3.BÖLÜM: Söz

260 43 3
                                    

Veda zamanı, yeni bir hayat için.

"İlk olarak, pasaport işlemleri başlatmamız gerek." Diye girişti Miraç.

"O iş bende, halletmeye çalışıyorum. Arya kimlik bilgilerin gerekli." Dedi, hala bilgisayarla uğraşan Elyas. 

"Çoğu eşyam yurtta. Kaçırmak yerine, konuşarak başlasaydık. Sorun olmazdı." Dedim gözlerimi, Miraç'a dikerken. O sırada hafifçe güldüğünü gördüm. 

"Bu çocuğun derdi ney?"

"Hiç bir fikrim yok Derya'cık."

"Ve yurt işlemlerini halletmemiz gerekli, benimle yani bizimle kalacaksın. Yurda gidip, gerekli eşyaları alırız. Pasaport işlemleri hallolduğu zamanda ilk işimiz yurt dışına çıkmak olacak. Anlaşılmayan bir şey?"

"Adam grubun beyni gibi."

"Randevuyu aldım, parayı yatırmamız gerek. Siz Arya'yla yurt işlemlerini halledersiniz, Orhan'la parayı yatırırız." Diye söylendi Elyas.

"Tamam Azra'da bizle gelsin o zaman."

"Yemek yemeyecek misiniz?" Diye atıldı Azra.

"İşlerimiz bitsin, burada toplanalım canım." Diye karşılık verdi Orhan, sonrada yolları ayırdık.  Onlar taksi ile biz ortak kullandıkları arabaları ile.

"Hayatımız değişiyor Arya."

"Değişiyor, Derya."

🗣

Yetimhaneye geleli çok olmamıştı, çıkış işlemleri başlatılıp eşyalarımı toplamaya ortak odalarımıza son kez çıktım.

Miraç ve Azra beni dışarıda bekliyorlardı, Miraç fazla eşya almamamı söyledi Azra ile bir şeyler bakacakmışız. Hiç zorlaştırmadım. Gerek yoktu.

Zengin insanların eski eşyalarından bir kaçını sırt çantama attım, cüzdanım dair her şeyimi alıp son kez odaya baktım. Burada sevenlerim yoktu ama burada büyümüştüm. On yıl. Diğer kullanılacak eşyaları alt katta ki diğer kızlara verdim. Müdürün kapısını tıklatıp cevap bekledim.

"Gel güzelim." Dedi tüm içtenlikle. 

"Veda zamanı, yeni bir hayat için." 

"Son bir imza. Gel bakalım." Gösterdiği yeri imzalayıp ona sıkı sıkı sarıldım. Her birimizde ayrı emeği vardı.

"Her şey için çok teşekkür ederim, hakkınızı ödeyemem." O anlık bir çılgınlıkla, emin olmadığım bir şey için dudaklarımı araladım.

"Söz, buraya annemle geri geleceğim." 

"Arya ne dediğini farkında mısın?"

"Derya, ben ne yaptım."

"Olsun, sakin tamam mı? İlk buradan çıkalım halledeceğiz."

"Hayırlısı." Diye geçiştirdi sadece, inanmıyordu. İnanması güçtü çünkü. Hızla o bina terk etmek için merdivenlerden ikişer, üçer hatta beşer atlıyordum. Abartmıyorum. 

Arabaya yaklaşırken Azra ve  Miraç'ı gördüm. Gerçek bir abi kardeş gibilerdi, arabaya yaslanmışlar konuşuyorlardı. Hatta Azra Miraç'ın karın boşluğuna yumruklar savuruyordu. 

"Hayat mı garip Arya?"

"Hayat hiç bir zaman garip olmadı Derya,  garip olan biz insanlardık."

"Arya, bizim çok güzel bir hayatımız olacak buna inanıyorum."

"Keşke her şey inanmakla bitse."  

Tek kelime etmeden, arabanın arka koltuğuna geçtim. Sadece önümdeki bomboş bir yola odaklandım. 

"Nereden başlamalıyız, Derya?"

"Geçmişe gitmeyi denesek mi Arya?"

Haklıydı, geçmişimizi görmemiz gerekti.  Demiştim ya hani "Veda zamanı, yeni bir hayat için." Belki de, yeni bir hayat için geçmişimize gitmemiz gerekir. Kim bilir?

"Buraya kadar her şey için teşekkür ederim." Diye girdim söze.

"Sebep?" Diye sözümü kesti Miraç. "Bu yolda tek başına gideceğini falan mı sanıyorsun?"

"Evet, falan sanıyorum. Çek sağa." Dedim en ciddi ses tonumla. Kaleye bile almamıştı. 

"Çekiyor musun? Çekmiyor musun?" Dedim dişlerimi sıkarak.  Yine bir tık yoktu. "Peki." Dedim tüm sakinliğimle. Tahminen araba hızı 100 veya 120.

"Arya saçmalama!"

"Derya bana bırak."

Yavaşça elimi kapının koluna götürdüm, yanımızdan geçen arabalara baktım. 

"Ne o? Kendini mi atacaksın?" 

"Bak bakalım, ne yapacağım." Sadece doğru zamanı bekliyordum. 

"Ya saçmalamayın, ne yapıyorsunuz?" Diye girişti Azra.

Yeni hızlanmış bir araba fark ettim, hızlıydı ama zarar vermezdi. Bizi sollayacaktı ta ki, kapımı açana kadar. Evet kapıyı açtım. Ve bum.  

SESSİZ ÇIĞLIK  🗣 | Tekrardan Düzenleniyor..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin