24.Bölüm

107 8 3
                                    

Gözleri değişmemişti..

Kucağımda güneş ile yürürken bir anda karşıma çıkan ikiliyle yerime çakıldım kaldım öylece. Sevinç doldurdu içimi. Mutluluk.. Saf bir acı.. Kırgınlık..

Kalbim her şeyden tek tek yaşatmayı öğretmişti bana. Gram gram..

Mutlu olacaksın ama gözlerin dolana kadar. Üzüleceksin ama kahrolana kadar hatta belki aklını yitirrecek kadar. Korkacaksın tüm benliğin tir tir titreyene kadar. Bir anda hepsini yaşatmadı bana. Ama şimdi ne kadar duygu varsa üşüştü kalbime. Yaşanır mıydı ki böyle?

'Onlar kim mehpare?'

Mehpare! Onlar kim? Ömerin sorusuyla dolan gözlerimi çevirdim ona.

'Revanın dostları.. Mehpare onları tanımıyor. Tanımamalı..'

Ömer ilk once gözlerimin içine baktı. Ve ardından başını sallayarak;

'Güneşi bana ver.'

Dedi. Dediğini yapıp uzattım ona ve aynı zamanda bir sesleniş duydum.

'Kardeşim.. Revam!'

Içim titredi. Gözlerime uyması için son bir defa daha emir verdim ve güvendim. Sanki bana bu kez acıyıp dökmeyecekti yaşlarinı. Bu kez uyacaktı bana.. Dinleyecekti beni.

'Reva!!'

Hızlanmadı adımları. Kaçar gibi görünmemeliydim. Reva değildim ben. Mehpare olmustum.

Kolumdan tuttu. Allahım şimdi nasıl dayanabilirdim ki o gözlere?

'Kardeşim..'

Gözlerinden dökülen damlalara kaydı gözlerim. Ve sanki bir yabancıymışcasına;

'Buyrun?'

Dedim. Buyrun? Sahi kardeşim diye sarılmak varken bu soğuk ses ne acı vericiydi bana! Ama nasıl diyebilirdim ki öz be öz kardeşi benim yüzümden ölmüşken kardeşim diye.

'Sanırım birine benzettiniz!'

Gözlerim gözlerinden ayrılıp kısa da olsa şişkin karnına değdi. Canan hamileydi. Canan evlenmişti. Canan çok güzeldi ve güzelliğine güzellik gelmişti.. Asafla..

'Hayır! Nasıl olur! O sensin. Bundan eminim. Sen revasın..'

'Mehparem neler oluyor canım!'

Ömerin sesiyle ona gülümsedim. Bana yardım ediyordu.

'Hanımefendi beni birine benzetti sanırım!'

Dememe kalmadan uzun bir adam dikildi önümde.

'Reva!!'

Baktım ona da. Nasıl da çökmüştü yüzü. Gözlerinde ki hüzün âyan beyan ortadaydı. Kirli sakalları eski duzenini yitirmişe benziyordu. Gözlerinin o kahverengisi solmuştu. Soluk olsa bile böyle güzel olmayı nasıl başarıyordu?

Bakma! O cananın kocası. Karnındaki yeğeninin babası.

Benziyordu. Canavara benziyordu ama bir o kadar da asla benzemiyordu. Yüzüne kanmıştım başta canavarın. Onu Asaf sanmıştım. Aptaldım! Bu yüzden her şey benim suçumdu. Bu yüzün bir benzeri olabilirdi. Hatta ve hatta tıpa tıp! Ama hissettirdiği olur muydu hiç? Böyle olmasa onu cananın yanında görsem hemen koşup parçalamaz mıydım uzak tutmaya çalışmaz mıydım kardeşimden?

'Beyefendi o reva değil. Neden karımı ısrarla birine benzetmeye çalıstığınızı anlamıyorum. O mehpare!'

Kaldırdı başını. Ve hızla yapıştı ömerin boynuna.

AŞKpare  *DUYULMAYAN HIÇKIRIK* TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin