Bölüm 28 : Adsız bölüm

1 0 0
                                    

Evet arkadaşlar yeni bir bölümle karşınızdayım.

yayınlanma tarihi : 16.04.2022

Hafif ve zar zor seçilebilen cıvıl cıvıl gülüşmelerle uyandı kahramanımız.

Tam olarak uyanmamıştı aslında uykuyla uyanmışlık arasında bir yerlerdeydi.

Buna rağmen zayıf ta olsa sesler duyuyordu etrafında birkaç tane küçük çocuk şen şakrak kıkırdıyor ve mutlu bir şekilde fısıldaşıyorlardı. Söylediklerinin çoğu anlaşılmıyordu ama arada bazı cümleler seçiliyordu.

"Sonunda geldi" dedi bir tanesi Sonunda eve gideceğiz

"Daha değil" dedi başka bir tanesi ve bir anda gülüşmeler kesildi "Henüz şeyi yapmadık hem daha kim olduğunu bile bilmiyor" diye devam etti en son konuşan ses."merak etmeyin o şeyi er ya da geç yapacağız ve o kişi de er yada geç kim olduğunu hatırlayacak" dedi üçüncü bir ses."yani mesele sadece zaman" dedi dördüncü bir ses "hem zaman dediğin nedir ki?" Bunun üzerine şen gülüşmeler geri döndü.

Bu sırada kahramanımız uyandı ve gözlerini açtı bukadar gürültüde uyanmasının nasıl bu kadar zaman aldığını merak etti ve aklına en son konuşan çocuğun sorusu geldi."Zaman nedir ki?"

Etrafına baktı ama bulunduğu oda bomboştu. Rüya olduğunu düşündü ve üzerinde fazla durmadı. Bu köyde gizemli totem hakkındaki gizemli efsaneyi öğrenecekti. O kadar heyecanlıydı ki "hikâyeci kadın malum efsaneyi burada öğreneceklerini nasıl öğrendi" gibi soruları düşünmedi.

Aklındaki tek şey totemin sahip olabileceği güçlerdi. Bu güçler gerçek olmasa bile bu hayali güçler ve hakkındaki hikâyeler yeni bir şeydi. Bu ailesini kaybettiğinden beridir karşısına çıkan ilk güzel yenilikti en azından bu büyüklükte. Diğer yenilikler ise insana uyanıkken bile kâbus gösterecek cinstendi genelde. Belki de sırf bu yüzden başlamıştı kahramanımız dünyayı gezmeye.

Gündüz kâbuslarını kafasından atmak için ve düşünebilecek başka bir şey bulmak için, ne olursa... Ama nedense çok çabuk bitti dünya turu. Dünya o kadar tek düze hale gelmişti ki bir şehri ki oralara ne kadar şehir denebilirse görmek bütün dünyayı görmek sayılırdı ve kahramanımız bizzat kendi gördükleri ve yaşadıklarıyla tasdik etmişti bunu.

Artık sadece tek bir yerleşim türü kalmıştı dünyada , vahalar. Her ne kadar insanlar inatla köy şehir kent ve hatta megakent deseler de bu oraların aslında devasa bir çöl olan dünyanın içinde bir vaha olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Aslında o da inanabilirdi eğer akrabalarından gerçek kentlerin megakentlerin ve diğerlerinin neye benzediğini öğrenmeseydi. Sonra bu vahaların tek farkının insanlar olduğunu anladı kahramanımız.

Görünen şekliyle yaşama tarzları hayatlarının içindeki somut şeyler hemen hemen aynı olsalar da onlar farklı insanlardı.

"Farklı insanlar farklı hikâyeler demektir" demişti ya babası ya da dedesi zamanında. Tam umudunu kaybetmeye başlamışken bunu farkeden kahramanımız insanların sunduğu bu fırsatın yani hikâyelerin peşinden koşmaya başladı. Yeni hikâyelerin izini sürdü ve sonuç olarak insanlarla yakınlaşmaya başladı.

Kahraman diye çağrılmasına sebep olan hikâyeleri duymaya başladı çok geçmeden. Başlarda kahramanın kendisi olduğunu bilmiyordu. Bu hikayelerden birini dinlerken anlatan kişinin burayı zaten daha iyi biliyorsunuzdur tarzı cümlelerle bazı detayları anlattığını fark etti ve cehaletinin insanların kendisi hakkındaki abartılı övgüsünü azaltacağını umarak bu hikayenin ve kendisi hakkındaki diğer hikayelerin kendisi hakkında olduğunu bilmediğini ve hatta bu durum hakkında hiçbir fikrinin olmadığını söyledi.

Evren 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin