Diğer hikayelere özendim önsöz yazayım dedim. Elimde taslak var ama dijital ortama aktarılması ve düzenlenmesi zaman alıyor ve sıkıcı.
Bu bölümü yazma(yayınlama) tarihim
09.05.2020
___----(hikaye)----____Kahramanımız her zamanki gibi erkenden uyandı. Dışarıda kızıl şafağın ışığı kısmen de olsa görünüyordu. Her zamanki gibi hızlıca yüzünü yıkadı ve üstünü değiştirdi. Bugün her zamankinden de aç hissediyordu. Yüzünü defalarca yıkamış olmasına rağmen gözlerini açık tutmaya çaba göstermesi gerekiyordu.
"Bugün kahvaltı yapmasam yarından önce öğrenir mi acaba?" diye düşündü.
Bugün kahvaltı yapmış olmalıydı çünkü bu saatlerde işe gitmiş olurdu hep. Yarın kahvaltıda kahvaltıcı ağabey söylemeden önce kendisi itiraf edip özür dilerdi. Bir kerecik kahvaltı atlamış olması affedilemez olamazdı değil mi?
Midesindeki gurultu daha fazla düşünmeden kahvaltı yapmaya gitmesi gerektiğini bağırıyordu sanki. Kahvaltıya gitmek için kalktığında uyku sersemi bir şekilde düzenlediği yatağının üzerinde oturduğunu fark etti. Ayağa kalkıp uykusunu atmak için gerinirken köşede oturan siyah saçlı kadını fark etti.
"Ben de acaba beni fark etmeden çıkıp gidecek misin diye düşünmeye başlamıştım" dedi kadın. Kadının yüzü tanıdık geliyordu sesi de "Fixi abla?" diye bağırdı kahramanımız.
"Fixi? Evet. Abla? hayır" diyerek cevap verdi kadın alaycı bir ses tonuyla.
"Ne zamandan beridir buradasın?" diye sordu kahramanımız. "Fixi abla" diye ekledi fısıldayarak.
"Üstünü değiştirdiğinde buradaydım eğer merak ettiğin buysa" dedi kadın alaycı tonunu devam ettirerek .
"Unuttun mu küçükken sana banyo yaptırır kıyafetlerini de ben giydirirdim. Gördüğüm kadarıyla da değişen pek bir şey de olmamış zaten ." dedi kadın kahkahayla karışık olarak.
Sonra da kahramanımızın kolundan tutup "Hadi kahvaltıya gidiyoruz " diyerek koşmaya başladı.
Kahramanımız da mecburen onunla beraber koşmaya başladı "O zaman daha çocuktum" diyerek itiraz etti kahramanımız.
"Bence hala çocuksun" diye yanıt verdi kadın gülümseyerek. Sesindeki alay tonu biraz azalmıştı sanki. Koşmaya alışık olduğu için kadına ayak uydurmakta zorlanmıyordu kahramanımız.
"Bugün kahvaltıyı basit bir sandviç ile geçiştirmene izin vermeyeceğim " dedi kadın.
"Tam da tahmin ettiğim gibi bugün kahvaltıyı atlasaydım en geç yarın sabah öğrenirdi" diye düşündü kahramanımız. Hızlıca beyaz evlerin yanından geçip yemek yenecek yere ulaştılar. Her ne kadar hızına uymakta zorlanmasa da durduklarında nefes nefese kalan kahramanımız en yakın masadan bir sandalye çekip oturdu.
"Bak bir de çocuk değilim diyorsun 2 dakika koştuk nefesin kesildi" dedi kadın. Kendisi de derin derin ama sakin nefesler alıyordu.
"Sen de yorulmuşsun işte" diye karşılık verdi kahramanımız.
"Zeki çocuk ama hala çocuk " dedi kadın yarı kendine.
"Sen burada bekle ben ikimiz için kahvaltı ayarlayayım " dedi kadın ve hızla uzaklaştı.
Bir süre sonra arkasında kahvaltıcı ağabey ile döndü. Elinde bir tava vardı kahvaltıcı ağabeyin elinde ise kocaman bir tepsi.
"Senin için özel bir şey pişirdim bugün" dedi kadın gülümseyerek.
Sesinde en ufak alay tınısı yoktu bu sefer. Kahvaltıcı abi tepsideki tabakları masaya dizerken o da elindeki tavayı masanın ortasına koyup
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Evren 1
Fantasy3 kişi 3 kahraman ... Bir tanesi içinde bulunduğu ütopyanın farkında değil. İkincisi hiç görmediği halde memleketine hasret bir gurbetçi . Sonuncusu kıyameti görmüş merhametli bir yardımsever. Bedenleri birbirinden ışık yılı uzaklıkta olsada kaderle...