10.Bölüm

218 19 3
                                    


باب الله لا يغلق
-Allah'ın kapısı kapanmaz.

  ....

Olayın üzerinden 2 gün geçmişti ve david den bu süre içinde sadece 1 msj almıştı reva.

"Seni bekliyorum. Sonunda kollarımda olacağın günü ise iple çekiyorum sevgilim.. "

Reva evden hiç çıkmamıştı bu süre içinde. Asaf ise o gün onu eve bırakmış ve bir daha görünmemişti. Reva çıkar yol bulamamanın derdindeydi. Tehdid edildiği kişiler ailesiydi. Onlardan birine bir zarar gelse yıkılırdı dünyası. Buna izin veremezdi asla. Bunu sevdiklerine yapamazdı. Ama o adamla nasıl yapardı? Psikopatın  biriydi işte.Onunla bir aile kurmanın hayali bile. berbattı ki böyle bir şey olmayacaktı. Belliydi.. Adam ulaşılamaz gibi  gördüğü revayı bir süre yanında tutacak ve ardından bırakıp gidecekti. Peki ne olacaktı? Nasıl atlatacaktı bu derdi basından? Levent beye söylese? Olur muydu? Yardım eder miydi kendisine? Ederdi elbette. Ama bu süre içinde olacaklar ne olacaktı? Çıldırmamak için kendini çok zorluyordu.

Gözüne uyku gitmemişti. Birazcık dalsa uykuya kabusla uyanıyordu. Bir gün cananı kaybediyordu diğer gün burcuyu.. Ve herkes sadece kendisini suçluyordu. "Senin suçun! Neden o adama istediğini vermedin haa? Neden aldın elimizden sevdiklerimizi"  levent beyin yakarisiydi bir gün bu sözler diğer gün daha sert olarak yağmur yapıyordu.

Ve bir kabustan daha uyanmıştı işte. Gözlerinden düşen damlalara yenisi eklenirken lavaboya gitti yavaş adımlarla. Öğle ezanı okunmuş saat 2 ye geliyordu.2 saat uyumak için daldığı uyku yine kabusla son bulmuştu işte. Tüm kızlar revada olan değişimi farkketmisler ama onun anlatmasını beklemişlerdi. Bunun için onu çok sıkmak istemiyorlardı ama revanın anlatmak gibi bir planı asla yoktu. Çünkü ileride ne olacağını bilmiyor belki onları bırakmak zorunda kalacağını hissediyordu.

Abdestini almış seccadesini sermiş ve kendini ilahi dergâhın önüne sermeye hazırlanmıştı. Gözleri seccadesinde ki Kâbe-i muazzamada,kalbi ise onu gören ve duyan Rahmanın elindeydi. Rekâtlarda ki sureler birbir dudaklarından çıkan nefesle maddiyata kavuşuyordu. Bu hissi seviyordu. Hem de öyle çok seviyordu ki duasıydı. Son nefesini de böyle seccadesinde vermeyi istiyordu Allahtan. Namazı bitmiş şükrü başlamıştı. Eline aldığı tesbihini bir bir atlarken yeni bir şükür sebebi vuku buluyordu zihninde. Ve ellerini açtı. Açtığı anda bir anlık da olsa unuttuğu o derdi geldi aklına. Hüzünlendi..

Aklına uzun zamandır düşünüp durduğu kimsesizligi gelip durunca kendine olanca haliyle kızdı. "ALLAHTAN YETMEZ Mİ SANA? DAHA KIMI ISTERSIN BASİNA? SÖYLESENE SEN HİÇ AKILLANMAYACAK MISIN REVA?"

Dedi kendine. Tövbe çekti o anlık. Ama biliyordu nefsi durmadan ona bunu söyletecek ve her olayda bunu hatırlatacaktı. Ellerini açamadan katladı seccadesini. Gözlerinden düşen damlaların haddi hesabı olmamıştı hiç. Şimdi de olmayacaktı. Ve olmuyordu da..

Gelen melodi sesiyle telefonun olduğu vestiyere döndü.  Oraya doğru adımlarken ürperiyordu içten içe. Eline aldığında yabancı bir numaranın aradığını fark etti. Bu kimdi şimdi? Ve ardından gelen msj sesi..

"Merhaba reva hanım. Benim asaf! Sizi bugün görebilme şansım var mı? Önemli bi konu konuşmam gerekiyor."

"Tabi olur."

"Peki o halde.Yarım saate kadar binanızın arka sokağındaki kırtasiyenin önünde sizi bekliyor olacağım."

AŞKpare  *DUYULMAYAN HIÇKIRIK* TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin