Bölüm 13: Vahada kısa bir gün daha?

46 19 59
                                    

Evet arkadaşlar yeni bir bölüm ile karşınızdayım. Bu bölüm kağıt üzeinde 6 sayfa bakalım kaç kelime çıkacak?

Yayınlanma tarihi: 08.07.2020

Yavaşça gözlerini açan kahramanımız göz ucuyla etrafını süzdü. Kendisine çay ikram eden kadın ortalarda gözükmüyordu. Hızlıca yataktan kalktı. Yatağı toparladı ve dışarı çıktı.

Çadırın sahibi olan arkadaşını gördü. Kuyudan su çekiyordu. "Kaç gündür uyuyorum?" diye sordu arkadaşına. Arkadaşı şaşkın şaşkın kahramanımızı süzdü ve "Daha dün geldin buraya . Bugün sabahın geç bir vaktinde de benim çadırıma geldin. Bu vakte kadar uyuduğuna göre gece hiç uyumadığını tahmin ediyorum." dedi.

Gökyüzüne baktığında güneşim tam tepe noktasıyla batacağı ufka olan yolu yarıladığını gördü.Çay içtiği sıralarda öğlen vakti olduğunu düşündü. "Kesinlikle daha fazla uyuyorum" dedi kendi kendine fısıldayarak. Normalde gündüz kestirmelerinde güneş gözle farkedilemeyecek kadar az hareket etmiş olurdu.

Sepebsizce dünyayı dolaşma arzusunu hatırladı. "Daha nereye gidebilirim ki?" diye düşündü kendi kendine belki de milyonuncu kez. Efsanelerde geçen ve normal insanların gidemeyeceği söylenen çoğu insanın varlığını kabul etmediği yerleri araştırmalıydı belki de. Bu yerleri bulabileceğini düşünmüyordu ama o da zaten daha çok süreçle ilgileniyordu sonuçla değil.

O bunları düşünürken arkadaşının su kuyusuyla işi bitmişti. "Çadırımdan sıkılmadıysan gel biraz sohbet edelim" dedi. Beraber çadıra gittiler. Çadırın iki bölmesini ayıran örtünün dibinde bulunan minderlere oturdular. Nedense kahramanımız bunları daha önce farketmemişti.

"O kadın kimdi?" diye sordu kahramanımız.

"Hangi kadın?" dedi arkadaşı şaşkınlıkla. Bir süre düşündü ve cevap verdi. "Az önce senin tüccar grubunun yanında gördüğüm kadından mı bahsediyorsun acaba?" dedi ve devam etti "Ona çay ikram etmişsin . Senin hakkında konuşuyorlardı. Onu tanıdığını sanmıştım hatta çok yakın olduğunuzu düşünmüştüm. Sen geçen sefer buradan ayrıldıktan hemen sonraki gün geldi. Efsaneler ve masallarla ilgilendiğini söylemişti. Bölgenin yerel masal ve hikayelerini araştırıyordu. Arada seni de soruyordu insanlara. Hatta seni ucu ucuna kaçırdığını öğrendiğinde çok üzüldüğünü hatırlıyorum."

Şaşırma sırası kahramanımıza gelmişti. Kimdi bu kadın? Kahramanımızı neden arıyordu? Önce "Onu tanımıyorum" dedi kısaca. Sonra devam etti "Onu hayatım boyunca hiç görmedim.Hem çayı da o bana ikram etti."

"Farketmez" dedi arkadaşı "Çay yani , kahramana çay ikram etmek normaldir ama kahramanın elinden çay içmek bir onurdur."

"O zaman neden sana bu onuru bahşetmeyeyim ki?" diye sordu yavaşça ayağa kalkmaya hazırlandı.

Arkadaşı onu durdurdu ve "Benim durumum farklı. Benim için sen kahramandan daha çok bir arkadaş bir dostsun. Böyle bir şey için arkadaşımı yoramam." dedi. Bu şeklde bir süre sohbet ettiler.

Bir yandan arkadaşıyla konuşan kahramanımız bir yandan da gizemli kadını düşündü. Efsanelerle ilgileniyor olması keendisi için iyi olabilirdi. Belki de kovalayacağı ilk efsane kendisini bulmuştu bile. Bu karşılaşma şans mıydı yoka kader mi?

Kahramanımızın dalgın hali arkadaşının dikkatini çekmiş olmalıydı ki "O kadını düşünüyorsun değil mi?" diye sordu birdenbire. "Çok dikkat etmedim ama  güzel bie kadına benziyor. Yerinde olsam ben de öyle güzel kadını düşünmeden duramazdım. " dedi ve kahramanımıza konuşma hakkı tanımadan  devam etti "Böyle kara kara onun hakkında düşüneceğine yanına gidelim de direk kendisine sor aklındaki soruları"

Evren 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin