0. Senden Nefret Ediyorum

26.3K 1.3K 1.7K
                                    

Kısık gözlerimi ekrana daha da yaklaştırarak dudaklarımı yaladım. Ödevim neredeyse bitmişti, tabii gece de, ben de.

Dairemin içinde duyulan adım seslerine aldırmadım, Jimin olduğunu zaten biliyordum, ödevim bitmek üzereydi. Yanımdaki saldalyede hissettiğim hareketlilik ve burnuma dolan ağır alfa kokusunun ardından kulağıma gelen, "Selam!" sesinden sonra bakışlarımı ağır ağır ona çevirdim.

Uykusuz gözlerimi gördüğü anda yüzünü buruşturdu ve "Oha," dedi. "Uyumadın mı sen? Sene bitti, hala ne ödevi?"

"Hiç sorma..." Mırıldanıp içimi çektim son rötuşları yapmaya devam ederken. "Unutmuşum bunu, mezun olmak için şu editleme ödevini bitirmem gerekiyordu. Tanrım, çok zordu, kabus gibiydi!"

Kahkahalarla gülmeye başladığında o bitkin ve sinirli halime rağmen ben de güldüm. Düştüğüm durum çok trajikomikti. Finaller bile bitmişti, her şey çok iyiydi ama bu ödev tamamen aklımdan çıkmıştı.

O orada gülmeye devam ederken bitirdiğim ödevimle derin bir nefes verdim ve arkama yaslandım. "Sonunda bitti tanrım... Şunu Bayan Ahn'a göndereyim de çıkalım artık."

Ödevimi de gönderdiğimde dolaptan birkaç parça kıyafet aldım ve bir hışımla dünden kalan kıyafetlerimi değiştirdim. Jimin salondan bağırdı, "Hızlı ol! Geç kalacağız!" Göremeyeceğini bilmeme rağmen başımı salladım; nereden bakılsa bana yüz beden büyük olan ve diz kapaklarıma kadar örten bol hoodieyi giydim.

Odamdan çıktığımda salondaki koltukta oturan Jimin de ayaklandı ve hızla dairemden çıkıp fakülteye doğru ilerlemeye başladık. Son sınıflar için bu üniversitedeki iş neredeyse bitmiş olduğundan eğlenceli etkinlikler düzenleniyordu sürekli. Öğrencilerin hazırladığı kısa filmler, film festivalleri, açık arttırmalar... dört yılın öcünü çıkarırcasına eğleniyorduk.

Tahminlerime göre bugün fotoğrafçılık yarışması yapılacaktı ve grup olarak hazırladığımız kısa filmler izletilecekti. Grubumun yaptığı kısa filmden emindim, çok beğenilecekti. Gruptaki bazı gereksizler işi zorlaştırsa da harikalar yaratmıştık.

Bölüm binasının önündeki banklarda oturan Hoseok ve Jin de gülerek bize yaklaşmışlardı. Onlara selam verdik ve birlikte fotoğrafçılık etkinliklerinin yapıldığı salona gittik. "Ay ben çok heyecanlıyım!" Heyecanlı heyecanlı konuşan Jin'e karşılık hafifçe tebessüm ettim. "Merak etme, fotoğraf konusunda senden iyisi yok. Sen kazanacaksın."

"Kesinlikle!" Hoseok da bana katıldı ve Jin'e rahatlatıcı, kendinden emin bir gülümseme yolladı. "Bu bölümde senden iyisini bulamazlar. Sen alacaksın."

Emin olamayan bir şekilde dudaklarını dişledi ve yüzünü buruşturdu. "Ya alamazsam?" İç çekip ona 'Ciddi misin?' bakışlarımı yolladım. "Tamam, tamam!" Panikle ellerini salladı ve ağzını kapattı elleriyle. Ellerini ağzından çekmediği için boğuk çıkan sesiyle konuştu, "Haklısınız, benden başka kimse alamaz o ödülü."

Salona geldiğimizde Jin bizden ayrılıp yarışmacıların olduğu yere doğru ilerledi, bir yandan da sırt çantasından fotoğraf makinesini çıkarıyordu. Biz de tıpkı bizim gibi arkadaşlarını desteklemek için gelmiş olan öğrencilerin bulunduğu koltuklara oturduk.

Yarışma başlayana kadar takılmak amacıyla telefonumu cebimden çıkarırken yanımdaki arkadaşlarıma bir göz attım. Jimin'in gözü yine yakışıklı omegalardaydı, ayakta yiyip bitiriyordu resmen. Hoseok ise Jimin gibi bir alfa değil de beta olduğundan, o kadar da abaza değildi ve telefonundan açtığı, aşık olduğu omega Yugyeom'un fotoğrafına bakıyordu. Hoseok'a üzülsem de, Yugyeom'un her defasında onu reddetmesi beni tatmin ediyordu. Yugyeom kesinlikle tanıdığım favori omegaydı. Tabii, Yoongi'den sonra...

HatedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin