Beğendiyseniz oylamayı, yorum yapmayı ve hesabımı takip etmeyi unutmayın :)
Bilinmeyen: Kusura bakma ama seni de aldatan aldatana ;)
E: Kes şakayı. Ayrıca sana neden inanayım?
Bilinmeyen: Çünkü kanıtlarım var.
E: Göster o zaman kanıtlarını.
Bilinmeyen: Ama önce bana inandığına emin olmam lazım.
E: O zaman üzgünüm ama o kanıtları bana asla gösteremeyeceksin.
Bana daha fazla birşey yazmasına izin vermeden profiline girdim ve onu engelledim. Nedense bu hoşuma gitti. Daha fazla yalan söylediğini duymak istemiyordum. Evet, yalan söylüyordu ama bunu Doruk'a güvendiğim için söylemiyordum tabiki de. Bizim Doruk'la ilişkimiz sadece bir oyundu ve biz bu yalana çoktan bir son vermiştik bile. O yüzden kiminle ne yaptığı umurumda değildi. Tekrar masamın başına oturduğumda çalışmak istemediğimi fark ettim ve kendimi zorlamak istemedim. Eğer zorlarsam tamamen soğuyacağımı biliyordum. O yüzden bu aralar okuduğum kitabımı elime alıp okumaya başladığımda kendimi iyice kaptırmıştım. Kitabın ana karakterinin ismi de çok farklıydı. Aynı benim ismim gibi.... Nedense içinde kendimden birşeyler bulduğuma inandığım kitapları daha çok benimsiyordum. O sırada telefonum yine titredi. "Aa.. yeter ama!" diyerek telefonumu elime aldığımda dondum kaldım. Yok artık!
05*********: Biricik arkadaşını özledin mi?
Numarayı " Başımın Belası 2" diye kaydedip yazmaya koyuldum.
E: Lan manyak benim seni engellediğim her seferinde gidip yeni hat mı alıyorsun?
Başımın Belası 2 : Yoo, bende yedek vardı onlardan birini kullandım. Tasarruf bizim işimiz ;)
E: Yani insanları hep böyle rahatsız ediyorsun demek? Sen önce kim olduğunu söylesene.
Başımın Belası 2: Tabii söylerim. Ben senin aşık olduğun adamım ;)
E: Brad Pitt Türkçe biliyor muydu ya ;)
Başımın Belası 2: Haha, çok komiksin.
E: Neyse, bundan sonra bana yazma. Veya yaz, hepsinden tek tek engellerim seni ;)
Bu numarayı da engelledikten sonra kitabıma geri döndüm. Ama bana rahat yoktu! Bu sefer telefonumu elime aldığımda sinirden kuduruyordum! Hayır yani eğer biri seni istemiyorsa ve bunu yüzüne yüzüne söylüyorsa bu kadar da abartmanın anlamı yok ki! Tam, "Bu sefer hangi numaradan yazıyor?" diye düşünerek telefonumu elime almıştım ki, bunun anonim olmadığını fark ettim. Annemdi. "Boşu boşuna anonimin günahını aldın Efsa." dedim içimden eğlenerek. Fakat bu eğlence o kadar da uzun sürmedi. Buradan iki saatlik mesafede oturan Selma Teyze, yani annemin kuzini, kolunu kırmıştı ve annemle babam da onu ziyaret etmek için bugün erkenden yola çıkmışlardı. Fakat annemin "Kızım arabanın lastiği patladı bu gece Selma Teyzenlerde kalacağız." mesajını okuduktan sonra anladım ki, bu ziyaret biraz daha uzamıştı. "Eh, yapacak birşey yok Efsa." dedim kendi kendime. Deniz de bu gece arkadaşında kalacağı için bütün gece evde yalnız olacağım kesinleşmişti. Nedense tek olduğum gerçeğinden sonra canım kitap okumak istemedi.
Omuzlarıma ince bir şal alıp bahçeye çıktım. Geniş bir bahçemiz olduğu için şanslıydık. Bize ait bu alanda oturur, düşünürdüm ve tanımadığım insanlar olmadığı içinde kendimi hep güvende ve rahat hissederdim. Hamak, salıncak, küçük bir masa derken bahçemiz iyice kalabalıklaşmıştı. Hamağa doğru ilerlerken düşündüm. Karanlıktan küçükken ne de çok korkardım... Kendimi nedense güvende hissetmez, rahat uyuyamazdım. Ama insan büyüdükçe alışıyor bazı değişmeyen şeylere... Tam hamağa uzanıp yıldızları seyretmeye başlamıştım ki, bir hışırtı duydum yaprakların arasından. Ve çalıların arkasından hızla kaybolan, belli belirsiz bir gölge... Fark ettiğim anlaşılmasın diye pozisyonumu bozmamaya ve o tarafa bakmamaya çalıştım ama korkuyordum. "Ya hırsızsa..?" diye düşündüm. Eh, büyük ihtimalle hırsızdı çünkü hırsızlar asla evde ailem varken ve ben tek değilken gelmezdi! Elim usulca telefonumu aradı hamakta. Ama sonra fark ettim ki, telefonumu odamda,çalışma masamda bırakmıştım. "Ah salak Efsa..." diye düşünürken bir hışırtı daha duydum. Artık dayanamayacaktım. Belki bana zarar vermez diye fark etmemiş gibi davranıyordum ama adamın beni bayıltıp eve girmeyeceği ne malumdu? Hızla ve çevik bir hareketle hamaktan atladım. Şuan belkide yapılması gereken en mantıklı şey eve girip kapıyı kilitlemekti ama birşey bunu yapmama engel oldu. Bir çift el ağzıma kapanınca şok oldum. Her ne kadar çırpınıp bağırmaya çalışsam da nafile... Korkuyla nefesimi tutmuşken, tanıdık bir ses kulağıma fısıldadı.
"Çok güzeller değil mi?"
O kadar korkmuş ve paniklemiştim ki sesi bir yerden çıkarsam da kim olduğunu anlayamadım. Süre kazanmak ve onu oyalayabilmek için korkuyla sordum.
"N-ne?"
"Yıldızlar."
"E-evet öyleler."
Birazdan yapacağım şey için o kadar korkuyordum ki, bunu yapabileceğimden emin değildim. Ama cesaretimi toplamayı başardım. Hep filmlerden gördüğüm gibi yaptım. Ayağımı kaldırdım, kaldırdım ve arkamdaki vatandaşın dizine yapabileceğimin en sertinden bir tekme geçirdim. İnleyerek beni bıraktığında bu fırsatı değerlendirek koşmaya başladım. Nefes nefese eve girdiğimde hızla kapıyı kilitledim. Ama bu benim için yeterli değildi. Yine filmlerdeki gibi kapının arkasına ağır ve büyük şeyler çekmem gerektiğini hissettim fakat o panikle kapının arkasına ne koydum bilemezsiniz.... Deniz'in pofuduk terliklerini.... Aklım başıma geldiğinde manyak hırsızım da kapıma gelmişti.
"Efsa, aç kapıyı. Efsa!" derken bir yandan da kapıyı yumrukluyordu ve bu kişi tabiki de Doruk'tu! Bu sesin kimliğini anlamamla sinirden bağırmaya başlamam bir oldu.
" Biiir, evimi nereden buldun?! İkiii, niye bu saatte evime hırsız gibi girmeye çalıştın?! Ve üüç, madem geldin ne diye beni zorla tutup korkutuyorsun be?!"
" Açıklayabilirim." derken aklıma sevgilisi geldi.
" Genelde filmlerde bu sözleri hep sevgililerine söylerler!" derken aklım başıma geldi. " Neyin tribini yapıyorsun Efsa?" dedim kendime.
"Burada işin neydi söyle yoksa valla polisi ararım bak!"
"Ya bilmediğim ve telefonumda kayıtlı olmayan bir numara senin adına bana mesaj attı. "Doruk ben Efsa. Yetiş evde hırsız var!" yazmıştı ve senin evinin adresini vermişti. Bende koşa koşa geldim. Ama baktım ki hamakta uzanıyorsun, beni yanına gelmem için kandırdın sandım ve öyle yaptım. Şimdi söyle bana burada suçlu ben miyim?!"
" Allah'ım!" dedim kapının öteki tarafından bağırarak. "Kim bu anonim, kim?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFSA
Teen FictionAmaçlarımız aynı, sonuçlarımız farklıydı. Doruk Özdemir. Beni geçmeye ant içmiş rakibim. Bu yolda çok iyi bir şekilde ilerliyordu. Ama ben de yerimi ona vermemeye kararlıydım. Ta ki bir olay bizi hiç olmadığımız kadar yakınlaştırana dek... Hiç bek...