Bölüm 15:Macera yolunda sakin bir gün

33 15 30
                                    

Evet arkadaşlar yeni bir bölümle karşınızdayım. 

Yayınlanma tarihi:21.07.2020


Kahramanımız sabah erken uyandığını düşünerek gözlerini açtı ama dışarı çıkar çıkmaz güneşin doğmakta değil ama batmakta olduğunu gördü. Yatmadan önce meyvei abla ile konuştukları şeyleri hatırladı.

Onu görmek için etrafına bakındığında etraftaki tek çadırın kendisinin şimdi içinden çıktığı çadır olduğunu gördü. Etrafta daha önce görmediği bir sürü insan vardı ve onu görmezden geliyor gibiydiler. O da meyveci ablayı aramaya karar verdi.

Bir miktar insan ve ağacın etrafından dolaştıktan sonra meyveci ablayı buldu. Birkaç kişiyle konuşuyordu. Kahramanımızı fark ettikten sonra konuşmayı kesti ve gülümseyerek kahramanımıza doğru yürüdü. Bu arada kahramanımız durmuş meyveci ablanın konuştuğu kişilerin kimler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın karşısındaki insanlar hakkında hiç bir şey hatırlayamadı.

Meyveci abla kahramanımıza iyice yaklaştığında "Ooo uykucu da aramıza katılmaya karar vermiş" dedi. Sesi biraz yüksek ve konuşma şekli abartılıydı. Kahramanımız onun böyle konuştuğunu daha önce hiç görmemişti. O yüzden şaşırmıştı.

Hem şaşkınlığın etkisiyle meyveci ablanın söze karışması yüzünden kahramanımız  "Ama ben ..." diye itiraz etmeye çalıştı.Ama cümlenin gerisini getiremedi. Meyveci abla da onu susturdu "Boşver bu akşam çalışmayacağını söyleyen bendim." dedi ve devam etti "Hem uzun ve yorucu bir yolculuktan önce dinlenmen iyi oldu." 

Sonra meyveci abla kamp hayatından bahsetmeye başladı. Bir yandan ağaçlara doğru yürümeye başlamıştı bir yandan da konuşuyordu. Bunun üzerine meyveci ablayı rahatça duymak isteyen kahramanımız mecburen onu takip etmek zorunda kaldı. Bu şekilde bir süre hem yürüdüler hem de konuşmaya devam ettiler. 

Kamp hayatının günlük hayatına çok benzediğini düşündü kahramanımız. Çadırda uyumak ağır yük taşıyarak yürümek günlük hayatında alışık olduğu bir şeydi çünkü. 

Etrafındaki bütün insanların çanta taşıdığını ve çoğunlukla kendileriyle aynı yönde yürüdüklerini fark eden kahramanımız bir an "çadırı geride mi bırakıyoruz acaba?" diye düşündü ve meyveci ablaya içinde uyudukları çadırı sordu. O ise kendi eşyalarını bir arkadaşının toplayacağını bu eşyalara çadırın da dahil olduğunu söyledi.

Bir süre sonra kahramanımızın daha önce hiç görmediği birisi sırtında bir çanta elinde başka bir çantayla yanlarına geldi ve elindeki çantayı meyveci ablaya uzattı ve hemen uzaklaştı. Bu çanta kahramanımızın diğer insanlarda gördüğü çantanın aynısıydı.

Tek çantalarının olması kahramanımızı şaşırtmıştı. Bu durumun sebebini meyveci ablaya sordu o da cevap olarak çabuk yorulmamak için aynı çantayı sırayla taşıyacaklarını söyledi. Sonra çok istiyorsa çantayı kendisine verebileceğini söyleyip çantayı kahramanımızı uzattı. Bunun üzerine kahramanımız kendisine uzatılan çantayı alıp sırtlandı. 

Bir süre sonra etrafında küçük ışık kümeleri gören kahramanımız bu ışıkların ne olduğunu meyveci ablaya sordu o da cevaben meşale olduklarını söyleyip meşalenin ne olduğunu anlattı kısaca. Basitçe kolay tutuşmayan bir sopanın ucu kolay tutuşan özel bir maddeyle sarılmıştı. Ve bu madde tutuşturuluyordu. Kahramanımız sessizce bu yeni öğrendiği şeyi anlamaya çalıştı

Bir süre sessizce yürüdükten sonra meyveci abla kahramanımızın birkaç metre önünde yürümeye başladı.Sonra da "Asıl yolculuk şimdi başlıyor" dedi arkasını dönmeden.

Kahramanımız da sonunda eve dönebileceği kesin olmasa da mümkün olan bu yolculuğa başlamış olmanın sevinciyle gülümseyerek meyveci ablayı takip etti. Başlarda meyveci ablaya yetişmek isteyen kahramanımız ağır bir sırt çantası taşımasının da etkisiyle mecburen meyveci ablayı geriden takip etmek zorunda kaldı.

Bir süre yürüdükten sonra meyveci abla sırt çantasını istedi ve sırayla taşımaya karar verdiklerini hatırlattı. Kahramanımız henüz çok yorulmadığı söyleyerek itiraz etmeye çalıştı. Meyveci abla ise amacın çok yorulmamak olmadığını mümkünse hiç yorulmamak olduğunu söyledi ve çantayı aldı. 

Bu şekilde bir süre sohbet ederek yürüdüler ve bir anda meyveci abla aniden durdu ve "acıktım" dedi neredeyse bağırma derecesinde yüksek sesle. Onu takip etmekte olan kahramanımız da mecburen durdu ve neden böyle bir şey yaptığını sordu.

Meyveci abla da "çünkü acıktım " diyerek cevap verdi. Bir süre sonra etrafındaki insanlar küçük küçük gruplar oluşturmaya başladılar. "Hadi yemek hazır olana kadar etrafı dolaşalım " dedi ve insan gruplarının etrafında dolaşmaya başladılar.

Bu arada uzun bir süre bir şey yemediğini fark eden kahramanımızın midesi guruldamaya başladı. 

En yakın gruba yaklaştılar ve meyveci abla kısaca selamlaştı ve hal hatır sordu. Onlar da kısaca iyi olduklarını belirtip teşekkürler ettiler. Arada göz ucuyla süzmek dışında kahramanımızı görmezden geldiler. O da meyveci ablanın tavsiyesini dinleyip hiç konuşmadı. 

Bu şekilde bir kaç grupla konuştuktan sonra yemek yemeye karar verdiler. Yemek olarak her zamanki lapa çeşitlerinden birini yediler. Açlıktan midesi kazınıyormuş gibi hisseden kahramanımız lapayı afiyetle yedi ve hangi çeşit olduğuna bile dikkat etmedi.

Yemekten sonra çantayı tekrar kahramanımız aldı ve ufukta ilk aydınlık başlayana kadar yürüdüler. Bu sırada yolculuk , verilecek molalar kamp kurmaktan bahsettiler. Uykusu gelen kahramanımız meyveci ablanın kendisini taşıma teklifini reddetti ama sırtındaki çantayı seve seve meyveci ablaya verdi. 

Kamp kurmak için durduklarında kahramanımız o kadar yorgun ve uykulu hissediyordu ki ayakta durabilmek için meyveci abladan destek almak zorundaydı. Bu sırada meyveci ablaya çantayı getiren arkadaşının bir çadır kurmakta olduğunu gördü hayal meyal.

Bir süre sonra meyveci ablanın yardımıyla çadıra giren kahramanımız yine meyveci ablanın yardımıyla uyku tulumuna girdi. Zaten yarı uyuklamakta olan kahramanımız hemen uykuya daldı.

Evet arkadaşlar bir bölümün daha sonuna geldik. Bir sonraki bölümü ayın 26sı pazar gününden önce yazıp yayınlamaya çalışacağım. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Kendinize iyi bakın.

Evren 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin