25.Bölüm

118 10 0
                                    

Annen elinden alınırsa..

1 sene öncesi..

-Abi nasıl kaçtı inan anlayamadık. Gideceği her yeri tek tek araştırdık. Ailesine gitmemiş. Arkadaşlarının haberi yok ondan. Evin çevresinde helikopterlerle de arama yaptık ama yok hiçbir iz..

-BANA ONU BUL SÜLEYMAN! YOKSA SİZİNDE EN SEVDİKLERİNİZİ ALIRIM ELİNİZDEN!

Karanlık bakışlarını tüm adamlarında gezdirdi. Adamlar yaparım dediği şeyi yapacağını, tehlikeli bir adam olduğunu ve ondan korkmayan tek bir insan tanımadıklarını biliyorlardı. O genç kızın çığlıkları her birinin kulaklarında çınlıyordu. Kız hakkında tek bildikleri yetim ve öksüz bir kız olduğu ve bu adi patronlarının ona acı çektirmekten hoşlandıklarını bilmeleriydi.Kız acısından dillenmişti. Daha ötesi var mıydı gaddarlığının? Her biri korkuyla ayrıldılar oradan. Hepsi en sevdiğini düşünüyor, korku barındırmış bünyelerini kızı bulmak için adımlatıyorlardı.

Adam öfkeli bakışlarını cama çevirdi. Yumruğunu geçirdi hırsla. Nefessiz kalıyordu. Neden böyle olduğunu ise çok öncesinden de anlamıştı. Revayı bulmak zorundaydı. Güneşin yüzünü görmemişti bile. Eğer düşmanları bir kızı olduğunu duydularsa şayet onları sağ bırakmazlardi. Bundan emindi. Telefonla tehdid etme gereği dahi duymaz ikisinin de cesetlerini kapının önüne sererlerdi. Buna dayanamazdı..

Bulmak zorundaydi! İsterlerse dünyanın ötesinde olsalar eliyle dünyayı çevirir yine de istediğini almadan durmazdı. Durmayacaktı da..

Şimdiki zaman

Gözlerini kısmış içindeki volkanlara inat arabanın içindeki kişilere göz gezdiriyordu. Yumruklarını sıkmış dişlerini neredeyse kıracak dereceye gelmişti. Bu adam kimdi? Reva onun yanında ne halt ediyordu? Siniri kalbini volkan misali yakıyordu. Kıskançlık hic bu kadar o olmamıştı. Hiç bu kadar dolmamıştı onunla. Gözlerini bu kez Revaya odakladı ve sadece baktı. Karıncalandı kalbi. Şuan onun da gözleri onda olmasa elini kalbine götürür bu olan şey için kendinden nefret ederdi ve sorgulardı. Özlemiş miydi bu nazenini? O gittiğinden beri hiçbir kadın süslememişti döşeğini. O kaybolduktan sonra hiçbir yere ait hisedememişti yine ve yıllar sonra..

Başta olan intikamın üstüne intikamlar bindirdi. Hele bir eline geçsin bu kadın ona kaçmak ne demek! Bu adamın yanında olmak ne demek soracaktı. Soracaktı bu adamın kim olduğunu ama özlemini de gidererek.. Ama onu yaşattıkları için pişman ederek..

Güneş! Kızı..
O da bu arabada olmalıydı. Ilk defa onu görecek olması heyecanına heyecan kattı. Kendi kanından bir can! Oysa diğer kadınlardan da hamile olanlar olmuştu. Acımasızca onlardan kurtulabilmişti. Çünkü kendisinin olduğuna inanamamıştı asla! Hepsi kanıtlamak için doktorlara koşuyordu lakin o onlardan da ònce doktorda oluyor eğer bebek kendindense o çocuklardan kurtulmayı başarıyordu. Hoş! Deģilse de onu kandırmaya çalışmanın bir cezası muhakkak vardı. Oysa revadan adının demir olması kadar emindi. O onun kadınıydı. Onun kadını..

Bir adım atmıştı ki reva dudaklarını oynattı. Ardına dönüp bir şeyden emin olduktan sonra tekrar konuştu ve araba hızla geri vitese almaya başladı. Demir bunu beklemiyor olsa gerek korkuyla koşmaya başladı. Araba bir süre geriden gittikten sonra kendini düzeltip daha da hızla yolda kayboldu..

Ardından koşmaya devam etti. Onu tekrar kaybetmek demek bu kez daha fazla iç sıkıntısı demekti. Hele o adamla yan yana gördükten sonra imkanı yok bırakmazdı,bırakamazdı..

Arkasından gelen arabanın durmasıyla adamını hizla şöför koltuğundan çekip çıkardı. Yerine kendisi oturdu ve arabayı son gazla sürmeye başladı. Görünmüştü revanın arabası. Ayağını gazdan bir an olsun çekmeden hatta daha da fazla yüklenerek de olsa arkasından yetişmeyi başarabilmişti. Yol iki şeritliydi. Bunu kullanarak diğer şerite geçti . Onu görüyordu. Yanındaymışcasına.. Gözlerinde ki korkuyu gördü. Nefreti gördü. Belki besleyen buydu demiri. Öfkesine inat gülümsedi. Camını açarak;

'Kaçamazsın bu kez! İzin vermem reva!! Çocuğumu göreceğim!'

Sesini duydu. Yanında ki adama diyordu.

'Ne olur daha hızlı sür! Ne olur..'

Adam sinirli gözlerini saniyelikte olsa demirin gözlerine sabitledi. Ve ardından iliklerine kadar öfke hissedeceği bir şey yaptı.. Revanın elini tuttu. Gözünü yoldan çekip demire yönlendirdi tekrar ve öptü.

'Korkma mehparem.. Asla bırakmam seni de kızımı da!'

Demir şuan bir alev topuydu. Ne yaptığını bilmiyordu. Öfkeden patlayacaktı sanki.. Tam o sırada oldu ne olduysa! Adam arabasına yandan bir darbe vurmuş ve kontrolünü kaybetmişti son hız devam ettiği arabada. Bir ağaca sert bir şekilde çarparak durabildi. Başı sızlıyor,bacaklarına bir ağrı saplanıyordu. Ama kendisine ne olduğu mühim degildi. Hızla çıktı arabadan! Ileride durmuş arabaya doğru yürüdü. Adımları sallantılıydı. Gözüne gelen o ılık şeyi sildi..

'REVAAA!! GÜNEŞIMI GÖSTER BANAA! REVA KIZIMI GÖSTER! GÜNEŞIMI VERR. REVAA!'

Araba birden hızlandı ve ne kadar arkasından koşsada gözlerinin önünden kayboldu. Dizlerinin üzerine çöktü ve yığıldı yolun üstüne..  Gözleri hala az önce  kaybolan arabanın gittiği yoldaydı.. Gözleri kapanmadan ve o şiddetli ağrı saplanmadan önce zihnine şunları söyledi.

'Baba.. Torunun! Bulacağ ım..'

UZUN BIR ARANIN ARDINDAN AŞKPARE SERISIYLE KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM EDIYORUM. BEĞENI VE YORUMLARINIZI ESIRGEMEYIN.

ALLAH'A EMANETSINIZ 🖐❤

AŞKpare  *DUYULMAYAN HIÇKIRIK* TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin