9.BÖLÜM: Korkutulmamalı

97 31 4
                                    

Bu bölüm benden iremcapan55 gelsin, sizleri çok seviyorum. <3

*Masada oturan dört kişinin hayatını mahvedebilirdi.*

04 Ekim 2019

Ankara'ya geri dönmüştük, dosyalar hariç bir şey bulamamıştım. Bulamamışlardı. Ankara'ya geri dönmeyi düşünmüyordum. Lakin yurt dışına çıkacağımızı unutmuştum. Zorluk çıkarmadan Ankara'ya o kulübeye geri döndük.

Saat gecenin, pardon artık sabahın beşiydi. Herkes kendine yatacak bir yer ararken, ben dışarda, olan bitenleri anlamaya çalışıyordum.

Bulunduğumuz yer birazcık ormanliklara kaçıyordu, on veya on beş tane aynı kulübeden ibaretti burası.Küçük bir siteyi andırıyordu.

"İç Ses?"

"Dış Ses?"

"Şimdi sırası değil Derya!"

"Ama İç Ses değince kendimi garip hissediyorum."

"Peki peki, kardeş meselesi çok saçma değil mi?"

"Şuan bulunduğumuz ortam bile çok saçma!"

O sırada dış kapıdan takırtılar geldi, montunu gidip dışarıya çıkan Miraç, eline cebine atarak bir tane sigara çıkarttı. Beni fark etmemiş olmalıydı. Sigarasını yakmak için diğer cebinden çakmağını çıkardı.

Sigarayı dudaklarına yerleştirdi, çakmağı ateşleyip diğer eliyle sönmemesi için bir duvar oluşturdu. Derin bir nefes alıp, çakmağı cebine attı.

"Bağımlısı mısın?" Diye sordum, sesin geldiğini yöne bakınca beni gördü. Dudaklarındaki sigarayı alıp, arkasına sakladı.

"Hey hey sakin! Aramızda!"

"Değilim, çıkmaza girdiysem eğer kendimi burada bu şekilde bulurum. Faydası yok ama rahatlıyorum." Dedi çekinmeden.

"Nasıl bir çıkmaz o?" Dediğim sırada,, sigarasından derin bir nefes aldı.

"Öyle bir çıkmaz ki." Duraksadı, "yola ne için girdiğimi unutturdu."

"Bu daha hiç bir şey." Merakla bana dönüp, bitmeyen sigarasını yere atıp ayağının ucuyla ezdi.

"Daha ne? Ne vardı o odanın içinde Arya?"

"Söylemeli miyim bilmiyorum?"

"Şu yalan haberin dahası mı var? Benim annem onun yüzünden intihar etti. Daha, daha ne olabilir?"

"Bilmiyordum, üzgünüm. Senin bir kardeşin olsa, ismini, yaşını, cinsiyetini bilmesen. Ne değişir ki?"

"Kardeşim mi var? Nasıl lan? Böyle bir şey imkansız? O haber yalan! Nereden biliyorsun bütün bunları?" Arka cebimden telefonumu çıkartıp, dosyadaki fotoğrafları gösterdim.

"Hayır ya, böyle bir şey olamaz!"

"Kanıt işte Miraç! Hep sen mi sürpriz yapacaksın!"

"Onla, bunun alakası yok!" Diye çıkıştı, kendi söylediğine bile inanmamıştı ne yazık ki.

"Onun yanında mı? Arya lütfen bir şey de. Öyleyse bunu kaldıramam. Öyle bir pisliğin yanında büyüdüyse kendimi asla affedemem. Arya lütfen!" Onu bu halde görmek en son isteyeceğim şey olabilirdi. Ama ne yazık ki.

"Bilmiyorum Miraç, onun nerede olduğunu bilmiyorum." Dedim, o kadar bitkin görünüyordu ki sanki on yıllığına yaşlanmış gibiydi. Ona biraz yaklaştım, sarılmaya ihtiyacı vardı. Bedenim yanında, küçücük kalıyordu. Kollarımı ona sardım. Kalp atışını duyabiliyordum. Ve bu dünyanın en güzel şeyi olabilirdi.

Bana eğilip, sarılışıma karşılık verdi. Niyetim fark bir şey değildi.

"Ama Miraç'ın niyeti sorgulanmalı bence!"

"Burada bari yapma be Derya!"

"Güzel bir uyku çekelim, yarın bir şekilde bir şeylerden başlarız." Dedim ona bakarken. Anlayışla gözlerini kırptı. Ve kulübeye giriş yaptık. Herkes bir yerlere kıvrılmıştı. Aldırmadan bir odaya geçip, kendimi uykuya bıraktım.

05 Ekim 2019

Israrla çalan telefonla gözlerimi açtım, telefonumun nerede olduğundan haberim olmazken ellerimle koltuğun üzerinde arıyorum. Elime denk gelen sert cisimle, kim olduğuna bakmadan telefonu açtım.

"İyi günler dilerim, bankamıza bugüne öze-"

"Ciddi misin?"

Telefonu kapatıp yavaşça doğruldum. Gözüm duvarda ki saatte kaldı 21:04 geçiyordu. Bu kadar yorulmuş muyuz gerçekten? Mutfağa girip, ayılmak için kahve tapmaya başladım. Diğerleri halen uyuyordu, ses çıkartmamak için montum ve kahvemi alıp kulübemizin önündeki banka oturdum.

Geceyi aydınlatan, kısık yanan sokak lambasına baktım. Neden böyle bir şeye gerek duyulur ki? Gerçekten bu kadar korka olmamalı insanoğlu. Korkutulmamalı..

"Korkmuyor musun?" Dedi arkamdan gelen bir ses. Tanıdıktı.

"Korkmam için bir sebep göremiyorum." Dedim kahvemden bir yudum alırken. Yanıma oturdu ve derin nefes aldı.

"Farklı dertlerin var Elyas senin!?"

"Herkesin farklı dertleri var!" Sustu derin bir iç daha çekti. "Yemek siparişi verdim, hazırlayalım istersen."

"Tabi!" Dedim ayağa kalkıp, yerdeki poşetleri alıp kapıya yöneldik. Sırasıyla paketleri açıp masaya dizdik. Yavaşça uyanmaya başlamışlardı. Çok geçmeden masada yemeye koyulduk.

Sessiz giden yemeğin sonunda, Miraç derin bir nefes aldı. Öyle derindendi ki, masada oturan dört kişinin hayatını mahvedebilirdi.

SESSİZ ÇIĞLIK  🗣 | Tekrardan Düzenleniyor..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin