Multimedya da Arasın oğlu Pars'ı görebilirsiniz.
Şarkı(Atiye-Ya habibi)Arkadaşlar bu bölümü severek yazdığımı söylemeliyim. Burda vurgulamak istediğim evimizde beslediğimiz can dostlarımızın bizin için ne kadar önen arz ettiklerini belli etmek istedim ve bizzat kendimde birden çok hayvan beslediğim için bu konularda tecrübelerim var. Ve umarım sizlerde can dostlarımız seviyorsunuzdur.
Keyifli okumalar...Aras'dan:
"Soluk aldığımda donmuş bir vaziyette ona baktım.
Ne yazacak satırım vardı, ne de edecek umudum."Gözlerimi yavaştan yavaştan acmaya çalışıyordum. Yüzümde burnumda hatta ağzımın içine girecek kadar her yerime dağılmış saçları yüzümden uzaklaştırmaya çabasındaydım. Dün gece Sara'yla olurmuş film izlerken olduğunuz yerde uyuya kalmıştık. En son hatırladığımla Sara başını kucağındaki yastığa koymuş olduğuydu. Ne ara kafasını omuzlarıma koymuştu da ne ara saçları yüzümün her bir yerine arsızca dağılmıştı?
Burnumun üstündeki saçları yavaşca kendimden çekmeye çalışıyordum, saçlarını çekmesem gıdıklanmamdan dolayı birazdan hapşura bilir, böylelikle omzumda uyuyan güzel kızı uykusundan edebilirdim. Aslına bakılırsa bende çekmek istemiyordum saçlarını yüzümden, öyle güzel kokuyorlardı ki saçları gün boyu bu kokuyu sonsuza dek ciğerlerime çekebilirdim. Öylesine eşsiz bir kokuyorlardu ki tarifi imkansız bir gerçekliğe sahipti. İnsanı kendine hapseden, onu kendine daha da çok çekimine kapılmasını sağlayan bi koku işte. Nasıl anlatsam size;
tarifi olmayan, hayalle gerçek arasında ayırt edilemeyen soyut birşey. En basitinden anlatmak istesem kesinlikle böyle olurdu bana göre. Mest oluyordunuz bu eşsiz kokunun karşısında, erkeleri ne kadar etkilese de onlar kadar kadınlar da kendinden bile rahatlıkla geçirebilirdi. Abarttığını sanıyorsanız asla yanılmadığını söylemeliyim.
Gözlerimi tekrardan kapattım. Kendimi uçsuz bucaksız binbir çeşit çiceklerin içinde bir yerde bulmuştum, mis gibi kokularını etrafa yaymış çiceklerin arasında boylu boyunca uzanıyordum. Kır bahcesi varmışta ben ortasına düşmüştüm sanki. Sara'nın saçları da aynen öyle kokuyordu.Yan tarafımda yavaştan kıpırdanma oluştu. Sara uykulu haliyle elinin birini başının üstüne getirip saçlarını karıştırıp dağıtınca eski pozisyonuna geri dönmüştü. Bu yaptığı hareketle saçları yüzümün her tarafını kaplamıştı. Biraz daha böyle durursam az öncekine nazaran hapşurmama ramak kalacaktı. Bunu yapmamak için yavaş ve nazik hareketlerle saçlarını yeniden yüzümden uzaklaştırmaya çalıştım. Tabide bir kısmını uzaklaştırabilmiştim. Bir kez daha aynı hareketi yapmaya devam edersem sessizce mışıl mışıl uyuyan güzelim kıza hödüklük yaparak bilinçli yapmışcasına uykusundan edecektim. Bu sebeple ne yapacağını kestiremediğim için bunu engellemenin tek yolu yapmak istediğim düşüncelerimden vazgeçmiştim.
"Imm, bitecek hepsi bitecek." Sara uyanmaya başladığında çıkardığı seslere anlam veremedim. Ne diyordu o öyle...? 'bitecek hepsi bitecek' diye tekrarlıyordu. Kâbus mu görüyordu? Kıpırdamaları çoğalınca tamamen uyanmaya başladığını anladığımda olduğum pozisyonda kalarak uyuyormuş numarası yapmaya başladım. Ben ondan önce uyanık olursam kesin beni onu zorla kollarımın arasında tuttuğumu sanıp yanlış anlamasını istemiyordum. Kendi görüp nasıl bir tepki verecek diye kıpırtısız uyuyormuş gibi sabit yerimde duruyordum.
Gittiğini anlayınca gözlerimi dikkatlice açtım. Etrafda kimse gözükmüyordu. Ben uyanmayayım diye küçük hareketlerle kendini benden uzaklaştırmış koltukdan kalkıp gitmişti. Tekrar ayak sesleri duyduğumda gözlerimi tekrardan kapattım. Eski pozisyonuma dönmüştüm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asi Prenses Alfa'nın İntikamı. ~Kara Sevda Serisi. 4
AksiyonKendini her zaman birilerine adamayı bilen genç bir kız. İnadı onun zırhıydı, küçük yaşta ona öğretilen çoğu şeyi kabullenmiş, sorumkulukları olarak görmüştü. Bir yara izi onu nerelere sürükledi bilmeden, kendinden habersiz. Aşka inanmayan kız asla...