Keyifli okumalar...
Bu bölüm diyerlerine göre
birazdaha uzun oldu. Umarım beğenirsiniz.Hava sıcak olmasına rağmen ince çarşafı karnıma kadar çekmiştim. Zihnim açık olsada gözlerim kapalı, sırt üstü yatağıma yatmış, sağ yanımda 'Alaca sol yanımda Alfa' sere serpe yan şekilde yatmış düzenli aldıkları nefeslerini duyuyordum odanın içinde.
Her şeye karşıydım bu günlerde, nedeni neydi neden kendimi halsiz hissediyordum, onu bile doğru düzgün bilmiyor, yaşadığım bu olayı açıklığa bile kavuşturamıyordum. İçimde yaşadığım tuaf his iyi miyetlimiy di, yoksa kötü mü olduğunu bilmediğim kadar, içimde buğün kötü bir olay olacağına şahitlik edeceğine adım kadar emindim.
Kararsızdım okula gidip gitmemekte, olacakları kestiremiyordum. Her günüm ayrı bir olaydı zaten. Başımda onlarca sorun, problem, tasa, dert, keder, kam kabusummuşcasına başımın üstüne çökmüş, hatta kara bulutlar gibi nereye gitsem peşini bırakmıyordu. Canerin derdi, ailemden sakladıklarım, saklamak zorunda kaldığım sorunlarımla baş edemeyip uydurduğum yalanlar her biri birlik olmuş toz topağına dönüşmüş karabasan misali üstüme çullanmıştı. Ne kadar aklanmak istesem de olmuyordu, beceremediyordum kurtulamıyodum, kafamda binlerce beynimi kemiren gerekli gerksiz sorunlar doğru düşünmemi zorluyor bir türlü karar veremiyor en doğrusunun benim için hangisi hayırlısı olup olmayacağunı çıkacağım bu yolda ilerlememi, en iyi şekilde hızlandıracağını düşünürken kapattığım gözlerimile bir önceki hamlemin önceliğini inciğinden cıncığına, en ince ayrıntısına kadar düşünmüş verdiğim kararları korkmadan alıp savaşcı edasıyla doğru karar olduğunu düşündüğüm de çizdiğim bu haritada ilerlemek istiyordum.
"Aklımdaki bu düşünceşeri toparlamaya çalıştıkca beceriksizleşiyordum. Bu ben, ben deyildim. Aklım karma karışık olmuş, içinde adını bile bilmediğim bulamaç haline gelmiş karar kıldığım düşüncelerim arap saçına dönmüş, terddüt ettiklerim beyin hücrelerimin sınırını zorluyor, minik asalaklarmışcasına düşünce yetimi yavaş yavaş yitirmeme ön yolcusu oluyordu.
Neyi yapıp, neyi yapmayacağıma bir türlü akıllıca karar vererek kendimi yönlendirmeye çalışıyordum.Şuan hiçbir şeyi yapacak kadar istekli, her şeydi yapamayacak kadar bıkmış tükenmiş biri olarak hayata olumsuz gözlerle etrafıma bakıyordum.
Neden onu her gördüğümde hiçbir erkekte hisstmediğim kadar anlamladıramadığım bilinç altımı durdurmaya zorlayan o adını koyamadığım görünmez nesne düşünmemi zorluyor, yapmayı bile istemediğim binlerce olayı onunla gerçekleştirme isteği gerek duyuyordum içimde biryerlerde.
Onda göremediğin bi farklılık vardı, önceden kimsede görmediğim neye benzediğini kararlaştıramadığım tuaf bi duygu zelselesinin içine düşmüşte, savruldukca zelzelenin dibine, görünmez kör noktasına hapsoluyordum.Kara elmas kadar parlak, siyah inci kadar yuvarlak kömür karası gözlerinin içine baktığımda onda gördüğümle geçmişle birlikte yaşanmış olayları zifiri karanlık olan gözlerinde görmekte zorlansamda duyğularını mümküm olduğunca okuyabilmiştin.
Aklımın bir köşesine takılı kalmış soru işaretini def etmeye çalışmışsamda kalıcı dövmeymişcesine kafamın bir yerine yer edinmiş kazımaya çalışsamda olumsuzdu sonuç.Ne demişti o bana?Buz pistinde?
"Sende biliyorsun ki, bal gibi benden hoşlanıyorsun!"
Böyle birşey mümkün müydü?Ben ondan hoşlanıyor muydum?Ona karşı ne hissediyor olabilirdim ki ben? Hayır, hayır.Yanlış düşünüyordum, ben ondan nasıl erkilenebilirdim. Hem ben ona bu kadar gıcık olurken böyle birşey gerçekleşemezdi. Her seferinde beni sinir etmeyi başaran birini hangi akla hizmet böyle düşünüp her şeyi bulanıklaştırıyordum ki...
Evet adam taş dı,belkide abartıyorumdur taşdan da öte uzaydan dünyaya düşen meteor taşıydı, tip olarak dış görüntüsünden hoşlanmış olabilirdim. Belkide onu gördüğümde yanlış duygulara kapılıyordum. Nefret ettiğim birine nasıl böyle duygular besleyebilirdim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asi Prenses Alfa'nın İntikamı. ~Kara Sevda Serisi. 4
AcciónKendini her zaman birilerine adamayı bilen genç bir kız. İnadı onun zırhıydı, küçük yaşta ona öğretilen çoğu şeyi kabullenmiş, sorumkulukları olarak görmüştü. Bir yara izi onu nerelere sürükledi bilmeden, kendinden habersiz. Aşka inanmayan kız asla...