3.Bölüm

356 21 5
                                    

Hani sevgiyi sevgiliden biliyorlar ya!
Çok yanlış biliyorlar..

Hani zaman denen bir kavram vardı her dilde her lüsanda kendini ortaya çıkaran.Hani tüm insanoğlunun tek sorunuydu zaman! Geçmesiydi en çok şikayet edilen.Çabuk geçip gitmesi ve gerisini toza dumana katmasıyla ünlüydü.Iste o zamanın gelmiş geçmiş tüm kıydıkları arasındaydı işte bu yetimler.Elbette ki çok zor hayatlar vardı.Elbette ki kimileri bu hayatları yaşamayı hayal ediyordu.Kimi sıkıntısını bu sıkıntılara değişmeyi bile düşünürdü ama işte o iş öyle değildi ve hiçbir zaman öyle olmamıştı.
Her insanın kendine göre bir ağırlığı vardır.Evet bir başkasıyla aynı kiloda olabilirsin fiziken.Dünyanın bilmem hangi şehrinde ki kızla aynı an aynı saniyelerde belki de aynı sebepten döküyorsun göz yaşlarını.Ama işte aynı değil o damlalar! Allah (C.C) insanların parmak izlerini dahi birbirlerinden ayrı yaratırken bunu demek istemiştir belki de.Kim bilir?

Yürek!! İnsanı insandan ayıran büyük unsur.Bazı yaşanılanlar bazı insanlara ağırdır bazılarına önemsiz bir konudur.Bazılarının umrunda dahi olmazken bazılarını geceler boyu uykusuz bırakır.Bazıları çoktan unutmuştur bazıları seneler boyu aklından çıkaramaz.Diyorum ya insandır insanı insandan ayıran.Ve hayat çoğu zaman zayıf olana vurur en büyük darbeyi.Ve zamanla iş birliği yaparak büyütür kendini.Ikı ortak;bir sınavdır insana.Ve Allah (C.C) imtihan eder sevdiği kulunu.Diyordu ya mevlana.SEVEN SEVDIĞININ TOZUNU ALIYOR DİYE.

Ve ne güzel diyordu Yücelerden de yüce;

Vela Rabbike Fasbir.
"Rabbin hatrına sabret"

Bu işin sonundan yarı yolda bırakılan olmayacağız inşaallah.
:)

Biraz düzene girer sanmışlardı hayatları.Ama işin ucunun buraya varacağını bilememişlerdi 4 kız.Evleri olmuştu,işleri olmuştu,ekmekleri olmuştu ama huzur! Işte onu yakalayamamışlardı bu mahallede.Her an yeni bir söz yeni bir dedikoduyla geçiyordu hayatları.Akşam kapılarına dayanan kadınların o çirkin sözlerinden insanların aşağılaycı bakışlarından usanmışlardı.Cananı tutmak hele;öyle zordu ki..

"Siz buraya nereden geldiniz? Ananız babanız sizi niye bıraktı ki? Kötü yoldanmısınız? Sizin yüzünüzden evimizde dirlik kalmadı defolun gidin mahallemizden."

Bu kadar zor olmak zorunda mıydı hayat? Halbuki çok sey değil huzurdu aradıkları kızların.Bir bulsalar tutacak bir daha bırakmayacaklardı huzuru.Ama yoktu işte.

Akşam ki tatsız olayı hatırlamamaya çalışarak yeni bir güne hazırlandılar hep birlikte.Kahvaltı adına ne varsa dizdiler masaya.Tatsız bir kahvaltı seansından sessiz sedasız ayrıldılar.Canan kimseyi kırmamak için yeminliydi konuşmamaya.Yagmur dünkü olayın tekrarlanmasından korkarken gülten olabildiğine sinirliydi.Reva mı? Onu ne yapsalarda konuşturamıyorlardı.Zaten bu korkutuyordu en fazla onları.

O anlatmalıydı.O konuşmalıydı.Dil değildi lazım olan.Yazsındı,parmakları şaha kalksındı.Ama yoktu uyandığından bu yana bir hareketlilik.Sadece bakıyordu.Ve anladılar o zaman kızlar.Reva aslında hep konuşan gevezenin biriydi de şimdi konuşmuyordu ve suskundu.
Reva sessizliğinin arkasındaki perdede saklanırken kapı çaldı hızla.Canan açmak için giriyordu ki gülten engelledi onu.Bir daha sitreslenmek istemiyordu kimse.
Gelen daire yöneticisiydi.Adam başı yerde izin istedi ilk önce içeri girmek için.Kapı eşiğinde konuşulacak bir mevzu değildi bu konu.Buyur ettiler içeri.Çay kahve içmek isteyip istemediğini sordular samimiyetle.Adam reddetti kibarca.Ahh ne çok sevmişti oysa bu küçük kızları.Kim ne derse desin asla yollamayacaktı ama dün yaşanılanlar onun elini kolunu bağlamıştı.

AŞKpare  *DUYULMAYAN HIÇKIRIK* TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin