BÖLÜM 4

68 25 50
                                    

Kapıdan çıkan Doruk'un peşinden gitmek üzereyken bir el beni bileğimden tutarak durdurdu. Mert bana sinirle bağırdı.

" Sen beni bırakıp gerçekten de onun peşinden mi gideceksin? Sana ne oluyor Efsa?! Ne zamandan beri sevgilini bırakıp ilk kez gördüğün bir yabancının peşinden koşturmaya başladın?!"

Tek kaşımı kaldırdım. Benimle nasıl böyle konuşur, bütün arkadaşlarımın önünde bana bağırırdı?! Genelde filmlerde tam da bu sahnede, bayan karakter sevdiği erkeğin yüzüne tokat atar. Ben normalde öyle şeyleri çok klişe ve saçma bulur, anında kanalı değiştirirdim. Ama şimdi istediğim şey tam da buydu. " Acaba bende vursam ne olur?" diye düşünürken, aklıma Doruk geldi. Bu işin peşini bırakmayacaktım.

" Seninle sonra görüşeceğiz Mert. Ayrıca bana bir daha asla bağırma!" dedikten sonra yanından ayrıldım. Doruk koridorda, tek başına duruyordu. Yanına gittim ve direkt konuya girdim.

" Mert'e  ne dedin?"

" Bunu ona sorman gerekmez mi?  Tabi yaptığı rezilliği anlatacak yüzü varsa!"

Daha fazla birşey sormama izin vermeden yanımdan çekip gitti. Bugün de herkes bana trip atıyordu!  Bir hışım sınıfa döndüğümde Mert sınıfta değildi. Biz Doruk'la konuşurken gitmiş olmalıydı. Ben okulun ilk gününü hiç de böyle hayal etmemiştim. Neler olmuştu böyle?! Bunları düşünürken   zil çaldı. Doruk sınıfa girip yanıma oturdu. Mert ise gelmedi. Onun okuldan gittiğine ve en azından bugün bir daha okula dönmeyeceğine emindim. Şimdiki ders, sınıf öğretmenimizin dersiydi. Akademik başarımdan ötürü beni severdi. Bende onu severdim, iyi kadındı. Sınıfa girdiğinde, gözleri ilk olarak beni buldu, sonra da Doruk'a çevrildi. Kısa bir selamlaşmadan sonra direkt konuya girdi.

" Sizin de fark ettiğiniz gibi, bu yıl aranıza yeni bir arkadaşınız katıldı. Bu arkadaşınızın, Doruk Özdemir'in,  duyduklarıma göre derslerdeki başarısı  gayet iyi. O yüzden Efsa, bu sene seni zorlu bir okul yılı bekliyor." dedi gülerek. O an gülmek istedim. Bu çocukta hiç de zeki tipi yoktu. Daha çok kız peşinde koşacak çocuk tipi vardı. Hocanın bunu demesiyle, sınıfta bazı " ooo" lar duyulmaya başladı. O zaman içimde birşeylerin köpürdüğünü hissettim. Öfke. Arkadaşlarım Doruk'un beni geçebileceğine ihtimal veriyorlarsa çıldırmış olmalılardı. Çünkü eğer bu çocuk , benim yerimi alabileceğini sanıyorsa çok yanılıyordu.

" Evet Doruk, kendini biraz da sen tanıtmak ister misin?"

Doruk, ukala bir tavırla gülümseyerek ayağa kalktı.

"Sizin de dediğiniz gibi, akademik başarım ortada. Buradaki arkadaşlarım iyi hazırlansınlar. Artık ben varım."

O an hırsla ayağa kalktım ve karşısında dikildim. Gözlerinin tam içine bakarak konuştum.

" Tanışma fırsatîmız olmamıştı. Bende Efsa. Okul birincisiyim. Belki de SENİ bu sene zor bir okul yılı bekliyordur ne dersin? Tanıştığıma memnun oldum." dedim. En sonda soğuk bir gülümseme atmayı da unutmadım.

.....

Eve geldiğimde, çok yorulmuştum. Bugün o kadar çok şey yaşamıştım ki... Doruk, Mert, kavga.....  Yemeğimi yer yemez hızla odama çıktım. Sınıf öğretmenimizin öyle konuşması beni hırslandırmıştı. Doruk' a kim olduğumu gösterecektim. En iyilerinden birisi değil, en iyisi olacaktım. Her zamanki gibi...  Ama kendimi bir türlü dersime veremiyordum. Aklım Mert'teydi. Acaba ne yapmıştı? Tamam, bugün bana bağırması ve kavga çıkarması yanlıştı ama o benim sevgilimdi. Bu seferlik alttan alabilirdim. Ayrıca, Doruk'un Mert'le ilgili bana dediklerini de merak ediyordum. Mert'e mutlaka soracaktım. Whatsapp'a girdim. " Aşkım"ı bulup üzerine tıkladım. Normalde bende " Mert" diye kayıtlıydı ama yoğun ısrarları üzerine öyle kaydetmiştim. Profil fotoğrafı gözükmüyordu. Dün akşam profil fotoğrafı vardı. Acaba bugün mü kaldırmıştı? Mert'e mesaj attım ve iletilmedi. O an aklıma bir ihtimal geldi ama.... inanmak istemedim. Son olarak aramaya çalıştım ve.... olmadı.

Mert beni engellemişti!

EFSAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin