28.BÖLÜM- PAZI SARMASI MESELESİ

32 28 0
                                    

Keyifli okumalar...

Orman yolundan beridir Sara'yı takip etmeye devam ediyordum. Aracı gerçektende ustalıkla sürüyordu. 'Görende onu F1 yarışcısı sanırdı'. Evlerinin önüne geldiğimde küçük demir kapıdan bahceye geçtim. Zillerine bastığımda kapının açılmasını bekliyordum. Aslında kapıyı açan kişinin 'Sara olmasını beklerken Fatoş hanımla' karşılaştım.

Zilin sesini duyunca kapıya cevirdim yönümü. Hayırdır işallah diyerek açtım kapıyı. Karşımda dikilen genç adama baktım. Buyurun Aras bey dedim. Kime bakmıştınız?Tatsız bir durum yoktur umarım!

Yok meraklanmayın Fatoş hanım. Müsadenizle ben içeri geçebilir miyim?

Fatoş gelen kimmiş? Ne konuşuyorsun sen kapı ağzında öyle?

Mutfak kapısından üstünde önlüğüyle ellerini kurulayan Ömür hanım gözüktü. Aras beymiş gelen Ömrüm hanım dedi Fatoş hanım. Neden geldiğini söylemedi henüz kendisi.

İçeri alsana çocuğu, kapıda bekletiyorsun? Ayıp, gelen misafir kapı ağzında mı bekletilirmiş. Biz ne zamana kadar misafirlerimizi  bekletir olduk?Gel oğlum, geç içeriye. Sen Fatoşun kusuruna bakma. Buğünlerde nedense bir tuaf davranıyor. Bakma sen ona, gel otur şöyle. Anlat hele sen, neden gelmiştin bize?

"Haberiniz varmı bilmiyorum ama, kızınız Sara, buğün okula gelmiyeceğini söylemişti. Anlatacaklarımdan yanlış kurgular getirmeyin aklınıza lütfen. Ben sadece ona zarar gelmesinden endişe ediyorum. Dediğim gibi okula gelmiyecem diyince bende kıllandım, takip ettim kendisini. Benim böyle birşeyi yapacağımdan haberi yoktu. Sonrasında ormana geldiğini gördüm, sessizce her hareketini takip ediyordum. Bir ara ormanın içinde kayboldu. Yanında köpekleri de vardı. Yani tüylü dostları. Onun tabiriyle. Birşeyler aradığını düşündüm, ne aradığı hakkında hiçbir bilgim yoktu. Biriyle konuştu telefonda. Konuşurkende böyle değişik bir 'şiveyle yada ne bileyim aksaanla' konuşuyordu. Sesi kötü değildi, tam tersine mutluydu konuşurken. Karışısında beni görünce afalladı. "Beni mi takip ediyorsun diye tersledi." Bende açık açık anlattım herşeyi kendisine. Bana fidan dikeceğini felan söyledi, pek inanamadım açıkacası dediklerine. Size haber vermek istedim. Tek kızınız sonuçta, başına birşey gelmesinden endişe etmişsinizdir diye düşündüm.Umarım bu anlattıklarımdan beni yanlış anlamamışsınızdır."

"Neden anlatıyorsun bunları bana çocuğum. Bize söyledi Sara, nereye gideceğinden sabah haberimiz vardı zaten. Bu ilgin için sana teşekkür etmeliyim aslında. Kızımı koruyup kollamam çok hoşuma gitti. Sara kendini koruyabilen bir kız. Öyle dışarıdan hırçın olduğuna bakma, aklına koydumu birşeyi, onu yapmadan asla vazgeçmez. Anlayacağın kızım neyin ne zaman, nasıl yapılması gerektiğini en iyi şekilde bilir. Pek üstüne gitmeyiz bu sebepten, zorlayınca ters tepebiliyor.Babası çok düşkündür kızına. Benim kadar sert olamaz. Ben endişemi belli etmesemde Asır haber aladımı anında telaşa düşer.Bize gideceği yeri söylesin o bize kafi."

Yani siz biliyordunuz Saranın nereye gideceğini ve buna izin verdiniz. Tuaf doğrusu. O ormanda karşısına ben değilde vahşi hayvan çıksaydı ne yapabilecekti?

Sende telaş yapma evlat. Küçüklükten beridir hayvanlarla iç içe olunca anatomilerini çözmüş biri Sara. Mümkün olsa dillerini de çözebilse ondan mutlusu olmayacak. Her neyse çok konuştum yine. Sen Saraya geldin sanırım. Bizim gibi yaşını başını almış kadınlarla işin olmayacağına göre.

Evet. Sarayı merak ettiğim için geldim. Kim demiş sizin yaşlı olduğunuzu.Kadınlara yaşı sorulmaz ama, siz kendinize çok iyi bakmışsınız. Cildiniz gencecik, parıl parıl parlıyor. Kırışığız bile yok. Bilmesem sizi annesi değil ablası derim size. Müsadeniz olursa ben bir Saraya bakabikir miyim? Kendisiyle konuşmam gerekenler varda.

Asi Prenses Alfa'nın İntikamı.            ~Kara Sevda Serisi. 4Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin