Okula geldiğimizde, ders çoktan başlamıştı. Hayatımda ilk kez bu kadar geç kalmıştım! Mert arabayı park edecek yer ararken, ben de telaşla arabadan indim. Sonuçta Mert de arabayı park edince yanıma gelirdi. O sırada, kapının orada birini gördüm. Tanıdığımı sanmıyordum ama şuan çok da önemli değildi. Hızlıca okul kapısından içeri girdim ve merdivenleri tırmanmaya başladım. Kapıda gördüğüm çocuk ònümde ilerliyordu. " Belki de bu yıl nakil olmuştur." diye tahmin yürüttüm. O sırada, sanki beni duymuşçasına aniden bana döndü. O an, " Acaba aklımdan geçenleri sesli mi söyledim?" diye düşündüm.
" Pardon, 11/E nerede acaba?"
" E-ee- fendim?"
O an o kadar şaşırdım ki dilim tutuldu sanki. 11/E benim sınıfımdı! Şöyleki, çocuğun okula bu sene geldiğini tahmin etmiştim ama çocuğun BİZİM sınıfa gelmiş olabileceği ihtimali aklımın ucundan bile geçmemişti. Çocuk, benden bir cevap beklercesine hala bana bakıyordu. O an kendimi topladım. Sonuçta yeni gelmiş olabilirdi, bu çok doğaldı değil mi?
" 11/E benim sınıfım. Benimle gel."
Sanırım çok kibar bir yanıt olmamıştı ama umurumda değildi. O an telaşla yüzüne çok bakamamıştım ama bizim sınıfın olduğu koridora geldiğimizde profilini yandan incelemeye koyuldum. Aslında, çok yakışıklı bir çocuktu. Mavi mi yeşil mi yandan çok belli olmayan gözler, sarı saçlarla Mert'in tam zıddıydı. Mert siyah saç, siyah göz ile okulun 1 numarasıydı ama içimden bu düşüncem için kendime kızarak, " Belki bu çocuk Mert'i 2. sıraya atabilir." diye düşündüm. Sınıfa geldiğimizde tam kapıyı çalmak için elimi kaldırmıştım ki, çocuk benden hızlı davranıp çevik bir hareketle kapıyı çaldı ve cevabı beklemeden içeri girdi. Kapı arkasından kapanırken içimden " Ayıp yaa!" diye düşündüm. Hem benim elimi kaldırdığımı görmesine rağmen kapıyı o çalmîştı, hemde kapıyı arkasından tutmamıştı bile. İstemsizce çocuktan soğudum. Kapı tam kapanmak üzereyken son anda tuttum ve içeri girdim. Sınıfta mırıldanmalar başladı. Sanırım kimse benim bu kadar geç kalmamı beklemiyordu. Eh, sabah bende beklemiyordum! Gözlerim sınıfı taradı. Boş bir yer aramama rağmen her yer doluydu. Tek bir yer dışında.... biraz önce beni bırakıp yanımdan topuklayan çocuk gitmiş, bulduğu tek boş yere tünemişti. Çantasını da, yanına başka kimseyi istemediğini belli edercesine boş sıraya koymuştu. O an, ona nedensizce sinirlendim ve kafaya koydum. O benim yüzüme kapıyı kapattıysa bende gidip onun çantasını oradan kaldıracaktım. Yanına kimseyi istemediği için de gidip yanında oturacaktım. Ben Efsa'ydım ve sanırım tanışmamızın vakti gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSA
Teen FictionAmaçlarımız aynı, sonuçlarımız farklıydı. Doruk Özdemir. Beni geçmeye ant içmiş rakibim. Bu yolda çok iyi bir şekilde ilerliyordu. Ama ben de yerimi ona vermemeye kararlıydım. Ta ki bir olay bizi hiç olmadığımız kadar yakınlaştırana dek... Hiç bek...