Derler ki Tanrı oyun oynamayı severmiş.
Oyun oynamayı sevdiği için ilk önce dünyayı ve daha sonra hayvanları yaratmış. Yarattığı seksen bin alemde en mükemmelini yaratmak istemiş ardından ve yarattığı yeni iki ayaklı canlıların adı insanmış. Tatmin olmamış Tanrı... Eksik bir şeyler varmış. Eksik ve tatsız. Tanrı biliyormuş ki kendi güçlerini yarattığı onca canlıyla hiç paylaşmamış. Daha sonra onlar gelmiş. Seksen bin alem içinde Tanrı güçlerini bir ırkla paylaşmış. Sadece bir kısmını... Zihin bükücüler. Tanrı'nın yarattığı alemler içinde en korkuncu ve en korkulası olan ırkmış zihin bükücüler. Eski masallara ve ağıtlara konu olan korkucu şeytanlar. Bir gün, bir zihin bükücü Tanrı'ya isyan etmiş. Tanrı'ya en güçlünün kendi olabileceğini söylerken aslında yanılıyormuş. Öfkelenmiş Tanrı çünkü anlam veremiyormuş, kibir hiç hoşlanmadığı bir şeymiş.
Zihin bükücü en güçlünün kendisi olduğunu sanıyorken tüm güçleri elinden alınmış ve dünya üzerinde ki elementleri bükmekle cezalandırılmış böyle başlamış element bükücülerin hikayesi.
Ateş, toprak, su, hava... Her bir element için başkası yollanmış. Yeni bir savaş başlıyormuş. İnsanların insanlarla yaptığı savaşlardan daha korkuncuna sahne olacakmış tarih. Zihin bükücüler ve element bükücüler karşı karşıya gelmiş.
Tanrı çok kızmış.
Zihin bükücülerin hepsinin elinden güçlerini almak anlamsızmış. Tam da bu yüzden lanetlemiş onları. En can alıcı noktalarından, üredikçe başlarına bela açacak bir noktadan lanetlemiş onları. Zihin bükücü ve element bükücülerin nesilleri kontrolsüz güç ile lanetlenmiş. Onların dünyasında öldürmek affedilmeyen bir günah olduğu için element bükücüler ve zihin bükücüler aynı topraklarda yaşamaya mahkum edilmiş. Yüzyıllık masalların yönü değişiyor, şeytan Zihinciler ve yabani Elementçiler aynı çatı altında ve aynı bölgede bir araya geliyordu.
Biliyordu Tanrı... Bu oyun çok çetin ve eğlenceli olacaktı...
~~~~
Tarih 1708 yılını gösterirken Dyer dağlarının ardında kurulmuş bir okulda, zihinciler ve elementçiler birlikte eğitim görüyordu. Güçlerinin en kontrolsüz olduğu çağda birbirinden ölesiye nefret eden bu iki ırk için aynı havayı teneffüs etmek bile çok zordu. Kontrolsüz olan güçleri birbirlerine olan nefretleri yüzünden daha da azmış hale geliyordu.
Her ne kadar cesaretli görünseler bile element bükücülerin korkulu rüyasıydı zihin bükücüler. Çünkü saf kan olan zihin bükücüler, zihninize girdiği zaman asla kaçışınız yoktu. Beyninizi bulandırır ve size türlü oyunlar yapıp en acımasız şekilde öldürürlerdi,. Element bükücüler daha naif olan taraftı çünkü onlar Tanrı'nın yeryüzüne gönderdiği basit elementleri bükebiliyordu sadece. Ancak zihin bükücülerin hepsi karanlık tarafta olmakla birlikte Tanrı'nın onlar için verdiği ayrı ayrı yeteneğe sahiptiler.
375 yıl önce kurulan Dyer Zihin ve Element Bükme okulunda bir şeyler oluyordu. Gelenekler tamamen yıklıyordu. Elemençilerin ve Zihincilerin korkuları aynı kapıya çıkıyordu. Başlarına aldıkları bela, sorumlu oldukları gelecek iki ırka da aitti artık.
Tanrı oyun oynamayı severdi.
Tanrı'nın gözleri 375 yıl sonra Dyer dağlarının ardında olan kocaman taş binadaydı.
~~~~~
Jongin: On sekiz yaşında. Zihin bükücü, saf kan. Yeteneği insanların acılarını biliyor olması ve korkularını.. Bir insanın zihnine girdiğinde direk olarak en acımasız yönlerini ele geçiriyor ve kurbanını acı çektirerek öldürüyordu. Zihin bükücüler arasında en acınası ve arada kalan kişiydi. Cennet mi? Cehennem mi? Ailesi zihin bükücülerin başı olduğu için cehennemi seçmeliydi. Çünkü o gelecekte zihin bükücülerin başı Kim Jongin olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mind, Element and Time [Tamamlandı]
FantasyDerler ki Tanrı oyun oynamayı severmiş. Oyun oynamayı sevdiği için ilk önce dünyayı ve daha sonra hayvanları yaratmış. Yarattığı seksen bin alemde en mükemmelini yaratmak istemiş ardından ve yarattığı yeni iki ayaklı canlıların adı insanmış. Tatmin...