Selammm!1!1!!1!!!
İyi okumalar dilerim, dırırırım...
"Jeongguk gözlerin mor!"
Jeongguk gözlerin mor.. mor gözlerin... Mor.. gözlerin... Jeongguk.. gözlerin.. mor... Jeongguk morların göz... Göz morların Jeongguk.. morların göz Jeongguk... Jeongguk göz morların...
Mor?...
Muhtemelen psikolojik bir kitlenme olayı içerisinde olduğumdan çevremde ne olup bittiğinden pek de haberdar değildim ama bir kaos havası olduğunu tahmin etmek zor değildi. Çınlayan kulağıma ilişen küfürler, seslenmeler, özürler, sorular... Tüm bunlara inat düşündüğüm tek şey dakikalardır hissetmeye çalıştığım kurdumdu. Vita olan kurdum.
Birden bire kendi türünü belli etmesinin sebebi Delta'nın baskısının içinde türünü belli etmesi için gizlenmiş emirler miydi yoksa bir çeşit savunma mekanizması mıydı? Tüm bu baskıdan sıkıldığı için kendi türünü belli ederek patlamış mıydı yoksa?
Şu an deli gibi Taehyung'un azraili olmak istiyordum ama kıpırdayamıyordum, bedenim hareket etmiyordu. Kaskatı kesilmek terimi ancak bu kadar somut olabilirdi. Yavaş yavaş sesler netleşiyordu, kurduma seslenmekten onlara pek odaklanamıyordum ama Yoongi'nin babası ile konuştuğunu anlayabiliyordum az çok.
Vita olmamı deli gibi istemelerine rağmen şu an hepsinde bir telaş ve üzüntü hakimdi, çünkü kimse bu olayın böyle gerçekleşmesini istemezdi. Hadi ama.. bir kurdun türünü zorla söylemesini kim isterdi ki? Dehşet bir şeydi bu.
'Hadi...' dedim son kez içimdeki kurduma ithafen, gözlerimdeki yaşlar çoktan akmaya başlamıştı. 'Hadi bir ses ver, Vita. Orada olduğunu söyle.'
Ancak ses gelmedi, duyamadığım ses daha da paniklememe yol açıyordu. Sesli bir şekilde ağlamaya başladığımın farkında bile değildim, arkadaşlarım da endişeleniyordu. "Kurdumu hissedemiyorum!" diye bağırdığımda yüzlerindeki korku ifadesini bire bir görmüştüm.
Dakikalardır ağlayarak benden özür dileyen Taehyung'u itip sonunda kitlenmeden kurtulmuş bedenimle çırpınmaya başladım. "Ses vermiyor!"
Pek de uzun sürmemişti zaten. Bedenimi sıkı sıkı tutup hareket etmemi engellediklerinde Yoongi'nin koluma sertçe soktuğu iğneyle birlikte bayılıp kalmıştım.
...
Kendimi bildim bileli sorunlu biriydim, o kadar çok hasta olurdum ki, hastanedeki tüm doktorlarla arkadaş olmuştum. Sorsanız, röntgenciden başhekime kadar hepsi beni bilirdi. Kimi zaman grip, soğuk algınlığı, ateş gibi minik şeyler yüzünden orada olurdum; kimi zaman ise kırılan kollar, kesikler gibi daha ciddi problemler yüzünden.
Eh, hastane koridorlarında büyümüş birinden sağlam bir psikoloji beklemeniz hata olmalı değil mi?
Bipolar bozukluk. Dört yıl öncesine kadar, ani ruh hali değişimleri olarak bildiğim bu psikolojik rahatsızlık benim bir parçamdı. Çok fazla kişi de tıpkı benim gibi ani ruh hali değişimleri olarak bilirdi bunu ama gerçek çok farklıydı. Diğer adı manik depresyon olan bu rahatsızlıkta, kişinin ruh hali ikiye bölünür. Manik dönem, depresif dönem. Hafife alınamayacak derecede tehlikeli bir rahatsızlıktır.
Dört yıldır benimle olan bu rahatsızlığa fazlası ile alışmıştım. Manik dönemler daha çok mutlu olduğum dönemlerdi. Hiçbir şeyi umursamadan çok fazla para harcar, uyumak istemez, aşırı fazla yemek yemek ister, bir türlü yerimde duramaz, sürekli konuşurdum. Depresif dönemler ise bir tık daha zorluydu. Hat safhada uyku sorunları, iştahsızlık, mutsuzluk, umutsuzluk, ölme isteği, kendime zarar verme eğilimi, çekingenlik... Dediğim gibi, bu dönemler ile yaşamayı öğrenmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hated
Fanfiction"Bizim nefretimiz bir şaheser." Taehyung ve Jeongguk aralarında daima bir rekabet olan çocukluk arkadaşlarıdır. Paylaştıkları bu özel bağa 'nefret' adını veren ikilinin türlerinin açıklanması ise büyük bir çelişki oluşturur çünkü yüz yılda bir gelen...