"Kimselere senin kadar eşsiz, güzel ve özel bir kıza şiirler yazmamıştım. Dilim seni sayıklarken kalemim senin adını yazdı kağıtlara. Zihnimde defalarca söyleyip duruyorum lakin karşıma her çıktığında nedense söylemek istediklerimi yutup susuyorum, gözlerini gördükce düşünmeyi bırakıyorum. Bildiğim ne varsa unutup gidiyorum, gördüğüme odaklanmayı istiyorum. Ve karşımda seni görüyordum. Görünen seni değil, görünmeyen seni gördükce şüpheleniyor ne gerekiyorsa yapmak istiyorum. Nasıl yaptığımı sorma. Mecnun leylayı, Kerem Aslısını, Ferhat Şirinini nasıl görüp sevdiyse bende öyle sevdim işte. Ve gördüklerim benim için kafi! Bana senden başka hiçbir çicek güzel kokmadı kokmasını da istemedim..."Pencereden uzaklaşıp koşarak merdivenleri indim. Sürgülü bahce kapısını hızla açıp koşmaya başladım. Dış kapıya vardığını gördüğümde adımlarımı hızlandırıp yetişebilmiştim Sara'ya. Gece vakti nereye gidiyorsun tek başına kız halinle?
Evime gidiyorum Aras. Yaramazları özledim burda kalmak da istemiyorum.
Biliyorum Sara. Arya önceleri böyle bir insan değildi. Ayrıldığımız günden beridir takıntılı davranmaya başladı. Sürekli bahaneler bulup evime geldi fabrikada sürekli karşıma çıktı. Hep aynı lafları tekrarlayıp durdu
saplantı haline getirdi olayları.Bunlarda banane Aras benim sorunum değil o yüzden ilgilenmiyorum evime gideceğim kolumu bırakırsan sevinirim.
Bırakamam Sara. Bu saatte gitmene hele tek başına gitmene asla izin veremem gel eve dönelim, söz sani sabah kendim evine bırakacağım. Söz diyorum bak erkek sözü sabah kahvaltını yapar yapmaz evine sağ sağlim bırakacağım. Rüzgar haber vermeden gittiğini duysaydı kırılırdı sana gidelim şimdi sabah aklı selin kafayla konuşalım hepsini.
"Akrep miydi yılan mıydı bilemezdim. Zehirli olduğuna kesinlikle emindim. Hani bir söz var ya 'tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır' diye. İşte aynen öyleydi, kurduğu cümleler insanın aklını başından alacak kadar güzel ve düzgün olmakla birlikte konuşurken ayarladığı tonlamarı müthişti. Nasıl kanabiliyordum, zehrinin kanıma karışmasına nasıl izin verdim aklım almaz oldu. "Bazen bazı anlar vardır, kimsenin tahmin edemediği aniden yakalanıverirsiniz. Artık ona karşı zorlandığınız ama hala direnmeye çalıştığınız olsada cabalarınız nafiledir siz anlamak istemesenizde ruhunuz bunları anlar. O anlar geldiği zaman kaçacak yer ararsınız yinede bir taraftan da delice bir istekle kalmak istersiniz. Sen öyle birşeysin ki, ne köşe bucak kaçabiliyor ne de kalabiliyorum. Bunca kargaşanın içinde kalmaktan yoruluyorum. Çok yoruluyorum." Seni bana çeken her neyse hoşuma gidiyor inkar etmiyorum, işte arada olmaması gereken mevzular var oldukca bir araya gelmemiz olanaksızlaşıyor Aras!"
Sara geliyor musun benimle eve? Bak Rüzgar kapıda bekliyor seni, bir gün daha kalsan zarar gelmez yaramazlara. Olmazsa birlikte bakarız ihtiyacları neyse bizzat kendim karşılayayım.
İstemem! Bakarım yaramazlarıma, mamaları paket paket var evde aç kalmazlar bolca koymuştum kablarına. Aras bu kadar ısrar etmenin tek nedeni Rüzgarın kırılacak olması mı? yoksa seninde fırsattan yararlanarak kalmamı istemen mi?
Dürüst olacağım Sara. Başta Rüzgarı için kalmanı istemiştim şimdide fikrimi değiştirip bizimle kalmanı istiyorum. "Pars" bile özlüyor yokluğunu farkediyor alıştı artık varlığına. Kimse senin kadar sevemiyor anlamıyor duyğularını nasıl anlaşabiliyorsunuz çözemedim ama kardeşlerim kadar oldukca değerlisin. Bir gün daha kalmanı istiyorum lütfen.
Yani açıkca sende benim kalmamı istiyorsun, Pars'ın mutluluğu için bunca ısrarın, söylediklerinden bunları mı anlamam gerek?
Ne anladıysan o Sara. Bize birbirimizden uzak duralım dedin bende mümkün olduğunca uzak duruyorum. Elimden geldiğince isteğini yerine getirmeye çalışıyorum.
![](https://img.wattpad.com/cover/206785645-288-k770615.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asi Prenses Alfa'nın İntikamı. ~Kara Sevda Serisi. 4
ActionKendini her zaman birilerine adamayı bilen genç bir kız. İnadı onun zırhıydı, küçük yaşta ona öğretilen çoğu şeyi kabullenmiş, sorumkulukları olarak görmüştü. Bir yara izi onu nerelere sürükledi bilmeden, kendinden habersiz. Aşka inanmayan kız asla...