymamıştı. Benim yüzüm kızarırken Emre kulağıma yaklaştı, "Ben heyecanlıyım" Dediğinde iyice domatese dönmüştüm.
"Kızım ne oldu kıpkırmızı olmuşsun?" Dedi Seda Hanım yani Emrenin Annesi. Emre gülmemek için kendini zor tutarken ben dudaklarımı birbirne bastırmıştım.
"Ş-şey ço-çok sıcak. Sa-sanırım. Bi-bilmiyorum. Ayh! Ben ne diyorum" Dedim ne yapacağımı bilemez bir halde. Emre artık tutamadığı kahkasını dışarı saldı. Masadaki herkes gülmeye başlayınca dudağımı büzdüm.
"Anne niye gülüyoruz" Dedi Buse. Annesi bir şey demeyince yemeğini yemeye devam etti.
"Ben biraz dışarı çıkayım. Müsadenizle" Dedim ve masadan yavaşça kalkıp bahçeye çıktım.
Hava biraz soğuktu ve esiyordu. Neden böyle olmuştu ki? Utanmıştım evet ama heyecanlanmıştım da.
Herkes gittiğinde birlikte olacak mıydık? İzin verecek miydim? Ben istemesem onunda üstelemeyeceğini biliyorum ama bir kısmım yap diyor bir kısmım biraz daha düşün diyor.
Sanırım yap diyen kısmım daha ağır basıyor.
Kollarımı üşümeden dolayı göğsümde bağladım ve yıldızlı gökyüzüne baktım. Belki gerçekten umut vardı. Belki hayallerimin peşinden koşmaya çalışırken aşık olmuştum.
Bilmiyorum, Emreye aşık değildim. Duygularım o karar büyük değildi ama hoşlanıyordum.
Omuzlarıma örtülen ceketle kendime geldim. Emre yanımda durmuş benimle beraber gökyüzünü izliyodu.
"Bugün gökyüzünde çok yıldız var" Dedim ve Emreye baktım. Bana döndü ve gülümsedi. Öyle içten bir gülümsemeydi ki kalbimin yanıp tutuştuğu hissettim.
"Sana bir şey soracağım" Dedi Emre. Sorma, sonra sor nasıl fikir?
"Sor" Dedim ama içten içe soracağı sorudan korkuyordum.
"Gece birlikte olmak istiyor musun?" Dedi ve işte korktuğum soru. Ne diyecektim?
'Gerizekalı kocan o senin istiyorum de' lan sen gitmemiş miydin?
'Hep buradaydım bebek'
"Emre, ben nasıl diyeceğim? Söylemeye utanıyorum-" Lafımı yarıda kesen şey dudakları oldu. Ufak bir öpücük bırakıp geri çekildi ve elleriyle belimi sardı.
Gülümsüyordu, mutluydu "Anladım ben Güzelim." Dedi ve güldü. "Şuna bak resmen hayallerim gerçekleşiyor. Sıra senin hayallerinde. Seni hayallerine kavuşturacağım güzelim sen yeter ki mutlu ol ben senin için imkansız kavramını aşarım." Dediğinde güldüm ve ellerimi boynuna doladım ve başımı göğsüne yasladım. Ceket omuzlarımdan düşmüştü.
"O ceketi giy üşüteceksin."
"Sen varsın" Dediğimde hafifçe güldü ve saçlarımın arasını öptü.
"Gel içeri geçelim" Dedim ve ondan ayrıldım.
Masaya geri geçtik ve yemeğe devam ettik.
Bir saat kadar sonra salona geçtik ve pasta kestik.
"Biz Tekinle evlenme kararı aldığımızda Emre 1 ay küs kalmıştı benimle"
"Neden?" Dedim ve Emreye baktım. "Eniştemi hala gözüm tutmuyor" Dedi Emre ve Tekine ölümcül bakışlarını yolladı. Tekin olduğu yere sinerken Buse babasının kucağında oyuncağıyla oynuyordu.
Saat akşam 9 a geliyordu herkes yavaş yavaş evden ayrılmaya başlamıştı. Sadece Semih, Eylül ve Seda Hanım kalmıştı.
"Kanka ben nasıl eve gideceğim?" Dedi Eylül umutsuzca.
"Ben bırakırım seni" Dedi Semih. Ben ve Eylül buna şaşırırken Emre bahçede telefonla konuşuyordu. "Nerede oturuyorsun" Dedi Semih Eylüle.
"Kadıköy" Dedi Eylül.
"Kadıköy kızı" Dedi Semih ve kahkaha attı. Eylül dudağını büzdü ve bana baktı "B şıkkı falan yok mu?" Dediğinde başımı üzgün bir şekilde "Hayır" anlamında salladım
"Hadi kalk bakalım Kadiköy kızı" Dedi Semih ve Koltuktan kalktı. "Emre biz gidiyoruz" Diye bağırdı Semih. Emre sadece kafa salladı.
Semih kapıya doğru ilerlerken, "Geceler hep aynı çıkmaz barlar birbirinin tıpkısı. Bunu içersek uyutmaz ruhum Yunan da has tanrısı. Sinema, moda, alkolizm, resim, belki daha fazlası. Sen varken lafa gerek yok ben insan sen Kadıköy kızı." Diye şarkı söylemeye başladı Eylül buna sinirlenmiş olmalı ki durmadan çemkiriyordu.
Onlar evden giderken Seda hanımda arkalarından çıktı. Kendimi yorgun bir şekilde koltuğa attım ve kapalı olan televizyondan yansımama baktım.
Emre, bahçe Kapısını kapatıp yanıma oturdu. Yanağıma öpücükler kondururken benim yanağımın huylanması sonucu durmadan yanağımı omzuma sürtüp duruyordum. "Emre huylanıyorum" Dediğimde güldü ve yanağımı ısırıp geri çekildi. "Hey acıdı" Dedim ve yanağımı ovmaya başladım.
"Hadi odamıza gidelim" Dedi ve gülümsedi. "Odamız" Biraz garip geliyordu ama ikimizin odasıydı.
"Tamam" Dedim ve ayağa kalktım merdivenlere yönelirken Emre salon'un ışıklarını kapatıyordu.
Odaya girdiğimde kendime aynadan baktım. Çok güzel görünüyordum. Arkamda beyaz gömleğiyle Emre belirince dönüp ona baktım.
Emre başını sağa yatırıp gülümsedi. "Çok güzelsin" Dedi ve belimden sarıldı. "Bu gece ve bundan sonraki her an benim olur musun?" Dediğinde gülümsedim ve başımı "evet" Anlamında aşağı ve yukarı salladım.
Dudaklarımda dudaklarını hissetmemle gözlerim ilk başta kocaman açıldı ama sonra gözlerimi kapatıp ona karşılık verdim.
Önce benim elbisem sonra onun gömleği yerle buluşurken benim sırtım yatakla buluştu. "Eğer durmamı istiyorsan şimdi söyle bundan sonra duramam" Dediğinde bir an bile düşünmeden dudaklarına yapışmamla yumuşak olan öpüşmemiz sertleşti.
Hadi burada keselim ben de daha fazlasını yazacak cesaret yok 😂😂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evlilik Oyunu (Tamamlandı)
ChickLitBaşlangıç Tarihi: 28.03.2020 Elvan ve Emre'nin hikayesi, Elvan babası tarafından şiddet gören bir kız ve ona platonik aşık olan Emre'nin onu istemeye gelmesi ile hikayemiz başlar