Multimedyada ki şarkı
(Manga-Harcanacak nefesim kalmasa bile-)Keyifli okumalar...
"Aşk bu,
İzin mi alacaktı senden
gelirken?"
Ne sandın,
müsade mi isteyecekti
kalbime sızarken?"
Bir baş belası geldi yerleşti
ömrüme,
kapımı çaldı ve ben açtım.
Buyur etmeden geldi
kuruldu baş köşeye.
Bana da 'Hoşgeldin kadın
yüreğime,hayatıma ve kaderime' demek düştü."
"Selimmm!!!" Allah seni bildiği gibi yapsın. Senin yüzünden adamın kafasını yardım."
Hedefim Selimken süpriz yumurtadan çıkan beklemediğim kişinin karşıma çıkması hiç iyi olmamıştı. Elimdeki kalemliği Selim sevimsizine atmak isterken eğildiği için asansörden çıkıp gelen Arasın kafasına denk gelmişti. Ve metal kalemkik tam yerini bulmuş gibi tam hız hedefine ulaşmıştı.Bildiğiniz adamın kafası yarılmış, pekmezi alnından yüzüne doğru akmaya başlamıştı. Birkaç dakika yüzüme baktıktan sonra koca adam kavak gibi devrilmiş yerde 2.80 uzanıyordu. Tabi bu boy ölcüsü lafın gelişiydi. Gerçekte boyu ne kadar dı bilmiyordum. Konumuzda bu değildi zaten.
Yerde yatan adamın yanına giderek baş ucuna çöküp durumuna bakmak istedim. İki parmağımı boynuna dokundurduğumda şükür ki nabzı atıyordu. Durup dururken sevimsiz Selimin yüzünden katıl çıkacaktım.
"Aras bey! Aras hoca! Hoca!" aman ne diyordum ben böyle ya? Aras! Aras beni duya biliyor musun?"
Gözlerini hafif araladığında kendine gelmişti. Dudaklarını aralamak istemiş, zor da olsa birbirinden ayrılan dudaklarıyla birşeyler söylemeye çalışmıştı. Kısık sesle konuştuğu için ne demek istediğimi anlamak için kafamı biraz daha yüzüne yaklaştırmak durumunda kalmıştım.
"N'oldu bana. Öldümde cennete mi geldim yoksa?Benim hurim sen misin yoksa?"
Oh çekip şükrettim, saçmalasada en azından kendine gelebilmişti. Birde adamı bayıltıp ödürseydik daha mı iyi olacaktı? Kulak mememi çekip büktüğüm işaret parmağımı dişime vurmuştum. Aman Allah korusun. Öyle birşey olsaydı vicdan azabından kahrolurdum. Zaten başımdaki musibet yeterdi bir başkasına da gerek yoktu.
"Erim, Selim siz adamı tutun asansöre bindirmeye başlayın, bende çantamı alıp geliyorum hemen." Koşar adımlarla odama girip çantamı omzuma attığım gibi odamın kapısını kilitleyip ikizlerin yanına koştum. Kimsenin odamı karıştırıp düzenimin bozmasını istemiyordum. Çizimlerim benim her şeyimdi, kaybetmek diye birşey söz konusu bile olamazdı.
Erim koltuk altından tutarken, Selimde ayaklarından tutmuş yarı baygın olan adamı asansöre bindirmeye çalışıyorlardı. Arada ağızları da susmak bilmiyordu.
"İkizim bu adam eşek ölüsü gibi mübarek. Ammada ağırmış."
"Eşek ölüsümü, ne eşek ölüsü ayı ölüsü gibi görmüyor musun? Boyu zaten uzun, boyuna karşılık kilosunu da tahmin edersin ki sonuç ortada. Neyle besleniyor da bu kadar ağır böyle?"
"Adama baksana bi, boya posa bak yarma bu yarma."
"Haklısın ikizim."
"Sessiz olun salaklar şimdi biri görecek." İte kaka sonunda adamı iki büklümde olsa asansöre bindirebilmiştik. Zemin kata inerken aklıma gelenle adamın ceplerini karıştırmaya başladın. Umduğum şeyi bulduğumda yüzüm gülmüştü. Anahtarı elime alarak hazırda bekliyordum. Adamı motorla götürecek deyildim hastaneye. Arabasını kullanmakta mahsur yoktur herhalde. Burda böyle yaralı bırakacak halimizde yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asi Prenses Alfa'nın İntikamı. ~Kara Sevda Serisi. 4
AzioneKendini her zaman birilerine adamayı bilen genç bir kız. İnadı onun zırhıydı, küçük yaşta ona öğretilen çoğu şeyi kabullenmiş, sorumkulukları olarak görmüştü. Bir yara izi onu nerelere sürükledi bilmeden, kendinden habersiz. Aşka inanmayan kız asla...