Ocak ayının ortalarındaydı. Kadın, çok soğuk olmasına rağmen hamileliği yüzünden geçirdiği buhranları engellemek adına saçını kesmişti. Düşünmemişti bile. Beline kadar uzanan kahverengi saçlarını kulak hizasına gelecek şekilde keskin bir bıçakla kesmişti. Çok sıcaktı, dışarısı buz gibi olmasına rağmen onun bedeni alev alıyordu sanki.
Normal bir hamileye göre büyük olan karnı onu çok zorladığı için son zamanlarda başını bile çadırdan dışarıya çıkarmıyordu. Sadece kendisi ve karnında devamlı kaburgalarını tekmeleyen bir canlı vardı. Kadın hissediyordu, bir oğlu olacaktı. Hatta ismi bile hazırdı onun kafasında. Adı Kyungsoo olacaktı. Özel bir nedeni yoktu bu ismin. Bir sabah uyandığında sadece ona Kyungsoo diye seslenmiş ve tatlı bir kıpırdanma kazanmıştı. Sevmiş olmalıydı ismini ve erkek olduğunu da böylece garantilemiş olmuştu.
Peki ya kız olsaydı? Kızsa eğer yine aynı boyutta severdi karnındakini. Pürüzsüz, refah içinde bir evliliği vardı. Öylesine, herkesin gözü önünde ve herkesten habersiz çok âşık olmuştu kocasına. Kafasında belirli bir erkek profili olmamasına rağmen karnında ki canlının babası hayallerinin erkeği olarak gelmişti ona. Hala da öyleydi. Hayallerinde canlandırdığı tek erkekti.
İri gözleri, biraz kısa boyu ve kalın dudakları ile tam da kadının hayal ettiğinin fazlasıydı. Biraz esmerdi gerçi ama kadının süt beyazı teni onu tamamlıyordu.
Sevdiği adam tarafından sevildiğine emindi. Yine de kimin sevgisi ağır basıyor diye sorulsaydı kadına elbette kocasının sevgisinden söz ederdi. Çünkü kadın onu seçtiğinde adam tarafından çoktan seçilmişti. Birbirlerine bağlandıklarında henüz on yedi yaşındalardı. Okul koridorlarında başlayan küçük, iç gıdıklayıcı aşk fazla zamana gerek duymadan okul koridorlarının dışından taşmıştı. Çok genç olmaları önemli değildi. Çünkü zaten mezun olmadan evlenmeleri mümkün değildi.
Ancak işler pekte planladıkları gibi gitmemişti. Son sınıfın tatil aralığında daha fazla beklemeye dayanamayan bedenler birbirine ait olmuştu ve kadının karnında bir hayat bulmuştu. Hamile olduğunu anladığı ve bunu öğrendiğinde mezuniyetine iki ay vardı. Evli değillerdi sadece bileklerinde alaca bir buz mavisi ipin bağladığı ikiliydi onlar.
Utanmamıştı kadın ki bunda pek utanacak bir şey yoktu. Evlenmeden, ileride eş olarak seçeceği adamdan hamile kalmanın yüz kızartıcı hiçbir yanı yoktu. Devasa meşe ağacının altında kadın sevdiği adamın elini tutup karnına bastırmıştı. Adam başlangıçta neler döndüğünü anlamamış olsa bile sonra kadının yüzünde ki ifadeden bir canlıya hayat verdiklerini anlamıştı. Henüz on sekiz yaşındalardı. Daha çok küçükken ve hayata dair tonla korkuları varken aralarında bir beden büyüyecekti.
Adam gülümsedi, kadını kucakladı ve tüm ovaya yetecek şekilde sevinç içinde bağırdı. En sevdiğinden en çok seveceği bir parça oluşacaktı. Dahası var mıydı?
Evlilik hazırlıkları, okuldan bağların koparılması derken neredeyse beş ay geçmişti. Kadın hamile olsa bile su kabilesi erinin kızına yakışır bir törenle evlenmişti. En büyük destekçisi de kendi kanını taşıdığı erkek kardeşiydi. Her şey pürüzsüz ve her şey refah içinde ilerliyordu. Her şey basitti. Hayat basitti. Hayat güzeldi ve sevdiği adamın elleri ellerinin arasındaydı.
Adam çadırın giriş kısmını aralayıp içeriye baktı sessizce. Alev alev yanan ateş söndürülmüş kadının elleri devamlı saçlarında geziyordu. Başlangıçta neden böyle olduğunu anlamamış olsa bile kadın kestiği saçlarını gösterdiğinde tek yaptığı şey gülümsemek olmuştu adamın.
"Hepsini kestim. Şimdi daha çirkinim."
Adama göre dünyanın görüp görebileceği en güzel kadındı. "Hala güzelsin. Fazlasıyla." Tek tek saç kırıntılarını toplamaya başlamıştı bu arada. Etrafı dağınık bırakmak istemiyordu çünkü zaten karısının yapacak hali yoktu. "Aç mısın? Senin için bir şeyler getirebilirim." Ve adam kesinlikle hizmetkar istemiyordu çünkü karısına kendi bakabilir onunla ilgilenebilirdi. "Güzel tatlılar yapmışlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mind, Element and Time [Tamamlandı]
FantasíaDerler ki Tanrı oyun oynamayı severmiş. Oyun oynamayı sevdiği için ilk önce dünyayı ve daha sonra hayvanları yaratmış. Yarattığı seksen bin alemde en mükemmelini yaratmak istemiş ardından ve yarattığı yeni iki ayaklı canlıların adı insanmış. Tatmin...