Bölüm 16:Vahada sıradan bir gün

23 14 10
                                    

Evet arkadaşlar yeni bir bölümle karşınızdayım.

Yayınlanma tarihi:25.07.2020

Kahramanımız erkenden gözlerini açtı. Arkadaşı otlarla uğraşıyordu. Onu rahatsız etmek istemediği için sessizce dışarı çıktı. Gökyüzü açıktı. Yıldızlar açık ve net bir şekilde görünüyordu. Muhtemelen sabaha daha çok vardı. Önceki günkü kadını düşündü.

"Acaba ne kadar bilgisi vardı. Kendi düşündüğü efsaneyi biliyormuydu acaba? "  diye düşündü.

Sonra etrafına bakındı. Gizemli kadını en son gördüğü yerde gördü ama bu sefer yalnızdı. Bu sefer yanına gitmeye karar verdi. Düşündüğü efsaneyi direk olarak sormamaya karar verdi. Çünkü bilmediği halde biliyormuş gibi yapabilirdi.

O bunları düşünürken gizemli kadının yanına ulaştı. Kadın kahramanımızı basitçe selamladıktan sonra tüccarlara anlattığı hikayelerden bahsetti kısaca. Kendisine de hikaye anlatabileceğini söyledi eğer isterse tabii ki de.

Kahramanımız ise hikayelerden bazılarını dinlediğini ve duyduğu hikayeleri çok da beğenmediğini belirtti.

Gizemli kadın ise önce bilmişçe gülümsedi. Sonra bu durumun sebebinin kişiye özel hikayeler anlatması olduğunu söyledi. Herkese o kişinin seveceği hikayeyi anlatıyordu. Sonra kahramanımızın sevecği hikayeleri de bulup anlatabileceğini belirtti ve ekledi "En azından öyle umuyorum."

Düşündüğü türden en az bir hikaye dinlemeyi umuyordu kahramanımız. Bundan daha önemli olarak da çok merak ettiği hakkında hikaye ve efsane kırıntılarına denk gediği son deniz efsanesinin tamamını dinlemeyi umdu.

Bu umutlarla gizemli kadının hikayelerinden bazılarını dinlemeye karar verdi.

İlk hikaye olarak hayatın başlangıcını anlatan bir efsane anlattı gizemli kadın. Hayat başlamadan önce dünyanın o yaşamsız çölden beter hali kahramanımızın ilgisini çeken noktalardan biri olmuştu.

Başka bir dünyadan gelen bilge bir halk gezegenin yaşanabilir hale gelme sürecini hızlandırmıştı böylece henüz lavlarla kaplı olması gereken gezegenin yüzeyi olması gerekenin aksine yüzlerce yıllarda soğumuş üzerinde yaşanabilir hale gelmişti.

Bu bilge insanlar bir şekilde bu süreçte hayatta kalmayı başarmıştı. Zamanla dünyada yerel yaşam formları da oluşmuş ve başka dünyalardan başka insanlar da gelmişti. Bu ilk gelen bilge grup hem yerel yaşam formlarına hem de sonradan gelen diğer insanlara rehberlik etmiş onlara medeniyeti öğretmişlerdi. Ayrıca hepsinin  bir arada uyum içinde yaşamalarını sağlamışlardı.

Sonra gizemli bir şekilde ortadan kaybolmuşlardı. Tarihleri zamanla efsaneye dönüşmüştü.

Efsane biraz uzundu ama kahramanımızın ilgisini çekmişti o yüzden sonuna kadar dinledi. Gizemli kadın anlatmayı bitirdiğinde kahramanımız güzel bir hikaye dinlediği için sevinmiş olmasına rağmen işine yaramayacağını düşündüğü için aynı zamanda üzülmüştü de.

O şimdi gidebileceği bir yer arıyordu. Kendisi doğmadan önce yok olmuş medeniyetler hakkında bilgiler değil.

Bir yandan bir an önce aklındaki sorulara cevap bulmak isteyen kahramanımız  bir yandan da açık açık gidilecek bir yer sormak da istemedi. Bu yüzden de son deniz hakkında duyduğu efsane ve hikaye parçalarından bahseti gizemli kadına. Sonra da bu konuda bir efsane bilip bilmediğini sordu.

Gizemli kadın ise herşeyin bir sırasının olduğunu söyledi. Bu sırada gizemli bir gülümseme vardı yüzünde.

Gökyüzüne bakan kahramanımız güneşin tamamen doğduğunu hatta ufuk çizgisinden bir hayli uzaklaştığını gördü. Gizemli kadına bir hikaye daha anlatıp anlatmayacağını sordu. O da gizemli yeni bir gülümseme ile cevap verdi.

Özellile sorduğu efsane hakkındaki cevabını da düşündüğünde yeni bir hikaye dinleyemeyeceğini düşünen kahramanımız şifalı bitkilerle uğraşan arkadaşının çadırına giti. Arkadaşı hala otlarla uğraşıyordu. Ona hiç uyuyup uyumadığını sordu. Arkadaşı da yeterince uyuduğunu söyleyerek yanıt verdi.

Vahanın etrafında dolaşmaya karar verdi. Tam olarak dost diyemeyeceği ama kendisini yakın hissettiği bir sürü insan vardı bu vahada. Ayrılmadan önce hepsiyle en az bir kere konuşması gerektiğini düşündü.

Öğlen sıcağı kendini belli etmeye başladığında bu vahadaki yaşayanların çoğu öğlen uykusuna yatardı. Buna siesta diyorlardı. Dünyayı gezerken bu siesta denen yerin başka bölgelerde eskiden beri uygulanan bir gelenek olduğunu bu vahaya ise son zamanlarda geldiğini öğrenmişti. Ama nedense buradaki insanlar sanki zamanın başından beri şimdiki gelenekleri uyguuyrmuş gibi davranıyorlardı.

Kahramanımız da bu alışkanlığa uymaya karar verdi. Şifalı otlarla uğraşan arkadaşının çadırına gitti ve arkadaşının kendisi için hazırladığı yatağa geçti ve yavaşça uykuya daldı.

Evet arkadaşlar bir bölümün daha sonuna geldik. Bir sonraki bölümü bir an önce yazıp yayınlamaya çalışacağım. Umarım yayınlamadan önce kendim için koyduğum notları silmeyi unutmam. Bu bölümler biraz sıkıntılı o yüzden yazması biraz uzun sürebilir bu notları bu sıkıntılarla başa çıkabilmek için yazıyorum.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın.

Evren 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin