32. Yetişkin İşleri

5.3K 363 311
                                    

Yine çok hızlı geldim değil mi ✊🏻

Aynı anda iki bölüm atmadan bitirdi diye arkamdan dedirtmemek için son dakika ikilisi atıyorum hadi bakalım bu bölümle final bölümü aynı anda atıldı dikkat edin kaçırmayın bişi

Gerek özgüven eksikliğimden, gerek beceriksizliğimden dolayı ilk smuttan bu yana asla smut yazamadım, hepsini de yarıda kestim birer smutumsu oldular mecburen. Bu şekilde bitirmeye gönlüm el vermedi ve sonuç olarak,

Baştan aşağı cinsel içerik olan bir bölüm 🧚‍♂️🧚‍♂️🧚‍♂️

Hepinize iyi okumalar!!



"Vişne suyunu uzatır mısın?" Taehyung'un hafif uykulu ve çokça da mayışmış, yumuşak, derinden gelen boğuk sesiyle yattığım yerde duruşumu biraz bile bozmadan yalnızca kolumu ileriye hareket ettirerek önümdeki bardağa ulaşmaya çalıştım. Parmaklarım hedefini birkaç santimle kaçırdığında pes etmişlikle kolumu sertçe serbest bıraktım ve kucağıma düşüp bacaklarımın kenarından sarkmasına sebep oldum. "Çok uzak." Yalancı bir hüzünle dudaklarımı büzmüştüm. "Tüh!"

Önce bana, sonra da vişne suyuna baktıktan sonra, bir süre düşünmüş ve en sonunda benimle uğraşmak istemediğine karar vermiş olmalıydı ki, başını onaylar şekilde aşağı yukarı sallayarak, "Tabii," diye mırıldanmıştı. "Gerçekten çok uzak..." Alaycıl bir tavırla gülümsedi. Omuzlarımı silkip başımı eğdim, böylece yanağımın tekrardan Taehyung'un göğsüne yaslanmasını sağladım. "Evet öyle. Ne yazık ama." Başım koynuna usulca yerleştiğinde istemsizce daha rahat etmek için ufaktan kıpırdanmış ve yanağımı hareket ettirerek en uygun yeri bulmaya çalışmıştım. Nihayet durup yerime sindiğimde bekletmeden burnunu saçlarıma gömüp kokumu derin derin içine çekmeye başladı. Kollarının belimdeki tutuşunu sıkılaştırdı ve beni biraz daha kendine çekti.

"Biliyor musun?" dedim yalnızca onun duyabileceği kadar kısık bir sesle, ciddiyetsiz bir şekilde. Devam etmem için tıpkı benim gibi kısıkça, "Hım," diye mırıldandı, peşinden kendi sorumu kendim yanıtladım. "Berbat bir eşsin." Alaycıl gülümsemesi büyüdüğünde, bıkkınlıkla gözlerimi devirmiş ve dudaklarım arasından sıkıntılı, huysuz bir nefesi vermiştim. "Aptal. Aptal. Aptal." Dişlerim arasından, tıslar gibi, tekrar tekrar söyledim. "Nefret ediyorum senden."

Sesli bir biçimde kıkırdayarak güldükten sonra aniden belimden tutarak beni kaldırmış ve kucağında yükselmemi sağlamıştı. Hareketiyle kafam boynuna dek çıktı ve kalçalarımız birbirine değecek kadar yan yana geldi. Eş zamanlı olarak karşı çıkmama izin vermeden eğilerek alnıma minik bir öpücük kondurdu. Yüzümü buruşturup, "Ben bunlara kanmam," dedim net bir şekilde ancak beni dinlemedi ve bu sefer hızlıca saçlarıma geldi. Kokulu birkaç öpücüğü de saç tellerime bıraktı. Yeniden sızlandım, "Boşuna uğraşma, Tae..." Parmaklarım istemsizce karnımdaki ellerine sarılırken, yerimde refleksle dikleşip ayak parmaklarımı kıpırdattım. "Hayır, bu sefer olmaz," diyordum ki beni yine umursamayarak enseme inmiş ve hafifçe titrememe sebep olacak şekilde, oraya tüyleri diken diken edici türden derin bir öpücük bırakmıştı. Dudaklarımı birbirine bastırdım sertçe, omuzlarımın irkilip kulaklarıma değin yükselmesine engel olamadım. "E-etkilenmiyorum ki."

"Evet evet..." Gülerek mırıldandıktan sonra, adeta sarılma pozisyonuna geçerek kollarını bana sıkı sıkı sarmıştı. "Bilmez miyim." Kıkırdayıp, küfürler ede ede bağırmamla ilgilenmeden yanaklarıma da birer öpücük bıraktı. Bense gülümsemesi asla düşmeyen ona tezat kucağında çırpınıyor ve ondan bağıra çağıra, debelenerek kurtulmaya çalışıyordum. Nefes nefese kalıp yorulmamdan fırsat bularak avuç içlerine yanaklarıma yerleştirdi, oraları çekiştirdi oyun oynar gibi. "Her zamanki gibi huysuz ve bir o kadar da sevimlisin."

HatedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin